Adalet Bakanı Bozdağ: (1)

Adalet Bakanı Bozdağ: (1)

"(Ankara'daki terör operasyonu) Güvenlik güçlerimizi, istihbarat örgütümüzü kutluyorum. Terörle mücadeleye destek veren vatandaşımızı tebrik ediyorum. Çünkü onların verdiği istihbarat netice doğurdu ve büyük bir felaket önlenmiş oldu" - "Terörle mücadeled

İSTANBUL (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, iki teröristin bomba düzeneğini patlatarak intihar ettiği Ankara'daki terör operasyonuna ilişkin, "Güvenlik güçlerimizi, istihbarat örgütümüzü kutluyorum. Terörle mücadeleye destek veren vatandaşımızı tebrik ediyorum. Çünkü onların verdiği istihbarat netice doğurdu ve büyük bir felaket önlenmiş oldu." dedi.

Bozdağ, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ankara-Haymana yolunda, eylem hazırlığında olan teröristlere yönelik gerçekleştirilen operasyona değinen Bozdağ, büyük bir felaketin önlediğini vurgulayarak, vatandaşlara "geçmiş olsun" dileklerini iletti.

Vatandaş ihbarlarının terör eylemlerini önlemede önemine işaret eden Bozdağ, "Güvenlik güçlerimiz sadece Ankara'da etkisiz hale getirilen canlı bombaları değil, bunun dışında henüz kamuoyuna mal olmamış pek çok bombalı araç eylemi ve başka eylemlere hazırlanan terör mensuplarını da yakalıyorlar." diye konuştu.

Güvenlik birimlerince gerekli çalışmaların sürdürüldüğünü dile getiren Bozdağ, elde edilen ilk bulguların PKK terör örgütünü işaret ettiğini bildirdi.

Bozdağ, vatandaşların endişelenmemesi gerektiğini, korku ve panik ortamı oluşturmaya gerek olmadığını vurgulayarak şöyle devam etti:

"Türkiye bulunduğu bölge itibarıyla çok kritik bir noktada. 910 kilometrelik bir Suriye sınırı var ve Suriye'de yaklaşık 5 yıldır süren bir iç çatışma var. Irak'ta 2003'ten beri süren bir kargaşa, kaos ve çatışma söz konusu. Tabii buralardan Türkiye'ye dönük terör doğuran kaynaklar da var. Bir yandan bölücü terör örgütü hem Irak'tan hem Suriye'den hem ülkemiz içinden Türkiye'ye eylem yaparken öte yandan uluslararası proje bir terör örgütü olan DEAŞ var."

DAEŞ terör örgütünü hayata geçirenlerin, bölgedeki siyasal hedefleri için hem Suriye'de hem Irak'ta hem de Türkiye'de terör eylemleri gerçekleştirdiklerini ifade eden Bozdağ, "Bundan sonra da her terör örgütü Türkiye'de eylem arayışı içinde olabilir. DHKP-C terör örgütü, diğer aşırı sol terör örgütleri, nihayetinde Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ). Bütün bunlar birbiriyle kardeş, tamamı taşeron örgütler. Uluslararası güçlerin talimatlarıyla Türkiye'nin politikalarını, kararlarını, yürüyüşünü etkilemek maksadıyla eylem yapıyorlar. Bu güçlerin Türkiye'ye dönük hedefleri bitmediğine göre bu terör örgütlerinin eylemleri de onlar beslediği için, besledikleri sürece devam edecektir. Ama onlar bunu yapıyor diye Türkiye yerinde durmayacak. Bu terör örgütlerinin kökünü kazıyana kadar mücadelesine devam edecek."

Bozdağ, terör örgütlerinin vatandaşlarda tedirginlik oluşturmak amacı da taşıdığını ancak Türkiye'nin, terörle mücadelede güç, imkan ve kabiliyet sahibi olduğunu belirtti. Bozdağ, güvenlik güçlerinin gece gündüz görevinin başında olduğunu söyledi.

- "Nasıl ikna ettiler"

Son birkaç yılda ortaya çıkan DAEŞ terör örgütünün kullandığı teröristlerin yaklaşık 125 ülkeden geldiğine dikkati çeken Bozdağ, şöyle konuştu:

"Kültürleri, dilleri, eğitimleri, vatanları, mezhepleri, yetişme tarzları, ahlakları ayrı bu kadar farklı ülkeden teröristi, ölmek ve öldürmek üzerine kim ikna edip de Avustralya'dan, Amerika'dan, İngiltere'den, Fransa'dan, şuradan buradan Suriye'ye getiriyor, ölmesine, öldürmesine neden oluyor? Onların teröristleri, dünyanın bu kadar ülkesinin dilini ne kadar çabuk öğrendiler. Ayrı ülkelerin vatandaşını iknayı ne kadar çabuk öğrendiler. Onları nasıl ölmeye ve öldürmeye ikna ettiler? Bu, DEAŞ terör örgütünün becerebileceği bir iş değil. Bunun arkasında çok güçlü, sadece bir yer değil, pek çok yerin katkısı var."

Bozdağ, FETÖ'nün, Türkiye'yi "DAEŞ'e destek veren bir ülke" gibi göstermek için uluslararası güçler iş birliğiyle kara propaganda yaptığını söyledi.

