Toros Dağları'nın eteğinden çıkan suyun kanalla getirilmesiyle dönen değirmen, köylülerin ve çevre illerden gelen vatandaşların buğdayını, bulgurunu ve mısırını öğütmeye devam ediyor.

İki çocuk annesi Kök, yaptığı açıklamada, 150 yıllık değirmeni 12 yıl önce satın alarak işletmeye başladıklarını söyledi.

Değirmenin belli dönemlerde onarıldığını anlatan ve yeniden işler hale gelmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Kök, "Değirmene gelen su, kanal vasıtasıyla değirmenin çarkını döndürüyor. Oluğa giren su çarka vuruyor. Suyun çarka vurmasıyla değirmen taşı dönmeye başlıyor. Bu değirmende öğütülen un, elektrikli değirmenlere göre daha lezzetli oluyor.

Buradaki unlar doğal ve kepekli. Sağlıklı olduğu için de insanlar burayı tercih ediyor." diye konuştu.

 "BU CİVARDA BAŞKA SU DEĞİRMENİ YOK"

Kök, günün büyük kısmını değirmende geçirdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Doğal ve kepekli un istediği için Manavgat'tan, Karaman'dan, Konya'dan, çeşitli ilçelerden ve köylerden değirmene un getiren çok oluyor.

Oralarda su değirmeni olmadığı için bizi tercih ediyorlar. Yazın su azalsa da değirmeni sürekli işletiyoruz. Bunu insanlara hizmet etmek ve bu mesleği yaşatmak için yapıyorum.

Eşim başka işlerde çalıştığı için değirmenin başında hep ben duruyorum. Bu civarda başka su değirmeni yok. O yüzden herkes bize geliyor.

Olanlar da elektrikli olduğu için fazla tercih edilmiyor." Değirmene gelenlerin genellikle birkaç çuval buğday getirdiğini anlatan Kök, "Her çuval yaklaşık 50 kilo geliyor. Bir çuval buğdayı 1 saatte öğütüyoruz.

Bundan da 8 lira alıyoruz. Çevremdeki herkes beni takdir ediyor, 'ne güzel çalışıyor, bu mesleği devam ettiriyor' diye. Halimden çok memnunum. İnşallah bu meslek başkaları tarafından da devam ettirilir." ifadelerini kullandı.