Memleketi Kurtaran Adam
Kömür dağıtıp ‘OY’ alıyorlar!
Eskiden Konya’da da belediyeler tarafından dağıtılırdı fakir fukaraya kömür...
Mahallenin muhtarı listesini yapar getirirdi belediyeye. Ayrıca muhtarın yazmadığı kalırsa bizzat gelir belediyeye ve durumunu beyan ederdi. Ve hakketten ihtiyacı varsa kömürünü de alırdı...
Sonra kaymakamlıklara devredildi bu iş. İyi de oldu...
Kaymakamlıklar da muhtarları devreye sokarak sistemi yürütüyorlar ve ihtiyaç sahiplerine kömür, gıda hatta nakit para da dağıtıyorlar...
Bunlar çok güzel işler...
Bir süredir, kuyruk acısıyla hükümete nereden saldıracağını arayan Doğan medyası en sonunda karar kılıp kömür dağıtım işini diline doladı ya...
İlk kez dağıtılıyormuş, ilk kez duyuyorlarmış gibi kömür kamyonlarını çekip, işin içinden bir ayıp bulmaya çalışıyorlar... Uğur Dündar adında bir TV’nin sunucusu da hayretler içerisinde muhabirlerin bu yardım haberlerini canlı bir şekilde ekrana getiriyor...
Kömür yardımı alan bir ihtiyar kadın mikrofona oyumu ‘ampule’ atıyorum deyiveriyor...
Vay efendim, kömür verip oy alıyorlar...
Peki, sözleşme mi yapılıyor bu insanlarla. Oy verirken birisini başına mı dikiyorlar yani...
Ampule verecem der, gider bunların altı oklu partisine verirse oyu...
...
Vakti zamanında köylerde muhtarlık seçimleri pek bi heyecanlı geçerdi. Her adayın etrafına kesin oy verecek bir ekip oluşur, onun adına çalışırdı. Hemen her gün de birinin evinde sırayla oturulur, oy hesabı yapılırdı. Şu oyunu buna verir, bu şuna verir...
Seçim sonuçlarını neredeyse bilirlerdi, ama aradaki mesafeye göre belli bir çalışma yapılırdı. Kalabalık sülalelerin desteklediği adaylar tahmin ettiğiniz gibi önde giderdi. Hele zengin ve eli açık birisiyse adayımız ipi göğüslerdi...
Adaylardan birisi kendisine oy vermeyeceğini tahmin ettiği komşusuna gelip oy istediğinde bir ‘söz’ alabiliyordu. Söz neydi, namustu...
Yani sandık başında kişi sözüyle, vicdanıyla, inançlarıyla baş başa kalıyordu. Bunların dışındaki hiçbir kuvvet bunu değiştiremezdi...
Bizim köyde söz gelemi ‘Hacallar’ lakabıyla bir sülale vardı. Oldukça kalabalıklardı. Bildim bileli oylarını deli beller gibi ‘Halk Partisi’ne’ verirlerdi... Ve kimse onları ikna edemezdi...
Sosyal demokrasi, emek, insan hakkı falan filandan annadıkları için değil. Bi zaman dedeleri biz buraya verecez demiş o kadar. Başka bir açıklaması da yoktu...
Bu sülalenin muhtarlık için desteklediği aday da hiçbir çalışmayla değişmezdi...
...
Ankara’da aslan sosyal demokratlar iddialı bir kampanyaya girişti. Bilin bakalım ne vaad ediyorlar?..
Garibanlara maaş vereceklerimiş. Hem de asgari ücretten bile fazla, tam 600 lira...
Eee peki hani ampulcüler kömür dağıtıp oy alıyorlardı. Şimdi bunlar maaş dağıtacağını söylüyorlar...
Görüyüm gayri seni Uğur Dündar...
Bu Karayalçın’a bu vaadlerin aşağılık ve ayıp bişey olduğunu söyle...
Ve de ki, günümüzde artık hiç kimse sandık başında bu küflü laflara kanmaz, önceden karar verdiği yere oyunu basar... Basar mı basmaz mı? Göreceğiz...
Yarın da yazmaya fırsat bulursak, Konya’daki aday adaylarını yazalım...