"Hep kışı yaşadık artık baharı görelim"

"Hep kışı yaşadık artık baharı görelim"

AK Parti Konya eski il yöneticisi ve Avukat Hülya Gök, yeni anayasanın gerekliliği ile başkanlık sistemi hakkında Memleket'e önemli açıklamalar yaptı.

"Artık bu elbise dar geliyor" diyen Hülya Gök, yeni anayasa ile bu dar elbiseden kurtulmamız gerektiğini ifade etti. Başkanlık sistemine de değinen Avukat Hülya Gök, "ülke olarak şimdiye kadar hep kışı yaşadık artık bahar zamanıdır" dedi.

-Yeni Anayasa neden gereklidir?

İleri Demokrasilerde, kişilerin vazgeçilmez, devredilmez, dokunulmaz temel hak ve hürriyetleri vardır. Bunlar eksiksiz yaşanabildiği ve korunabildiği, devlet tarafından kesin biçimde garanti altına alındığı takdirde yaşanabilir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tarihinde calibi dikkat olan iki anayasa vardır. Bunlar 1961 ve 1982'de yapılan anayasalardır.Bu iki anayasanın ortak özelliği, yönetime el koyma mahsul anayasalar olması yani askeri darbeler sonucu, kanlı bilançoların ardından, adeta batmakta olan bir Türkiye’yi kurtarma politikaları, tarzında düzenlenmiş anayasa olmalarıdır. Refah bir Türkiye, dünyanın izlediği, hızla gelişmekte olan bir ülke, dünyada birçok konuya, tarihinde hiç olmadığı kadar söz sahibi olmuşken, kısıtlanmış, özgürlükten mahrum edilmiş, bastırılmak suretiyle yalnızca o dönemin güvenlik anlayışıyla, günümüz gelişmelerinden tamamen arkada kalan bir anayasayla yönetilemez. Değerli büyüğümüzün, değerli tabiriyle "Bu Gömlek Bu Ülkeye Dar Geliyor" Bizim anlattıklarımızı özetleyecek bir hikaye vardır;  Adamın birisi boynumda bir sıkışma var diyerek doktor doktor geziyormuş. Lakin, bir türlü çözüm bulamamış. Bu yıllarca sürmüş. Ne filmler çekilmiş, ne tetkikler yapılmış ama sonuç değişmemiş. Bir sürü ilaç kullanmış! Sonunda durumu çaresizce bir komşuya arz etmiş. Komşusu kendisine, “Gömleğine bir baksan kaç numara giyiyorsun” Bakmış ki kendisine göre iki numara küçük olan gömleğinin yakası oldukça dar. Meğerse gömlek sıkıyormuş... Bu bir hikâye, şüphesiz ki bugüne kadar bir sürü aşama kaydettik. 'Yapılamaz' denilen bir sürü maslahat ortaya koyduk, artık boynumuzdaki sıkışmadan kurtulma zamanı. Halen yürürlükte olan 1982 Anayasası toplumun her kesimi tarafından anti demokrat bulunuyorsa, insanlar kendilerini özgür hissetmiyorsa, düşüncelerini açıklayamıyorsa, anayasayı uygulayan devlet tarafından ezildiğini düşünüyorsa yenilenme zamanı gelmiş demektir. AK Parti olarak demokrasiyi halkın geniş boyutlu katılımı ile sürekli geliştirilmesi gereken bir süreç olarak görmekteyiz. Hoşgörü, diyalog ve müzakere rejimi olan demokrasi hukuk kurallarının ve yönetim ilkelerinin vatandaşların rızası çerçevesinde şekillenmesini arzu ediyoruz.

hulya-gok.jpg

-Anayasa değişikliği ile birlikte hayatımızda neler değişecek?

