2012 yılında Hükümetin şerh koymadan imzaladığı İstanbul Sözleşmesi önce 6284 nolu aileyi bitiren kanun olarak, şimdi de ‘Cinsiyet Eşitliği’ adı altında LGBT’ye sözde ‘onur haftası’ olarak çıktı karşımıza. Bütün uyarılara rağmen bir türlü değiştirilmeyen sözde aileyi koruma kanunu sıcaklığını korurken, özellikle CHP’li belediyeler tarafından LGBT’ye özgürlük adı altında pazarlanan sapkınlığı öven ve meşru gösteren paylaşımlar, vatandaştan büyük tepki gördü ve AK Parti’ye çağrı geldi; Bu sözleşmeyi acil geri çekin!

VATANDAŞ TEPKİLİ

Dünyada ilk olarak İstanbul’da, Türkiye’nin (hem de şerhsiz) imzaladığı bir sözleşme olduğu için İstanbul Convention(Sözleşmesi) adını alan çalışma, daha şimdiden (şerhler koyarak da olsa) 44 ülkenin imzaladığı dünya çapında bir projeye dönüştü. Bu yıl 27’inci kez düzenlenmesi planlanan sözde “Onur Haftası” adı altındaki sapkın etkinlikler için geçtiğimiz seçimde İP ve HDP ile ittifak yapan CHP’li belediyeler de seferber oldu. CHP’li belediyelerin resmi sosyal medya hesapları, eşcinsel paylaşımlar yapma konusunda adeta yarışa girerken gözler birçok Avrupa ülkesinde bile bu kadar rahat hareket edemeyen LGBT’nin Türkiye’deki bu rahat davranışlarının sebebi olarak gösterilen ve birçok ülkenin şerh koyarak kabul ettiği İstanbul Sözleşmesi’ni akıllara getirdi.

HEDEF ‘AİLESİZ TOPLUM’

İstanbul Sözleşmesi, zeminini 1957 yılında Avrupa Birliği çerçevesinde imzalanan Roma Anlaşmasının 119. Maddesindeki “Kadın Erkek Eşitliği”nden, fikri altyapısını Alfred Kinsey’den, dinamizmini feminist hareketlerden, lojistik desteğini büyük sermayeden alıyor. Başlangıçta “Cinsiyet Eşitliği” olan tanım genişleyerek İstanbul Sözleşmesinde, “Cinsiyet, Cinsel Yönelim, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği”ne dönüştü. Başta Kadın–Erkek eşitliği olan ilke de, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ile birlikte; Erkek, Kadın, Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Trans(LGBT) ve diğer formlar eşitliğine dönüştürüldü. Bu anlamda böylesi bir dönüşümü hedefleyen İstanbul Sözleşmesinin, “Ailesiz Toplum Projesi”, “Farklı Aile formları Projesi” veya “Aile Sonrası Toplumun Hukuki Alt Yapı Çalışması” olarak toplum yapısını tehdit ediyor.

AK PARTİ’YE ÇAĞRI

Öte yandan İstanbul Sözleşmesi’ni kaynak alarak Türkiye’de LGBT hareketine onay veren ve destek için birbiriyle adeta yarışan CHP’li belediyelerin LGBT ahlaksızlığını öven paylaşımlarda bulunmasına vatandaşlar sert tepki gösterdi.

İstanbul’da Şişli ve Maltepe belediyelerinin ardından CHP’li çok sayıda belediye sosyal medya hesabından sözde “27. İstanbul Onur Haftası”nı kutlayan paylaşımlarda bulundu. Söz konusu paylaşımların bazılarında sözde özgürlük ve Atatürkçülük

bahsinin geçmesi vatandaşların tepkisini toplarken birçok sosyal medya kullanıcısı da AK Parti’ye bu sözleşmeyi geri çekin çağrısında bulundu.

