76 askeri hakimin meslekten ihracı (2)

76 askeri hakimin meslekten ihracı (2)

Resmi Gazete'de yayımlanan komisyon kararından:- "15 Temmuz 2016 tarihli FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün darbe teşebbüsünün fiilen engellenmiş olmasına rağmen bu teşebbüsün demokratik anayasal düzene, temel hak ve hürriyetler ile milli güvenliğe yönelik

ANKARA (AA) - Resmi Gazete'de yayımlanan 76 askeri hakimin meslekten ihracına ilişkin Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kurulan komisyon kararında, "15 Temmuz 2016 tarihli FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün darbe teşebbüsünün fiilen engellenmiş olmasına rağmen bu teşebbüsün demokratik anayasal düzene, temel hak ve hürriyetler ile milli güvenliğe yönelik oluşturduğu tehlikenin tamamen ortadan kaldırılması, tüm anayasal kurumların olduğu gibi genelinde TSK'nın ve Milli Savunma Bakanlığının, özelinde ise askeri yargının temel sorumluluğu ve görevidir." ifadesi kullanıldı.

Komisyon kararında, aralarında eski Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşaviri Albay Muharrem Köse'nin de bulunduğu askeri hakimlerin ihraçlarına ilişkin gerekçelere yer verildi.

Özellikle 2000'li yıllardan sonra askeri yargının görev alanının gittikçe daraldığı belirtilerek, 12 Eylül 2010 tarihindeki referandumla kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 145'inci maddesi gereğince askeri mahallerde işlenen Türk Ceza Kanunu'na tabi suçlar ile devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçların, asker olmayan kişilere ilişkin davaların askeri yargının görev alanı dışına çıkması nedeniyle soruşturma ve kovuşturma dosyalarında ciddi bir azalma olduğu bilgisi verildi.

Buna rağmen 2010 yılında subay üyenin askeri mahkeme teşkilinden çıkarılması da bahane edilerek, daha önce 2003-2008 yıllarında sadece 82 personel askeri hakim olarak görevlendirilmiş iken, 2009'dan 2014 yılına kadar 217 askeri hakim mesleğe kabul edildiği vurgulandı. Yine 2003-2008 yıllarında TSK'nın kendi iç kaynakları dışında 48 askeri hakimin mesleğe kabul edildiği, 2009-2014 yıllarında 208 askeri hakim sivil kaynaktan, TSK'nın iç kaynakları dışından temin edildiği aktarıldı.

Askeri yargının terfi, atama, görevlendirme gibi işlemlerinde hakkaniyet ve hukuka aykırı birçok atama ve görevlendirmenin yapıldığı ifade edildi.

- Askeri hakimlerin örgütlenmeleri örneklerle anlatıldı

Kararda, FETÖ/PDY üyesi olduğu tespit edilen askeri hakimlerin TSK'da nasıl örgütlendiklerine dair çarpıcı ifadeler de bulunuyor.

Bir yarbayın askeri hakim seçilmek için çaba gösterdiği, daha sonra Askeri Yargıtay üyeliğinden feragat ederek, hiçbir hakimlik teminatı olmayan Genelkurmay Adli Müşavirliği Ceza Hukuku İşleri Şube Müdürü olarak atanıp Genelkurmay Adli Müşavirliği görevini vekaleten yürüttüğüne dikkat çekildi.

Başka bir örnekte ise teamüller dışında hareket edilerek kıdemsiz yarbay rütbesindeki bir askeri hakimin Askeri Adalet İşleri Başkanı yapılmasının da örgütün ordu içindeki örgütlenmesinin başka bir kanıtı olduğuna değinildi.

Bazı değerlendirme ve tespitlerde bulunulan kararda, TSK'ya kurulan kumpasa yönelik soruşturma ve kovuşturmalarda mağdurların aleyhine soruşturma ve kovuşturmalara işaret edildi.

Hakkında birçok ihbar, şikayet ve suç duyurusu bulunan, darbe girişimi kapsamında şüpheli olan, tutuklanan askeri hakimler hakkında 15 Temmuz'dan önceki süreçte Milli Savunma Bakanlığı Askeri Adalet İşleri Başkanlığınca soruşturma ve inceleme yapılması yönünde ciddi herhangi bir çaba gösterilmediği bildirilerek, FETÖ/PDY mensubu olmadığı bilinen, açıkça bu yapının mağduru olan askeri hakimler hakkında kolaylıkla soruşturma ve inceleme yönünde kararlar verildiği kaydedildi.

Kamu dışı örgütsel hiyerarşinin atama, görevlendirme ve soruşturma süreçlerinde egemen olduğu vurgulanan kararda, darbe girişimi sırasında yayımlanan listede 249 askeri hakimin sözde sıkıyönetim mahkemeleri, savcılıkları ve adli müşavirliklerinde görevlendirildikleri anımsatıldı.

