Vukovic aslında forvetmiş!

Vukovic aslında forvetmiş!

Torku Konyaspor’un tecrübeli stoperi Jagos Vukovic, açıklamalarda bulundu. Futbola forvet olarak başladığını dile getiren Vukovic, zamanla orta saha ve stoper mevkiine geçtiğini söyledi

FourFourTwo dergisine açıklamalarda bulunan Torku Konyaspor’un Sırp Stoperi, özel hayatından, futbola birçok konuda görüş belirtti.

Takım arkadaşların herhangi bir yerde karpuz gördüğünde akıllarına sen geliyormuşsun. Kış aylarında karpuz bulmak zor olmuyor mu?

Karpuzsuz bir hayat düşünemiyorum. Karpuz yemek benim için su içmek gibi bir şey. Çocukluğumdan kalma bir alışkanlık. Tatlıya düşkün olduğum için annem çözümü böyle bulmuş. Ne zaman çikolata istesem elime kocaman bir karpuz dilimi verirdi.

Konya’da da karpuz bulduğun sürece mutlu musun?
Henüz sıkıntı yaşamadım. İlk zamanlarda karpuza rağmen biraz uyum sorunu yaşadığımı itiraf etmeliyim. Evimi yerleştirip ailemi de getirdikten sonra keyfim yerine geldi. İki oğlum, bir kızım var. Üçü de PSV Eindhoven’dan yadigâr. Oradaki dört yıllık kontratımda üç çocuk yaptım.

Türkiye’deki kontratın kaç yıllık? Yani burada kaç çocuk yapacaksınız?
Yok, artık yeter. Takım kurmaya niyetim yok!

Kariyerinin başında Partizan-Kızılyıldız derbisi görmüş biri olarak atmosferden nasıl etkilendin?
Fenerbahçe-Galatasaray derbilerinden çok daha ateşli olduğunu söyleyebilirim. Kızılyıldız’ın oyuncusu olmadan önce fanatik bir taraftarıydım. Orada oynamış olmak benim için çok özel.

Partizan ve Kızılyıldız taraftarları arasında hâlâ belirgin farklar var mı?
Siyasi ayrılıkları bilmem ama karakter olarak birbirlerinden çok farklı olduklarını söyleyebilirim. En önemli farkları da rakip renklere olan antipatileri. Ben de onlardan biriyim. Sırbistan sınırları içinde siyah ve beyazın yan yana gelmesine tahammül edemiyorum. “Sırbistan sınırları içinde” dedim çünkü Beşiktaş’ı çok beğeniyorum. Belki bir gün o formayı giyerim, büyük konuşmak istemem. Kendi maçlarımdan fırsat bulduğumda hâlâ Kızılyıldız’ın maçlarını gidip taraftarların arasında izlerim. Çocukluğumda forvet mevkiinde oynadığım için Prosinecki gibi olmayı hayal ederdim. 17 yaşımda transfer teklifi aldığımda ailemi bırakıp koşarak gitmiştim.

Forvetten stopere nasıl çevrildin?
Altyapıya forvet olarak girmiştim. 8 yaşımdan 14 yaşıma kadar orada oynadım. Sonra orta saha, sonra stoper… Sanki bir güç beni sahanın dışına doğru itiyor!

Dışarı çıkmak yerine eski günlerini hatırlayıp ileri gitmeyi deniyor musun?
Üstünden çok zaman geçti ama yine de içimde bir istek var. Konyaspor’a geldiğimden beri sadece Rizespor’a bir gol atabildim ama hakkımı yeme. Uzatma dakikalarında kafayla atmıştım. Sahada başka işlerim var.

PSV Eindhoven’a transferin nasıl olmuştu?
U-21 Avrupa Şampiyonası’nda çok iyi oynamıştım. O turnuvadan sonra PSV Eindhoven’a kiralandım. Sonra da üç yıllık kontrat imzaladık. Problemli bir futbolcu değildim ama yeterince iyi de değildim. Orada yaptığım, yapmadığım birçok şeyden dolayı pişmanım. Futbol oynarken eğlenmek gibi bir hakkınız yokmuş, futbolcuyken dişinizi sıkmanız gerekiyormuş… Bunları anlamam biraz geç oldu.

Atiba Hutchinson’la PSV’de iyi arkadaş mıydınız? Onun adını duyduğunda aklına ne geliyor?
Onunla bir buçuk sene kadar birlikte oynadık. Çok iyi arkadaştık, hâlâ da öyleyiz. Eşlerimizin arası bizimkinden de iyi. Biz görüşmesek eşlerimiz bizi buluşturur. Atiba hakkında kötü bir şey söylersem karşıma sadece o çıkmaz! Onu bitirecek şeyler biliyorum ama üzgünüm, konuşamam!

PSV Eindhoven’dan Sırbistan’a geri dönmüştün. Sonrasında Konyaspor’a transfer olmanı kariyerinde yeni bir çıkış olarak mı görüyorsun?
PSV Eindhoven gibi büyük bir takımda oynadıktan sonra menajerim beni arayıp Konyaspor’da oynayıp oynamayacağımı sorduğunda biraz bozulmuştum. Değil Konyaspor’u, Türkiye’yi bile bilmiyordum. Burayı tahmin ettiğimden çok daha iyi buldum.

Kendini nasıl buluyorsun?
Özellikle antrenmanlarda kendime çok sinirleniyorum. Yanlış tercihler yaptığımda deliriyorum çünkü bunları antrenmanlarda yaptığımda maçlarda da yapmaktan korkuyorum. En büyük sorunum işleri kendi kendime zorlaştırmak. Bazen kolayı varken zor olan yollardan gidiyorum. Maçta bir hata yaptığımda kendimi kolay kolay affetmem ve daha çok özel çalışmayla cezalandırırım.

Kendini ödüllendirdiğin de oluyor mu?
Sezon içinde kolay kolay gevşemem ama her sezon sonu büyük bir ödülüm var. Hayatta beni en çok mutlu eden şey Sava Nehri’nde balık tutmak. Sava, Belgrad’da Tuna Nehri’yle birleşen çok güzel bir nehir. Hangi deli tatil günlerinde gün ağarmadan kalkar? Tabii ki ben!