21. Avrasya Ekonomi Zirvesi

21. Avrasya Ekonomi Zirvesi

Başbakan Yıldırım: (3)- "Merkez Bankası gündemine hakimdir. Gerektiği zaman gerekli tedbirlerini de almıştır, bundan sonra da alır"- "Enflasyonla mücadelede hiçbir rehavet yok. Enflasyonla mücadele önemli çünkü bu, yatırımcının karanını da etkiliyor, vata

İSTANBUL (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "Merkez Bankası gündemine hakimdir. Gerektiği zaman gerekli tedbirlerini de almıştır, bundan sonra da alır." dedi.

Başbakan Yıldırım, Marmara Grubu Vakfı tarafından düzenlenen "21. Avrasya Ekonomi Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, enflasyonla mücadelenin büyük önem taşıdığını vurgulayarak, bu konuda hiçbir zaman rehavete kapılmadıklarını dile getirdi.

Enflasyonun yatırımcının kararını da vatandaşın ekonomisini de etkilediğini ifade eden Yıldırım, "Dikkatimiz üzerinde olacak. Enflasyonun yükselmemesi için alınması gereken anlık tedbirler, orta-uzun vadeli tedbirler alıyoruz, almaya devam edeceğiz." diye konuştu.

Faiz ve kur konusuna da değinen Yıldırım, şöyle devam etti:

"Bunların konjonktürel gelişmelerle ilgili olduğunu biliyoruz çünkü göstereler bu durumu doğrulamıyor, göstergelerimiz başka bir şey söylüyor. Bu ayrışma tamamen küresel şartlardan ve bölgemizdeki jeopolitik risklerin etkisiyle oluyor. Bir tedirginlik oluyor insanlarda, 'Savaş mı olacak, oldu mu, Amerika Rusya tehdit ediyor birbirlerini'... Bunların getirdiği geçici yaşanan dalgalanmalardır. Bunun etkileri de sınırlı olacaktır, hem geçici olacak hem de sınırlı olacak. Gereken tedbirler tabii ki alınacak.

Kurun karşılığı para politikasıdır. Para politikasından kim sorumludur; Merkez Bankası. Merkez Bankası gündemine hakimdir. Gerektiği zaman gerekli tedbirlerini de almıştır, bundan sonra da alır. Peki fiyat istikrarı, yani enflasyonu kontrol altına alma kimin görevi? Hükümetin görevi. Hükümet de enflasyona sebep olan unsurlar neyse, gıdadan tutun petrole varıncaya kadar, birçok ana kalemde çalışmaları ilgili Bakanımızın koordinasyonunda Ekonomi Koordinasyon Kurulu yapıyor. Bunları niye anlattım? Bunları bazı kafa karışıklığı yapmaya çalışan, maksatlı olarak ekonomimiz üzerinde soru işaretleri oluşturmaya çalışanlar var, bunlar duysun diye, vatandaşımız bunları duysun ve itibar etmesin diye bunları ifade etme ihtiyacı duydum."

İstikrarın devamının herkesin menfaatine olduğunu kaydeden Yıldırım, "Bilinmezlik herkes için büyük bir risktir, sadece yatırımcı için değil, hiçbir projesi olmayan, hiçbir hedefi olmayan insanlar için bile bilinmezlik, belirsizlik can sıkıcı bir şeydir. Ruh hali bozulur. Onun için öngörülebilirliği artıracak tedbirleri bundan sonra da almaya devam edeceğiz." diye konuştu.

- "Terör artık küresel bir baş belası oldu"

Turizmin Türkiye'de geliştiğine işaret eden Yıldırım, "Bu sene yüzde 50'nin üzerinde bir rezervasyon artışı var. Turist sayısının 38 milyon civarına gelmesi bekleniyor ve bu 2015 öncesinin seviyesi. Bir ara darbe girişiminde azaldı, düştü sonra tekrar toparladı. Bu da şunu gösteriyor, Türkiye'ye insanlar daha çok gelmek istiyorsa demek ki bir güvenlik problemi yok. Aslında güvenlik problemi olmayan ülke yok. İşi tersinden alırsak hiçbir ülke güvenli değil. Yani İstanbul ne kadar güvenliyse Londra da o kadar güvenli. Berlin ne kadar güvenliyse Ankara da o kadar güvenli. Çünkü terör artık küresel bir baş belası oldu. Onun için biz diyoruz çifte standardı bırakalım, terörle ama demeden fakat demeden topyekun savaşalım. O zaman bu işin üstesinden geliriz."

Türkiye'nin 2023'e kadar yapacaklarını belirlediklerini, tüm bunları yaparken de cömertliği ihmal etmediklerini kaydeden Yıldırım, Türkiye'nin şu anda dış yardımlar bakımından dünyanın en cömert ülkesi olduğunu söyledi.

Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Milli gelirine oranla TİKA eliyle, Kızılay eliyle, devlet yardımları marifetiyle, milli gelire göre en fazla dış desteği yapan ülke konumundayız. Bunun da zararını görmedik, faydasını gördük. Uzun vadeli dostluklar kazanıyoruz. Kısa vadeli menfaat peşinde koşmuyoruz. Bölgemizde ihtiyacı olan biri varsa onun desteğine, o ihtiyaç olduğu anda koşmazsak sonra bir anlamı olmaz. Bu sıkıntıları tarihte yaşamış bir ülke olarak, bunun tecrübelerinden etkilenmiş bir ülke olarak bir görev biliyoruz ve bu anlamda yapıyoruz. Resmi kalkınma yardımlarında 2002'den bu tarafa 75 kat artış sağlamışız. Suriyeli 3,5 milyon insanı bağrımıza basmışız. Ekmeğimizi, evimizi paylaşıyoruz. Onların çocuklarını geleceğe hazırlıyoruz. Sağlık hizmeti veriyoruz, eğitim hizmeti veriyoruz. Peki ne diyorlar? 'Çok güzel, aferin, sizi takdir ediyoruz'. Tamam da takdir edin de biraz da çıkış yapın, biraz da destek olun. Sadece sırt sıvazlamakla olmaz. Destek olmak da lazım ama destek olsalar da olmasalar da biz bunu gönüllü olarak yapıyoruz, bunu bir görev olarak biliyoruz. Biliyoruz ki biz de benzer bir şey yaşasak böyle dostlarımız mutlaka olacak. Bu anlayışla çalışıyoruz."

Zirveyi düzenleyen Marmara Grubu Vakfı'nı tebrik eden Yıldırım, "Milletçe daha müreffeh, hem bölgemiz için çalışmaya devam edeceğiz. Bölgemizin huzuru istikrarı için gayret göstermeye devam edeceğiz. Türkiye'nin de içinde bulunduğu Avrasya bölgesi aslında insanlık tarihi kadar eskidir. Aslında tarihiyle, kültürüyle dünyanın kalbidir. İnsanlık burada doğmuş, savaşlar burada olmuş, her şey burada. Burayı saymazsak dünya tarihinin geriye kalan bir şeyi yok. Dışarıdakilerin en fazla 200 yıllık bir geçmişi var. Dünyanın merkezi burası." diyerek sözlerini tamamladı.

(Bitti)


AA

Kaynak:Haber Kaynağı