- "İzinli olmalarına rağmen..."

Kararda, şu ifadelere yer verildi:

"Sözde sıkıyönetim mahkemelerinde görevlendirilen ancak darbe öncesinde Genelkurmay Adli Müşavirliği, Genelkurmay Askeri Mahkemesi, Genelkurmay Askeri Savcılığı, Milli Savunma Bakanlığı Askeri Adalet İşleri Başkanlığı gibi görev yerlerinde bulunan bazı askeri hakimlerin, o gün mesai saat 18.00'de bitmesine ve izinli olmalarına rağmen darbe esnasında görev başında bulundukları, tanık beyanları ve kamera kayıtları ile tespit edilmiştir.

Genelkurmay, Kara Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Donanma Komutanlığı Askeri Savcılıklarında görevli bazı askeri hakimlerin, darbe girişiminin gerçekleştiği veya darbenin ana noktalarından olan Kara Havacılık Okulu, 4'üncü Ana Jet Üs Komutanlığı, Jandarma Okullar Komutanlığı ve Donanma Komutanlığında, anayasal düzene karşı işlenen suçlar görev alanlarına girmemesine rağmen darbe akabinde buralarda darbeye ilişkin soruşturmalara başladıkları, bu kapsamda arama, el koyma, ifade alma vb. işlemleri gerçekleştirdikleri, bu işlemlerle ilgili hakim onayı aldıkları ancak bahse konu işlemleri gerçekleştiren tüm bu askeri hakimlerin sözde sıkıyönetim askeri mahkemeleri görevlendirme listesinde sıkıyönetimde görevli askeri hakimler oldukları anlaşılmıştır.

15 Temmuz 2016 tarihli FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün darbe teşebbüsünün fiilen engellenmiş olmasına rağmen bu teşebbüsün demokratik anayasal düzene, temel hak ve hürriyetler ile milli güvenliğe yönelik oluşturduğu tehlikenin tamamen ortadan kaldırılması, tüm anayasal kurumların olduğu gibi genelinde TSK'nın ve Milli Savunma Bakanlığının, özelinde ise askeri yargının temel sorumluluğu ve görevidir. Bu gibi tehditlerin demokratik toplum düzenini, temel hak ve hürriyetleri ve milli güvenliği açık ve yakın tehlikeye düşürdüğü hallerde, olağanüstü önlemlerin alınması ve olağanüstü yönetim usullerinin uygulanması anayasal bir sorumluluktur."

- FETÖ/PDY ile "etkin mücadele" vurgusu

Darbe girişiminin TSK içinde örgütlenmiş FETÖ/PDY mensupları, bunlarla hareket eden bazı kamu görevlileri ve sivil unsurlar tarafından gerçekleştirildiği aktarılan kararda, bu teşebbüsün tamamen sonlandırılması, benzer bir girişimin tekrarlanmaması, demokratik anayasal düzen ile temel hak ve hürriyetlere yönelik tehdidin tamamen ortadan kaldırılması için kapsamlı ve etkin bir mücadele yapılması gerektiği vurgulandı.

Etkin mücadele yapılabilmesi için FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı belirlenen tüm TSK personelinin ve özellikle TSK içinde yargı görevini yürüten askeri hakimlerin mesleklerinden çıkarılması gerektiğine dikkat çekilen kararda, bu yolla halkının bağrından çıkan TSK'nın bölgesinde etkin, caydırıcı ve kararlı bir güç olarak varlığını sürdürebileceği ifade edildi.

Kararda, askeri yargının anayasadan, kendi mevzuatından ve hakkaniyete, adalete dayanan yerleşik geçmişinden kaynaklanan teamüllerine uygun olarak, kendi görev alanı içindeki TSK personeline güven verecek bir yapıya kavuşmasının ancak askeri yargı mensupları arasına sızmış FETÖ/PDY mensuplarının temizlenmesi ile sağlanabileceği kaydedildi.

Komisyonun kararında, "FETÖ/PDY'nin tüm kamu kurumlarında olduğu gibi TSK ve askeri yargıda da örgütlenmesi ve bu örgütlenmenin bir darbe teşebbüsü şeklinde somutlaşarak 246 vatandaşımızın şehit olmasına, 2 bin 186 vatandaşımızın yaralanmasına sebep olması karşısında, reel bir tehlikeye dönüşen bu tehdidin bertaraf edilmesi için demokratik anayasal düzenin kuram ve kuralları içinde olağanüstü tedbirler alınmasını zorunlu kıldığı anlaşılmış ve dikkate alınarak, değerlendirilmiştir." ifadeleri kullanıldı.

(Bitti)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı