28 Şubat, meslek aşkını bitiremedi
Edebiyat öğretmeni Çınar, 28 Şubat sürecinde mesleğinden ihraç edilmesiyle ayrı kaldığı öğrencilerine 6 yıl sonra okul idarecisi olarak mesleğine dönmesiyle tekrar kavuştu- Çınar: "2006 yılında çıkarılan sicil affıyla öğrencilerime tekrar kavuştum, çiçeği
İZMİR (AA) - MUSTAFA YILDIRIM - 28 Şubat sürecinde mesleğinden ihraç edildikten 6 yıl sonra okul idarecisi olarak göreve dönmesiyle öğrencilerine tekrar kavuşan edebiyat öğretmeni Emine Çınar, yaşadığı baskıları ve öğrencilerinden ayrı kaldığı yılları üzülerek hatırlıyor.
Çınar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1995 yılında başlayan öğretmenlik hayatının 2000 yılında başörtüsü taktığı gerekçesiyle meslekten ihraç edilmesiyle 6 yıl kesintiye uğradığını belirtti.
İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdikten sonra ilk görev yeri Van'da, ardından da atandığı İzmir'de öğretmenlik yaptığını ifade eden Çınar, başörtülü olmaları nedeniyle kendilerine gösterilen esnekliğin 28 Şubat süreciyle sona erdiğini ve bu dönemdeki baskıları ağır şekilde hissettiğini söyledi.
Sürecin başlamasıyla baskıların da artığını anlatan Çınar, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Bir yıl çalıştıktan sonra doğum iznine ayrıldım. Okuluma döndüğümde öğrenciler başı açık derslere girmeye zorlanıyordu. Başını açmayanlar da disiplin cezaları alıyordu. O dönemde görev yaptığım Konak Kız İmam Hatip Lisesinde 30 başörtülü öğretmen varken bir anda 3 kişi kalmıştık. Biz direndik ve başımızı açmadık. Prosedür gereği sözlü, yazılı uyarı yapıldıktan sonra kınama cezası verilir, ardından maaş kesme cezası uygulanır. Bizim direkt olarak maaşlarımız kesilmeye başladı. Okul müdürü bizi bir nevi ikna odasına çağırarak başörtümüzü açtırmaya çalışıyordu. Bu dönemde inceleme yapan müfettişlerin raporlarıyla 3 ay aralıklarla 3 kez açığa alındım. Başka okula geçici görevlendirildim, tekrar kendi okuluma döndüm. Ama en nihayetinde 2000 yılının yaz aylarında elimize ulaşan bir zarfla meslekten ihraç edildik."
- "Terörist muamelesi gördük"
Meslekten ihraç edilme gerekçesini tam bir "kara mizah" olarak niteleyen Çınar, eline ulaşan tebligatta yazılanların kendisini şok ettiğini dile getirdi. Çınar, şöyle devam etti:
"Bize bildirilen ihraç gerekçesinde 'inançlarını siyasi emellere alet etmek, Türkiye Cumhuriyeti devletini parçalamaya ve yıkmaya çalışmak' gibi suçlamalarda bulunmuşlardı. Biz sadece inancımız gereği örtünürken, hiçbir siyasi amacımız bağlantımız yok iken terörist muamelesi gördük. Bu gerekçeler çok tuhaf gelmişti. Sonra sonuç alamadığımız hukuki bir süreç yaşadık. Ben her zaman bir af çıkacağına ve sicilimizin temizleneceğine dair umudumu korudum. Zaman zaman maddi, manevi kötü anlar yaşadık. Bu dönemde kızım ve oğlumla ilgilendim ama okuldan ve öğrencilerimden ayrı kalmanın acısını her daim yaşadım."
- "Çocuğumu bıraktığım okula girememek ızdıraptı"
Çocuklarını okullarına her götürüşünde öğretmenlik yapamıyor olmanın üzüntüsünü derinden hissettiğini ifade eden Çınar, çocuğunu götürdüğü okula girememenin kendisine büyük ızdırap yaşattığını dile getirdi.
Çınar, "2006 yılında Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde benim durumumda olan öğretmenlerin mesleğe iadesiyle ilgili bir sicil affı çıkarıldı. 2006'daki sicil afıyla öğrencilerime tekrar kavuştum, çiçeği burnunda bir öğretmen gibi neşeyle, heyecanla okuluma döndüm. Allah o zaman Başbakan olan Cumhurbaşkanımızdan binlerce kez razı olsun, bizi öğrencilerimizle bir araya getirdi" diye konuştu.
- "Bugünün kıymetini bilmek için geçmişi unutmayın"
Meslekten atılan bir öğretmenken bugün Buca Anadolu Kız İmam Hatip Lisesinde müdür yardımcılığı yapıyor olmasının Allah'ın bir lütfu olduğunu ifade eden Emine Çınar, gençlere, bugünlere hangi şartlardan geçilerek gelindiğini unutmamaları tavsiyesinde bulundu.
Öğrencileriyle iç içe aktif bir öğretmenken, şimdi ise idareci olarak aynı aşkla görevini en iyi şekilde yapmaya çalıştığını belirten Çınar, gençlerin en iyi şekilde yetişmeleri, vatana millete faydalı olmaları için mücadele ettiğini de sözlerine ekledi.
AA
Kaynak: