Arif Köse /ey kavmim

Arif Köse /ey kavmim

BEN NEREDE YANLIŞ YAPTIM?

Bu yılın başından itibaren dünya tarihinin değişik bir dönemine girdik. Hepimiz yaşıyor ve görüyoruz. Başımıza gelmeyen kalmadı. Corona adı altında hayatımız olumsuz yönde değişti ve değişmeye devam da ediyor.

             İşyerlerimiz kapandı

             İflaslar, işten çıkarmalar yaşandı

             Maskesiz adım atamaz olduk

             HES kodu marifetiyle hepimiz kodlandık, bu kod olmadan önceki hayatımıza devam edemez hale geldik

             Evimizden çıkamadığımız yasak günlerini yaşar olduk

             Ana babamızın elini, çocuğumuzun yüzünü öpemez olduk

             Misafirliğe gidemiyoruz, sıla-ı rahim bitme noktasına geldi

             Kucaklaşıp tokalaşma tarih oldu

             Paraya değmeye korkar olduk, sabun, kolonyağı, dezenfektan vazgeçilmezimiz oldu

             Rahat rahat ne şehir içinde ne dünya üzerinde gezemez hale geldik

             Virüs korkusuyla zihinlerimiz yoruldu

             Şimdi aşı tereddüdü, on bilinmeyenli denklem gibi önümüzde duruyor.

       Yaşadıklarımızı hepiniz biliyorsunuz daha da uzatmaya gerek yok ama en önemlisi nedir bence biliyor musunuz?

             MÜLKÜN SAHİBİ BİZİ ARTIK EVİNE KABUL ETMİYOR.

             Kâbe, dünya üzerinde Allah’ın evi olarak bilinir, malumunuz.

Allah artık bizi evine kabul etmiyor. Herhangi birimiz, bir akrabamıza ya da tanıdığımıza misafirliğe gitmek istese ve ev sahibi olan tanıdığımız bizi kabul etmese durur düşünürüz değil mi? (En azından coronadan önce). “Neden akrabam, arkadaşım beni evine kabul etmedi” diye. Kendimizi sorgularız “bir hata, yanlış mı yaptım ona karşı” diye düşünürüz.

Şimdi Alemlerin Rabbi, bizi evine kabul etmiyor.

Hiç durup düşünüyor muyuz, “bu Mülkün Sahibi bizi neden istemiyor, neden evine gidemiyoruz?”

Aynı mülkün sahibi, kendi mülkündeki yaşantımızı sıkıntılara, dertlere sokuyor. Yukarıda saydığımız maddeler, bunların yanı sıra hayat pahalığının artması, yağmur ve kar olmayan bir kış geçirmemiz, depremler, seller, savaşlar… “nereye gidiyoruz, bizi nasıl bir gelecek bekliyor” sorularını ve kaygılarını önümüze getiriyor ve bu kaygılar beynimizi kemiriyor.

Hiç düşünüyor musunuz bizler insanlık olarak nerede hata yaptık?

Hiç düşünüyor musun kardeşim, Allah’a karşı ne yaptın da bunlar başına geldi?

“Hatanın, yanlışın” bu yaşadıklarımızla ilgisi olmadığını mı düşünüyorsun?

Belki aşağıda verdiğim kutsal sözler, fikrinin değişmesini sağlar:

“Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.” (Şura Suresi, 30. Ayet Meali)

 

“İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde fesatlar çıktı (düzen bozuldu, bozulmalar meydana geldi); böylece Allah -dönsünler diye- işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.” (Rum Suresi, 41. Ayet Meali)

 

“Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez.” (Rad Suresi, 11. Ayet Meali)

 

"Her musibet, affedilecek bir günah için gelir." (Hadis - Ebu Nuaym)

 

“Sana gelen her iyilik Allah’tandır. Başına gelen her kötülük de senin nefsindendir.” (Nisa Suresi, 79. Ayet Meali)

 

Eğer bu sözler hala fikrini değiştirmediyse yarasa çorbası içen bir Çinli’nin dünyanın başına gelen bu felakete sebep olduğunu düşünmeye devam edebilirsin.

Yok bu ayet ve hadislere itibar ediyorsan, günahlarımızı itiraf edelim, kabullenelim, vazgeçelim, tövbe edelim, Yaratan’dan af dileyelim, sadakalar verelim, gözyaşı dökelim.

Şayet aynı yaşantıya bu musibetlere rağmen devam edersek, Allah korusun ama corona musibetinin, başımıza gelebileceklerin başlangıcı ve hafifi olmasından, daha ağır musibetlerin başımıza gelmesinden korkuyorum ve bu, hiç te boş bir korku değildir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum