TYB'de asırlık ağaçlar konuşuldu

TYB'de asırlık ağaçlar konuşuldu

TYB’de konuşan Prof. Dr. Mustafa Küçükködük, Konya’da bulunan endemik bitkiler ve anıt ağaçlar hakkında önemli bilgiler verdi.

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi bu hafta farklı bir konuya değinerek soyu yok olmaya yüz tutmuş endemik bitkilerin ve anıt ağaçları gündeme getirdi. Programda, Hz. Mevlana ve Nasreddin Hoca gibi değerlerimize izafeten bitkilere ve canlılara verilen isimler anlatıldı. Konya’daki en yaşlı ağacın Hadim ilçesinde bulunduğunu söyleyen SÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Küçükködük, bu ağacın 2 bin yaşlarında olduğunu kaydetti. Bazı endemik bitkilerin kansere ve vereme karşı iyi geldiğini belirten Prof. Dr. Küçükködük, endemik bitkilerin bulunduğu ilçelerden bahsetti. Meke Gölü’nde bulunan bitkilerin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını anlatan Prof. Dr. Küçükköndü, “Meke Gölü’ndeki su seviyesi umarım daha fazla azalmaz. Çünkü burada çok değerli endemik bitkiler bulunuyor. Eğer buradaki su seviyesi azalırsa bitkiler de yok olacak. Buralara toprak yapısına uygun bitkiler dikilmelidir. Kiraz gibi su ihtiyacını yeraltından karşılayan meyveler dikilmemelidir. Ayrıca bizi bitkiler de hayvanların bu bitkileri sevmesi nedeniyle tehlike altındadır” dedi. Endemik bitkilerin yanında endemik hayvanların da bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Mustafa Küçükködük, bu hayvanların da soyu tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunun altını çizdi. İlk kez bulunan hayvanlara veya bitkilere bulan kişinin isim verme hakkına sahip olduğunu belirtti. Konya’daki endemik bitkilerin kuraklıkla alakalı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Mustafa Küçükködük, bu yüzden mümkün olduğunca bu konuya dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Ermenek’te bulunan bitkilerin Konya’nın tamamı kadar olduğunu belirten Prof. Dr. Küçükködük, Beyşehir Gölü’nde ise Kababurun isimli bir balığın bulunduğunu ve bu balığın sadece bu gölde yaşadığını söyledi.

NASREDDİN HOCA İNCİ BALIĞI,

MESOCRİCETUS BRANDTİ MEVLEVİ
Anadolu’da bulunan endemik bitkilere ve hayvanlara verilen isimlerin bulan kişinin adını taşıdığını anlatan Prof. Dr. Küçükködük, bazen ise yöreye özgü insanların isimlerinin verildiğini belirtti. Çetik otuna isminin SÜ’nün kurucu rektörlerinden olan Prof. Dr. Rıza Çetik onuruna verildiğini kaydeden Küçükködük, “Bu şekilde verilen isimler vardır. Mesela Hz. Mevlana’ya atfedilen Mesocricetus Brandti Mevlevi ve Nasreddin Hoca’yı anmak amacıyla Nasreddin Hoca İnci Balığı isimlerinin verilmesi gibi. İnsanların akıllarına şu soru gelebilir, bu kadar canlı birbirine çok benzerken nasıl ayırt edilebiliyor? Nasıl ki insanların nüfus cüzdanları varsa bitkilerin ve diğer canlıların da nüfus cüzdanı vardır. Bu nüfus cüzdanı yaşına, boyuna ve cinsine göre veriliyor. Tüm bu nüfus cüzdanı işlemlerinin ardından Konya şehir merkezinde yaşayan en yaşlı ağaç 441 yaşında olan Sapa Meşe’dir ve bu ağaç şu anda Nihat Kişnişçi Vakfı’na aittir. Ayrıca Türkiye’nin en yaşlı ağacı ise Antalya’da bulunan bir ağaçtır ve 2 bin 500 yaşlarındadır” diye konuştu. Konuşmanın sonunda ise konuşmacıya kitap hediye edildi. Yaşar Sarı-Memleket