15. İzmir Kitap Fuarı'ndan unutulmaz anlar
İzmir kitap fuarı geçtiğimiz hafta 15. yılını geride bıraktı.
Zeki Oğuz
İzmir kitap fuarı geçtiğimiz hafta 15. yılını geride bıraktı. İzlenimimim o ki daha nice onbeş yıllar devirecek İzmir kitap fuarı. 17-18 nisan günleri fuara katıldım. Oradaki coşkuyu, yazar ile okurun heyecanlı buluşmasını, art arda yapılan etkinlikleri yaşadıktan sonra bu yargıya vardım. Hem imrendim hem kıskandım. Keşke biz de yaşatabilseydik, dedim dönüş yolunda.
İzmir’e gitmeden önce iki değerli yazarımızın iki kitabını okumuştum. İkisi de üretken yazarlarımız. Onların peşinden yetişmek imkânsız nerdeyse. Bugün özgeçmişlerini yazmaya kalksak yarın o özgeçmişin eskidiğini görebiliriz rahatça. Bu iki yazarımızın bir ortak yönleri de hayata sımsıcak bakmaları. İkisi de dost canlısı ve güler yüzlüler. Hayat onları bezdirmez ve öyle kalırlar umarım.
Hüzeyme Yeşim Koçak’ın “Edebiyatçıysam ne Olayım”ını Karatay Akademi Yayınları yayınlamış. 138 sh. 30 öyküden oluşuyor. Bakmayın siz kitabın adına. Hüzeyme hanımın hayata mütevazi bakışından kaynaklanıyor kitabın adı. Değilse o has bir yazar. Okuyun, öykülerde kendinizi bulacaksınız. Kitabı okurken bir ara gezginliğim bile tuttu taa Tuz Gölüne kadar gidip geldim. Sonra şehrin sokaklarında, insanların arasında dolaşıp durdum yazarla birlikte.
İyi bir gözlemci Balkondaki Adam, yani Duran Çetin. Müthiş sıcak bir dili var. Bu kitabı, sonra imzalarım, diye vermişti bana verirken. Bazı güzel şeyleri hep erteler Duran Çetin. Kimbilir ne zaman görüşeceğiz de bu kitabını imzalatacağım ona.
“Balkondaki Adam”ı Beka Yayınevi yayınlamış. 18 güzel öyküden oluşuyor. Gündelik hayatın içinde hiç farkında olmadığımız sıradan olaylar harika birer öyküye dönüşüvermiş. Küçük bir örnek size. Çoğu yerde karşınıza biri çıkar, hastaneden yeni çıkmıştır, memleketine gidecektir filan. Belki eline üç-beş kuruş tutuşturursunuz ama o hep karşınıza çıkar birtürlü memleketine gitmez. İşte böylesi küçük ayrıntılar güzel birer öyküye dönüşmüş Duran Çetin’in kaleminden.
Kitap fuarlarının iki güzel yanı var benim için. Biri okurla yeniden buluşmak diğeriyse eski dostlarla yeniden görüşmek. Şair dost Mehmet Rayman’ı geçtiğimiz yaz Akşehir’de görmüş ama sohbete zaman bulamamıştık. Fuarda Edebiyatçılar Derneği standını onunla paylaştık ve epeyce sohbet etme imkânı bulduk.
Her zaman kalabalık ve canlıdır İzmir Kitap Fuarı. Kalabalığın büyük bölümünü de gençler ve öğrenciler oluşturur. Gelişen teknoloji sanal dostluklar da yaratıyor. Önceleri teknolojiye de, bu tür insan ilişkilerine de ısınamamıştım. Ama teknolojinin getirdiği kolaylıkları yaşadıkça ne kadar gerekli olduğuna inandım. Sanal dostluklara da öyle. Zaman içinde bunların gerçek dostluğa dönüştüğünü gördüm ve yaşadım. Yazar Seviye Merih adını yıllardır duyardım, sanal arkadaşımdı, ilk defa fuarda yüz yüze görüşme imkânı bulduk. Asya Işık ve Emine Cin ilede öyle. Emine Cin Şiir Tiyatrosu Topluluğunun başını çekiyor. Her hafta bir etkinlikleri var İzmir’de. Fuarın en neşeli standıda bu topluluğun standıydı.