Yeni Anayasa bir defa özgürlükler anayasası olacak… Çoğunluğun azınlığa tahakküm etmediği, karar süreçlerinin işletildiği, her türlü işlem ve eylemin evrensel hukuk normlarına dayalı bir şekilde denetlendiği demokratik bir ortam olacak. AK Parti 2001’den itibaren Cumhuriyet tarihinin en büyük demokratikleşme hareketini başlattı. Demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlemesi için büyük bir iradeyi ortaya koydu. AK Parti vesayetçi anlayışı kırarak millet iradesinin kurum ve kuruluşlara yansımasını mümkün kıldı. Şimdi yeni Anayasa ile bu anlayışı daha kurumsal hale getirme zamanıdır. Yeni anayasa ile tam demokrasi ile yönetilen bir Türkiye için birlik olma zamanının tam da ortasında olduğumu düşünüyorum. Özgürlüklere, insan haklarına inanan her bireyi bu konuda AK Parti ile birlikte olmaya bekliyoruz.

-Yeni bir anayasa yapılırken hangi dengeler korunmalıdır?

Öncelikle şunu ifade etmem lazımdır ki; demokrasi halkın geniş boyutlu katılımı ile sürekli geliştirilmesi gereken bir süreçtir. Yani gelişime ve değişime odaklı, hepimizi dinleyen ve kapsayan bir anayasa olacağında şüphe yoktur. Yeni Anayasa yapılırken elbette her kesimin hassasiyetleri korunmalı. Ancak ortak değerlerimiz asla göz ardı edilmemelidir.

- Mevcut yasalar baz alınarak demokratik ülkeler arasında kaçıncı sıradayız, yeni anayasa ile demokrasi alanında da sınıf atlayacak mıyız?

Maalesef bu konudaki durumumuz çok da iç açıcı değil... Mevcut hükümetimizin, yani AK Parti iktidarı öncesi, her 10 yılda bir ihtilalin yaşandığı ve demokrasinin rafa kaldırıldığı bir ülkeydik. El koyma, baskı, sınırlama, yasaklama, kanlı süreçler gibi ağır durumların olduğu bir ülke… Milletimiz bu durumun farkına vardı. Vesayetçi anlayışa dik bir duruş sergileyen AK Parti’nin etrafında birleşti. Üst üste iktidara taşıdı. Bu, Türkiye’de bir rekordur. Hiçbir parti bu kadar uzun süre tek başına iktidarda kalamamıştır. Şu an, Yeni Anayasa konusunda “Toplumsal Uzlaşma” mevcuttur. Öyle inanıyorum ki, Yeni Anayasa’nın ardından çıkarılacak yasalar toplumda huzur ve barışı da beraberinde getirecek. Bu huzur ve barış toplumun bütün kesimlerine hakim olacağı için insanlarımıza her alanda sınıf atlatacaktır.

-Değiştirilemez, değiştirilmesi dahi teklif edilemez başlıklar ne olacak?

Biliyorsunuz, mevcut Anayasamızda ilk 4 madde bu kapsamdadır ve ifade ettiğimiz gibi, yeni Anayasa “Ortak Akıl ve Uzlaşı”nın eseri olacaktır.

12746430_10153944647999246_1820133464_n.jpg

-Sosyal altyapı yenilenmeye hazır mı?

Bu soruya rahatlıkla “evet” diyebilirim…Çünkü hiç kimse yaşadığı ülkede kendini değersiz hissetmek istemez. STK’lar başta olmak üzere toplumun her kesimini bu değişime hazır olarak görüyorum. Daha dün, dile getirilemeyen pek çok konu bugün toplum tarafından rahatlıkla tartışılabiliyor. Bir başka ifade ile toplumumuzun ulaştığı bu demokratik olgunluk beni mutlu ediyor.

-Başkanlık sistemi neden gereklidir?

Bugün aklı fikri olan herkes mevcut sistemin devleti hantallaştırdığını yakından görüyor.

Şu an “kör-topal” yürüyen işler başkanlık sistemi ile koşar adım ilerleyecektir. Siz hiç kışlık kıyafetlerle yaz ortasında rahat edebilir misiniz. Türkiye’nin geçmişi kış geleceği ise bahar ve yazdır. Hep kış görmüş bir ülke olarak AK Parti iktidarı ile birlikte baharı ve yazı yaşamaktadır. Bu mevsimde halkı, hantal ve boğucu kıyafetlerle bunaltmaya ne hacet. 

Devletin hantallıktan kurtulması herkesi mutlu edecektir. İşte bu yüzden başkanlık sisteminin gerekli olduğunu düşünüyorum. Bugün eleştirilen ne varsa, görülecektir ki başkanlık sistemi ile düzelecektir.

-Başkanlık sistemi diktatörlük müdür?

Dünya üzerinde gelişmiş ülkelerin çoğunluğu başkanlık sistemi ile yönetiliyor. Başkanlık sistemi diktatörlük olsaydı bu ülkeler nasıl gelişmiş ülke olabilirdi? Başkanlık sistemi asla diktatörlük değil gelişmişlik refahıdır. Başkanlık sistemini diktatörlük olarak yorumlayan muhalefettir. Ancak takdir edeceğiniz gibi, AK Parti iktidarı ile zıtlaşan bu anlayışa milletlimiz de prim vermemektedir.

-Başkanlık sisteminde Tayyip Erdoğan sonrası ne olacak?

Bilindiği gibi, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, halkın seçtiği ilk cumhurbaşkanıdır. Recep Tayyip Erdoğan bir yönetici olmuş olsaydı bu kaygıyı taşımamız olağan olabilirdi. Zira yöneticilik, kişinin ön plana çıktığı, liderlik ise devamlılığın ve yetiştirmenin mevcut olduğu bir sistemdir Recep Tayyip Erdoğan bir yönetici değil, Recep Tayyip Erdoğan bir liderdir. Yeni Anayasa ile birlikte Türkiye’ye başkanlık sistemi gelmiş olsa da kurumsal devlet yapısı devam edecektir. Ustamızın dediği gibi "Kişiler geçici, kurumlar bakidir" Türkiye’nin bekası için başkanlık sistemi ilk ve en önemli adımdır.

-Bizim getirmeye çalıştığımız sistem Avrupa'da kullanılanlardan farklı olacak mı?

Bu sorunuzu şöyle yanıtlamak isterim: Bir elbise herkese uymayabilir…

Herkes kendisine yakışan bir elbiseyi giymek ister. Biz üç kıtaya hükmetmiş Osmanlı torunlarıyız. Dolayısıyla zamanında Avrupa'ya da hükmetmiş bir ülke olarak, onların sisteminden daha üstün bir sistem olacağına inanıyorum. Zira, düşünülen sistem toplumun her kesimini kucaklayan, beklentileri karşılayan bir sistemdir. Biz buna TÜRK TİPİ BAŞKANLIK SİSTEMİ diyoruz.

-Vatandaş bu sisteme neden önyargılı yaklaşıyor?

Vatandaştan kastımız halk ise, halkın bir ön yargısı olduğunu düşünmüyorum. Bunun sürekli halkın içinde biri olarak zaten temin edebilirim. Önyargılı yaklaşan gruba gelirsek muhalefetten öteye geçemeyiz. Kendi yandaşlarını dinamik tutabilmek ve parti içindeki iktidarlarını kaybetmemek için olumsuz bir tavır içine giriyorlar. Adı üstünde muhalif oluyorlar. Ancak gururlarına yedirip itiraf edemiyorlar. Onlar da sistemin tıkandığını net bir şekilde görüyorlar.İstenilen refaha ulaşıldığında muhalefet dahi mutlu olduğu bir ülke için başkanlık sistemi çok elzemdir.  Bu sıkıntılar aşılacaktır, hiç merak etmeyin.

Hülya Gök kimdir?

1968 doğumlu, Kadınhanı ilçesi nüfusuna kayıtlı olan Gök, İhsan Özkaşıkçı İlköğretim Okulu'ndan sonra orta ve lise tahsilini Konya İmam Hatip Lisesi'nde tamamladı. Konya’da ilk kadın İmam Hatip Lisesi mezunlarından olan Hülya Gök, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup kendisine ait hukuk bürosunda 23 yıldır fiilen avukatlık yapmaktadır.. 2014 yılında aldığı eğitimler sonucunda toplumun sorunlarına dostane çözüm bulmak adına Adalet Bakanlığı tarafından arabuluculuk unvanı alarak ülkemizin ilk arabulucu avukatlarından biridir. Bir dönem AK Parti Konya İl Yönetiminde görev üstlenen Hülya Gök evli ve 4 kız çocuğu annesidir.

Röportaj-M.Ali Elmacı