Satranç oyunu; 1948 yılından bugüne deyin ABD-İSRAİL-NATO-AB ülkelerinin maşa başında yaptıkları planların Ortadoğu topraklarında hayata geçirilişin adıdır.

Ortadoğu kavramını ilk defa Mahan,1902 yılında National Review’de yayınlanan “The Persian Gulf and International Relations” başlıklı yazısında kullanmıştır. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından literatürde kullanımı yaygınlaşan “Ortadoğu’’, dar anlamda Mısır ile Afganistan arası, geniş anlamıyla Fas ile Hindistan arasıdır. ABD’nin operasyon, hedef alanının adıdır.

ABD 1948’den sonra yanına İsrail ve AB ülkelerini alıp Ortadoğu’da ‘yeşil kuşak’ projesini başlattı. O tarihten bugüne değin bölgeden hiç gitmediler.

Bu ekip, siyah takımlarının içine beyaz gömleklerini giydiler, siyah papyon ve fötrlerini takıp uçaklarına atlayıp bölgeye satranç oynamaya geldiler. İran’dan öğrendikleri satranç oyununu İran’a öğretmeye kalktılar, İran her defasında kendilerini şah-mat etti.

Masaların başına oturdular, satranç tahtasını açtılar, kendi aralarında turnuva düzenlediler. Masalar, satranç taşları, piyonlar, kaleler, atlar, filler, vezirler bölgeden, ‘şah’ kendileri oldular. En acısı da yıllarca piyonlar, kaleler, atlar, filler, vezirler bizim tarlanın taşları oldu. Bu taşlara geçmişte, ‘bizim oğlanlar’ dediler. Bölgenin taşlarıyla bölgenin kuşlarını vurdular.  

Ürdün, Arabistan, Irak, Kuveyt, Afganistan, Mısır’da kendi aralarında satranç turnuvası düzenlediler. İddialı oynadılar; bölgesine, ülkesine bahse girdiler. Turnuvalarda bu yerler kendi aralarında hep el değiştiriyordu.

Oyunu kendi aralarında oynuyorlar, bahse girdikleri yerler kendi ülkelerinin değildi. Kaybeden kendinden bir şey kaybetmiyor, kazanan her zaman kendileri oluyordu. Oyun bittiğinde birbirlerine; ‘bir daha ki oyunda buluşmak üzere hellooo’ dediler, el salladılar ayrıldılar. Ellerini kollarını sallayarak girdikleri ülkelerden uçaklarına petrodolar yükleyerek ayrıldılar. Bu Hristiyan-Batı ittifakının 500 yıllık alışkanlığıdır.

Ayrıldıkları yerlerde yüz milyonların kanını, acı, gözyaşı, yıkım bıraktılar. Milyonlarca insan köyünden, kasabasından, şehrinden daha önce hiç görmedikleri diyarlara göç ettiler. Bir çoğu Akdeniz’in azgın soğuk dalgalarında can verdiler.

Operasyon sonucu ülkelerine döndüklerinde kadehleriyle sevinç naraları atıp satranç hikayelerini anlattılar. Bölgede yaptıkları haksızlıkların bir tanesi kendi kıtalarına yapılsa dünyayı ayağa kaldırıp, Müslümanlara ‘haçlı seferi’ düzenlerler.

Tunus’ta başlayan, Mağripler’i aşan domino etki Suriye’de durduruldu, düğümlendi. Bu düğümü kendi lehlerine çözmek için bir araya geldiklerinde karşılarında AVRASYA koalisyonunu buldular Koalisyon ülkeleri; ‘biz bu oyunu bozarız, böyle geldi böyle gitmemeli. Suriye’de oynanan satranç turnuvasında bizde varız!’ dediler.

En çokta Türkiye’yi ilgilendiriyordu. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan;’ One minute! One minute! Dünya beşten büyük! Sizlerin oyunlarında ölen bu bölgenin çocukları. Siz çekip gidecek, bu bölgenin halkları birlikte yaşamaya devam edecekler. Suriye’deki durum en çok Türkiye’yi ilgilendiriyor. Oluşacak koridora asla izin vermeyiz. Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanayız. Hiçbir ülkenin bir karış toprağında gözümüz yok, kimseye bir m2 toprak vermeyiz!’dedi.

Suriye’de satranç oyunu devam ederken, Doğu Akdeniz’de yeni satranç masaları kuruldu. Batı koalisyonunun karşısına yine AVRASYA koalisyonu çıktı. Türkiye’de bu masanın başında yerini aldı. Türkiye, milletler arası hukuktan kaynaklanan haklarına sahip çıkmak için DOĞU AKDENİZ’DE petrol ve doğalgaz aramasına devam etmektedir. Bulunduğunda satranç oyunu kızışacak. Akdeniz’de sular daha da ısınacaktır.

Suriye’de ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeler, oluşan şartlar Türkiye’nin doğru kararlar almasını zorunlu kıldı. Zaman bir ve beraber olma, birbirimize kenetlenme, küçük ayrıntılara takılmama zamanıdır.