Şair dost Hakan Sürsal ile yayıncı şair Hasan Hüseyin Yalvaç İstanbul’dan çıkıp gelmişlerdi. Osman Baymak dostumu her fuarda görürüm. Kosova Priştine’de Bay yayınlarını yönetiyor. Kitap, dergi yayınlıyor. Nerdeyse kırk yıla varan bir dostluğumuz var onunla. İyi bir şair ve gezgin aynı zamanda.
Derneği standının tam karşısındaydı Recai Şeyhoğlu’nun standı. Keşke her ilimizde bir Recai Şeyhoğlu yaşasa, diye düşünürüm her zaman. Annesi Rasime hanımla karınca gibi çalışıyorlar. Ege bölgesinde kütüphaneler zinciri oluşturuyorlar. Bugüne kadar 26 kütüphane kazandırdılar eğitim dünyamıza. Bütün varlıklarını bu yolda harcıyorlar. Ayrıca kütüphaneler zincirine bir kitap bile armağan edenin adını kayda geçiriyorlar.
Seviye Merih, Fergan Özelli ve Özgen Seçkin kitaplarını Kanguru yayınları standında imzalıyorlardı. Özgen Seçkin Ankara’da oturuyor, Damar Yayınlarını yönetiyor, Damar dergisini yayınlıyordu. Özgen abi Damar’ı kapatmak zorunda kaldı ve gitti Urla’ya yerleşti. Edebiyat dünyamızın en iyi dergilerinden biri olmuştu Damar. 17 yıl ve 201 sayılık bir yayın hayatından sonra Damar’ı yitirmek edebiyat dünyamız adına bir trajedi aslında.
15. İzmir Kitap Fuarının bu yılki onur konuğu 50. sanat yılını kutlayan Yüksel Pazarkaya oldu. Yüksel Pazarkaya için yapılan etkinliklere Doğan Hızlan, M.Şerif Onaran, Deniz Kavukçuoğlu gibi edebiyat dünyamızın önde gelen isimleri katıldılar.
Karikatür, fotoğraf, afiş sergilerinin yanı sıra yüzlerce etkinlik yapıldı fuar kapsamında. Etkinlikler de geniş bir yelpazeyi kapsıyordu. Bazı başlıkları verirsem bir fikir edinebilirsiniz sanırım. “Çağdaş Türk Romanı ve Sonucu”, “Osmanlıdan Cumhuriyete İzmir,” “Yakın Tarihte Paşaların Hesaplaşması”, “Ekolojik Emperyalizm ve Türkiye.” “Yerel Yönetimler ve Sivil Toplum Örgütleri.”
23 nisan Cuma günü önemli bir ödül töreni vardı ama ben kalamadım o törene. Hemşehrimiz, eğitimci-yazar Mevlüt Kaplan’a 65. sanat ve 80. yaş ödülleri verildi. Ayrıca Mevlüt Kaplan’ın sahibi olduğu Özgür Eğitim Yayınlarının 15 yıldır düzenlediği Çocuk Edebiyatı Ödülleri de sahiplerini buldu. Birinciliği Aslı’nın Dürbünü adlı eseri ile Sultan Su Esen, ikinciliği Babamın Islığı adlı eseri ile hemşehrimiz Dündar Aydoğdu, jüri özel ödülünü ise Sihirli Sözcükler adlı eseri ile Zehra Ünüvar aldılar. Fuarda iki gün kalıp geldim ama aklım o etkinliklerde, kitaplarda kaldı.