RUSYA'DA YASAK

2012’de Moskova Yüksek Mahkemesi, 100 yıl süreyle başkentte LGBT üyelerinin yürüyüş düzenlemesini yasaklamıştı. Rusya’nın diğer bir şehri St. Petersburg’da da eşcinsel propagandanın yaygınlaşmaması için yasaklar mevcut. Moskova’daki yetkililer, eşcinsellerin yürümesinin kamuyu kötü etkilediğini ve çoğu Moskovalının da bu tarz etkinlikleri desteklemediğini belirtmişti. Rusya’nın eşcinsel propaganda ile ilgili yasası, çocukları geleneksel aile değerlerini inkâr etmelerine neden olacak bilgilerden korumayı amaçlıyor. Yasa; basın, televizyon, radyo ve internet gibi her türlü kitle iletişim aracını kapsıyor.

SİYASİLER GELİŞMELERE SESSİZ KALIYOR

Vatandaşların tepkisini çeken paylaşımlara siyasilerin ise sessiz kalması akıllarda soru işareti bırakırken her konuda açıklama yapmak için adeta yarışan parti genel başkanları ve milletvekillerinin sessiz kalması da akıllarda soru işareti bıraktı. 60 bin kişilik Çamlıca Camii'ni bile "Hangi akıllının başına Çamlıca Tepesi'ne 60 bin kişilik cami yapmak gelir ya? Bir kere doldursunlar ellerini öperim." diyen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da LGBT konusunda hiçbir açıklama yapmadı.

KONYA'DAN DA SERT CEVAP

CHP'li belediyelerin LGBT'yi övücü ahlaksız paylaşımlarına Ak Partili bazı belediyelerden cevap gecikmedi. Paylaşıma Türkiye'deki birçok belediyeden tepkiler gelirken Konya Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere merkez ilçe belediyeleri de sert bir şekilde tepki gösterdi. Konya Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan paylaşımda, Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın; Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın." ifadesine yer verilirken Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca "Bizi birçok milletten ayıran temel özelliğimiz güçlü aile bağlarına sahip olmamızdır" paylaşımı yaptı.

Selçuklu Belediyesi ise sosyal medya hesabından Çanakkale'ye giden 15'lilerin fotoğrafına yer vererek "Onur yürüyüşü böyle olur, onurlu insanlar böyle yürür" notunu paylaştı. Meram Belediyesi ise resmi twitter adresinden Hz. Mevlana’nın “Kiminle gezdiğinize, kiminle аrkаdаşlık ettiğinize dikkаt edin. Çünkü Bülbül güle, kаrgа çöplüğe götürür” sözünü tweetledi.

DEVLET ELİYLE TOPLUM BOZULUYOR

Milli Eğitim Bakanlığı geçtiğimiz aylarda kısa adı ETCEP olan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı Okul” eylem planı hazırlamıştı. Cinsiyet eşitliğine yönelik toplumsal algının, öğrencilik yıllarından itibaren geliştirilmesi bahanesiyle pilot çalışması 162 okulda başlatılan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ne Duyarlı Okul” projesi halktan büyük tepki almıştı ve iptal edilmişti.

11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan, TBMM tarafından 14 Mart 2012’de kabul edilen, 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi, AK Parti Hükümeti ve dönemin Aile ve Sosyal Politikaları Bakanı Fatma Şahin’in imzasıyla uygulanmaya devam ediyor.  Servet R. Çolak-Memleket

İşte sözleşmesinin LGBTİ’lere dayanak olduğu madde; 

“Madde 4 – Temel haklar, eşitlik ve ayrımcılık yapılmaması

3.Taraflar bu Sözleşme hükümlerinin, özellikle de mağdurların haklarını korumaya yönelik tedbirlerin, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka tür görüş, ulusal veya sosyal köken, bir ulusal azınlıkla bağlantılı olma, mülk, doğum, cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, medeni hal, göçmen veya mülteci statüsü veya başka bir statü gibi, herhangi bir temele dayalı olarak ayrımcılık yapılmaksızın uygulanmasını temin edeceklerdir.”