- "ABD bilmiyor dersek kendimizi aldatırız"

Bozdağ, her devletin, başka devletin ne yaptığını, başka istihbarat örgütlerinin ne yaptığını bildiğine işaret ederek, Irak'ta, Suriye'de kimlerin hangi hedefler için neler yaptığının gayet iyi bilindiğini, bütün güçlerin, oradaki güçlerin farkında olduğunu belirtti.

FETÖ'nün darbe teşebbüsüyle ilgili olarak da geçmişte "Türkiye'nin elindeki bilgi ve belgelerden daha fazlası ABD'nin istihbarat örgütlerinin elinde vardır." dediğini hatırlatan Bozdağ, ABD'nin ekonomisiyle, eğitimiyle, istihbaratıyla, ordusuyla, teknolojisiyle dünya devletleri içerisinde son derece ağırlığı bulunan büyük bir güç olduğuna dikkati çekti.

ABD'nin hem CIA hem de FBI üzerinden FETÖ elebaşı, terörist Gülen ve başka ülkelerden teröristleri takip etmemesinin düşünülemeyeceğini vurgulayan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O yüzden ben dedim ki, 'Türkiye'de elde olan bilgi ve belgelerden daha fazlası ABD'nin elinde vardır, Fetullah Gülen'in bu darbeyi sevk ve idare ettiğine, planladığına dair.' Çok net söylüyorum, Pensilvanya'nın etrafında gecenin karanlığında uçan sineklerin cinsiyetini bilecek kadar çok net oraları takip ediyor. Herkes görüyor, gözetliyor.

Eğer biz 'Bunları ABD bilmiyor' dersek kendimizi aldatırız. ABD gibi güçlü bir devlet bunları bilir. 'Bunların arkasındadır' demiyorum ama bunlara dair istihbari bilginin ve darbe teşebbüsünden sonraki süreçte, Fetullah Gülen'in bu darbeyi planlayıp, sevk ve idaresini yaptığı, FETÖ örgütüne mensup askerler ve onlara eklemlenen diğer bazı askerlerce bu darbe teşebbüsünü gerçekleştirdiği konusunda bizim elimizdeki delillerden daha doğrudan onun irtibatını ortaya koyan istihbari bilgiler olduğuna ben inanıyorum. Çünkü aksi takdirde ABD'nin istihbaratı yok demektir. FBI veya CIA görevlerini tam yapmıyor demektir."

Bozdağ, Türkiye'de de bu darbe girişimini FETÖ'nün gerçekleştirdiğine dair tüm kesimlerin hemfikir olduğunu, elde edilen bilgi, belge, itiraflar ve ifadelerin de Fetullah Gülen'in darbeyi bizzat sevk ve idare ettiğini gösterdiğini aktardı.

- "Olumlu veya olumsuz bir cevap vermediler"

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in de ifadesinin alınmasına yönelik tartışmaların hatırlatılması üzerine Bozdağ, Gülen'in iadesinin ABD'den talep edildiğini ayrıca darbe teşebbüsü ile ilgili geçici tutuklama talebinin de ABD yetkili makamlarına gönderildiğini hatırlattı.

Bozdağ, iade sözleşmesinin 9. maddesinin çok açık olduğunu, bir ülkenin iade talebine ilişkin dosyasını karşı tarafa ilettiği takdirde karşı tarafın iadesi istenen kişiyi bulup tutukladığını, iade kararı verilene kadar da tutukluluğun devam ettiğini belirtti.

Ek bilgi istenmesinin de tutuklama zorunluluğunu ortadan kaldırmadığına dikkati çeken Bozdağ, "ABD makamları bu maddenin ikinci fıkrasını uygulamadı. 15 Temmuz darbe teşebbüsüyle ilgili geçici tutuklama talebimizi 10 Eylül 2016'da ABD yetkili adli makamlarına ilettik. O günden bugüne kadar bize bu konuda olumlu veya olumsuz bir cevap vermediler." diye konuştu.

- "Bu kadar bilgi, belge ve delille iade edilmeyecekse..."

Bozdağ, Türkiye'nin, geçici tutuklama yapılmasına ilişkin gerekçelerini çok net bir şekilde ilettiğini belirterek, ABD'nin, "Biz hukuk devletiyiz. Yargı buna karar verecektir.' dediğini ifade etti.

"Biz zaten buna itiraz etmiyoruz. Elbette buna yargı karar verecek." diyen Bozdağ, yargının dış politikayı tayin etmediğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Ülkeler arasındaki itilafların yargı eliyle çözülmesi hiçbir ülkenin kabul edeceği bir şey değil. Üniversitelerde bu iadeye ilişkin süreçler öğretilirken hocaların hepsi anlatır, burada yargı bu kararı veriyor ama niye bu sistem kurulmuş? Hükümetler, iade etmek istemediği birisi olduğu zaman topu oraya atarlar. 'Biz hukuk devletiyiz, yargı buna karar verir.' Yargı böyle bir karar verdiğinde de der ki, yargı kararı. İade etmek istediği zaman da topu oraya atar.

Yani bu anlatılırken hocaların söylediği bir şeydir. Onun için yargı sürecine biz de saygı duyuyoruz, bu sürecin işlemesi lazım şüphe yok ama bu kadar dosyasında evrak, bilgi, belge, delil olan birisine dair eğer yargı bir iade kararı vermezse hiç kimse o yargı kararının arkasına sığınmamalı. Eğer bu kadar bilgi, belge ve delille birisi iade edilmeyecekse hangi dosyada iade yapılır, ben bir hukukçu olarak bunu anlamakta da zorlanıyorum."



AA

Kaynak:Haber Kaynağı