ANKARA (AA) - ZUHAL DEMİRCİ - Afrikalı gurbetçiler, ülkelerine ait geleneksel yemeklerle donattıkları iftar sofralarında vatanlarına duydukları özlemi bir nebze olsun gidermeye çalışıyor.

Çad, Nijer ve Senegal gibi farklı ülkelerden Türkiye'ye gelen Afrikalı gurbetçiler, vatanlarından uzakta ramazan atmosferini birlikte yaşamak için ülkelerinden getirdikleri malzemelerle yaptıkları geleneksel yemek ve içeceklerin bulunduğu iftar sofralarında bir araya geliyor.

Doktora eğitimi için 2011'de ülkesi Çad'dan Türkiye'ye gelen ve halihazırda Pakistan Büyükelçiliği'ne bağlı bir okulda Arapça ve Fransızca öğretmenliği yapan Salih Yunus Abbas, başkentteki Afrikalı gurbetçileri evinde verdiği iftarda buluşturdu.

Ramazanın her günü Ankara'da eğitim gören ve çalışan Afrikalılarla birlikte iftar yaptıklarını dile getiren Abbas, ramazan başlamadan önce tüm Çadlı öğrencilerle bir araya gelerek ayı nasıl geçireceklerine dair istişarede bulunduklarını anlattı.

İftar programı için aralarında para topladıklarını, bir liste hazırladıklarını ve her gün 2 kişinin yemek yaptığını söyleyen Abbas, "Ben evli olduğum için her cuma günü benim evimde iftar yapıyoruz. Kalan günlerde de diğer evlerde iftarda buluşuyoruz. Herkes bir gün aldı. Bir gün ben iftar vereceğim dedi. Geri kalan günlerde de topladığımız parayla iftar yapıyoruz." dedi.

Ülkelerinden getirdikleri malzemelerle ramazana özgü yemekler hazırlayan Afrikalı gurbetçiler, oruçlarını 3 farklı içecekle açtıktan sonra kıldıkları akşam namazının ardından iftar sofrasına geri dönüyor ve yemek yiyor.

Çadlı öğretmen Abbas, "habre" adı verilen şerbetin özellikle ramazan ayında daha çok tüketildiğini ve yapımının yaklaşık 2 hafta sürdüğünü belirterek "(Türkiye'de ramazanda) caddede bir fırının önünden geçtiğinizde ekmek kokusu geliyor. Bizde de caddelerde dolaşırken 'habre' kokusu alırsınız. Böylelikle ramazanın geldiğini anlıyoruz." dedi.

Abbas, ülkesinde hava sıcaklığının yüksek olması sebebiyle iftar sofralarının daha çok sulu yemeklerden oluştuğunu, Çad'ın buğday unu ya da galeta unu kullanılarak yapılan milli yemeği "Eş"in de iftar sofralarının ana yemeği olduğunu söyledi.

Çad'da ramazan hazırlıklarının üç ayların başlangıcı olan recep ayında başladığını söyleyen Abbas, Türkiye'de ramazana ilişkin Türk halkının bu aya büyük ilgi gösterdiğini, insanların merakla beklediğini ve ramazanı coşkuyla geçirdiğine tanıklık ettiğini dile getirdi.

- "Her ramazan bayramında bir koyun kesiyoruz"

Abbas, ülkesinde ramazan bayramında kurban kesme geleneğini Türkiye'de de devam ettirdiklerini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Her sene Ramazan Bayramı'nda bir kurban kesiyoruz. Her sene Çadlı öğrenciler para topluyoruz ve koyun alıyoruz. Birinci gün evde oluyoruz. Çad'daki yemekleri burada yapıyoruz. İkinci günde parka gidip piknik yapıyoruz. Sadece Ankara'dan değil, Kayseri'den, Karabük'ten arkadaşlar geliyor. Çok kalabalık oluyoruz. Bayramı hep birlikte geçiriyoruz."

Türkiye'de eğitim almayı düşünen Çadlı öğrencilere de çağrıda bulunan Abbas, "Türkiye'ye gelsinler. Çok faydası oluyor. Çok güzel üniversiteler var. Dünyada hem mazlumlara hem de Müslümanlara sahip çıkan tek ülke Türkiye. O yüzden Türkiye bizim için çok önemli bir ülke." dedi.

- "Davul sesi insana ramazanı hatırlatıyor"

Ülkesi Nijer'den 2014'te Türkiye'ye gelen Gazi Üniversitesi İşletme Bölümü yüksek lisans öğrencisi Abdulkadir Cisse, Abbas'ın davetlisi olarak katıldığı iftarda ortak geleneksel yemeklerin bulunmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Türkiye'de insanların ramazanı heyecanla beklediklerini belirten Cisse, "Türkiye'de çok güzel bir şey var. Birisi herkesi davulla sahura kaldırıyor. Kültür olarak güzel bir şey. İnsanlara ramazanı hatırlatıyor." dedi.

Nijerli öğrencilerin ramazan boyunca birkaç kez bir araya gelerek beraber iftar yaptığını söyleyen Cisse, "Yerel yemeklerimizi pişiriyoruz. Ülkemizi hatırlıyoruz. Sohbet ediyoruz. Bugünkü gibi bir araya geliyoruz. Bu çok hoşuma gidiyor." ifadelerini kullandı.

AA