Ahmet Altan: Ödlek hükümet!

Ahmet Altan: Ödlek hükümet!

Mahmur ve Kandil'den dönen PKK'lıların tutuklanması sonrası çok sert bir yazı kaleme alan Ahmet Altan gündemi alt üst edecek.

Demokratik açılım çerçevesinde Öcalan'ın talimatıyla Mahmur ve Kandil'den dönen PKK'lılardan 13'ünün tutuklanması sonrasında bugün çok sert bir yazı kaleme alan Ahmet Altan, 'Galiba bitti' diye yazdı.

'İktidarın artık ödlekliği bırakıp bu soruya açık bir cevap vermesi gerekiyor.' sözleriyle hükümeti sert dille eleştiren Altan, 'Eğer bölüneceksek, bu sonucu savaşı şiddetlendirerek kabulleniyorsak, bari bunu çok fazla insan ölmeden yapalım.' sözleriyle çok konuşulacağa benziyor.

İşte Ahmet Altan'ın 'Galiba bitti' başlıklı o yazısı:
Herhalde açılım da böylece fiilen bitmiş oldu. Kandil’le Mahmur’dan ‘davet’ üzerine gelen PKK’lılar dün tutuklanıp hapse atıldılar. Bir daha kimse Türk devletinin sözlerine güvenip de dağlardan inmez kolay kolay. Bizim hükümet dünyaya nizamat vereyim derken ülkesinde yönetimin kontrolünü tümden elinden kaçırmış gibi gözüküyor. Verdiği sözü bile tutamayan bir siyasi iktidar, ülkeyi nasıl yönetecek?

Hani Kürt meselesini çözeceklerdi?
Hani açılım yapacaklardı?
Hiç öyle ‘Ama PKK da şöyle yaptı’ falan demeyin.
PKK yasa dışı silahlı bir örgüt, son zamanlarda onun ne yaptığını, niçin yaptığını kimse bilmiyor, yöneticileri biliyor mu ondandan emin değilim, Reşadiye baskınından sonra açıklama yapmak için beklemeleri, yaptıkları açıklamanın muğlaklığı, o örgüt içinde de ciddi bir karışıklık olduğunu gösteriyor.

İyi de, Türkiye’nin geleceğine PKK’nın tuhaflıkları mı yön verecek? 70 milyonluk bir ülke, bütün geleceğini PKK2nın yöneticiliğini yapan 4-5 kişinin kararlarına mı bağlayacak?

De ki PKK Türkiye’yi de kendini de yakmaya karar verdi.
Ne yapacağız, ülkeyi bir ucundan da biz mi tutuşturacağız.
Ordunun operasyonları PKK’nın şiddetini, PKK’nın şiddeti ordunun operasyonlarını, ikisi birden de Türkiye'nin gerginliğini arttırıyor.

Şiddetin artmasının ne Türk halkına ne Kürt halkına ne de Türkiye’ye bir yararı var.
Bu sadece Türkiye’de bir ‘savaş halinin’ devamından çıkar sağlamaya çalışanların, Ergenekon’un, darbecilerin işine yarar.

PKK, ‘darbecilerin’ iş başına gelmesinin şiddeti ve bölünmeyi keskinleştireceğini, bunun da kendi işine yarayacağını düşünüyorsa, biz de bunu destekleyecek miyiz?

Ankara’da birileri ‘şiddet artsın’ istiyorsa bütün ülke bu isteğe uyacak mı?
Siyasi iktidar bütün bu olanları kenardan mı izleyecek? Siyasi iktidar ya şiddetin artmasını destekliyor ya da bu şiddet oyununda çaresiz bir seyirci.

Kandil ve Mahmur’dan gelenlerin tutuklanması, güven ortamını da, barış imkanını da ortadan kaldırıyor.
Geriye sadece çatışma, silah, savaş ve kan kalıyor.
25 yıldan beri savaşıyoruz.

Ne oldu?

Kimsenin kimseyi yenemediği bir bir savaş bu.
Bundan sonra da kimse kimseyi yenemeyecek.
İnsanlar ölecek, karşılıklı düşmanlık ve nefret artacak.

Türk ve Kürt gençlerinin ruhunda nasıl bir ırkçı nefretin fokurdadığını siyasi iktidar görmüyor mu?
Yakında savaşla zehirlenmiş bu iki gençlik gurubu birbirlerinin varlıklarına tahammül edemeyecekler, ırkçılık iki tarafta da çıldırmaya dönüşecek.

Bu ülkeyi bölünmeye götürür.

Eğer bölüneceksek, bu sonucu savaşı şiddetlendirerek kabulleniyorsak, bari bunu çok fazla insan ölmeden yapalım.

Ayrılmayı, siyasi gündemimize alalım.

Ayrılacak mıyız, barışacak mıyız, birlikte mi yaşayacağız, her ne yapacaksak bunu siyasetle yapalım.
Siyasi hiçbir sonuç, bugünkü kanlı kaostan daha da kötü olmaz.

Bu karşılıklı nefret, bugünden tahmin edilemeyecek kadar büyük belalar yaratır.
Üniversite örencileri arasında meydana gelen Türk-Kürt çatışmalarını, içinde nasıl zehirli tohumlar taşıdığını görmemek için kör olmak gerekir.

Kör mü bizim siyasi iktidar?

Gazze’yi, Tahran’ı gören göz, Muğla’yı görmüyor mu?
Ülkeyi, savaşa, nefrete, ölüme, kana bulamak için hızlanan bir bela sarmalını bu siyasi iktidar neden durduramıyor?

Bu ülkedeki insanları kurtarması için hepimizin Filistinli ya da Gazeli olduğumuzu mu düşünmesi gerekiyor?
Bakın, Kürtlerle Türkler ya ayrılmalı ya da barışıp eşit insanlar olarak birlikte yaşamalı.

Bunun derde derman olacak üçüncü bir yolu yok, üçüncü yol 25 yıldır yaşanıyor ve sadece ölüm getiriyor.
Bu ülkedeki insanların yaşama hakkını savunmasını kimden isteyeceğiz, PKK’dan mı, ordudan mı yoksa siyasi iktidardan mı?

İktidarın artık ödlekliği bırakıp bu soruya açık bir cevap vermesi gerekiyor.

AHMET ALTAN - TARAF