Önce hikâyeyi anlatalım… Büyük bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Nihayet kavak ağacı ile aynı boya gelmiş. Bir gün sormuş kavağa:

-Sen kaç ayda bu hale geldin?

-On yılda, demiş kavak.

-On yılda mı? diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.

-Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!

-Doğru, demiş kavak, güz gelsin de seni o zaman görürüz.

Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak üşümeye, sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış.

Sormuş endişeyle kavağa:

-Neler oluyor bana?

-Ölüyorsun, demiş kavak.

-Niçin?

-Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için…

***

Bu şehirde ‘tecrübenin’ ehemmiyetsiz sayılıp, işlerin tecrübesizlere bırakılması halini çok gördük, görürüz. Kabak gibi, birden büyüyüverirler… Lakin siz onları güzün bir görün. En küçük bir rüzgâr, bizim bir anda büyüyen kabağı sıfıra düşürüverir.

***

Geçtiğimiz aylarda Ankara’daydım… Gençlik ve Spor Bakanlığı’na uğrayıp Gençlik ve Spor Genel Müdürümüz Mehmet Baykan Beyi ziyaret ettim… Sağ olsun; yakından ilgilendi, bir toplantısını bölüp, öğle yemeği programına bizimle sohbeti dâhil etti.

Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın ‘gençlerin kültürel eğitimine’ dönük projeleri üzerinde durup, Konya ve Türkiye’de ‘gençlik’ ve ‘spor’ adına yapılanları istişare ettik.

Doğrusu Konyalı bir hemşerimizin Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda hak ettiği bir makamda olması hem gurur verici, hem de şehir adına pozitif imkânlar barındırıyor.

***

Bu hadise Konya’da müdürlük makamı telaşında olup hep ‘yatay gelişen’, ama bir türlü dikey gelişmeye ufkunu açamayan değerlerimizi gözümün önüne getiriyor. Sadece Konya için de geçerli değil. Türkiye’nin bu noktada ufkunun açılması şart…

***

Anders Fogh Rasmussen kimdir?

Kısaca; Eski Danimarka Başbakanı… Şimdi: NATO Genel Sekreteri…

Peki, biz Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü yeniden nerede görmek istiyoruz? Başbakanlık koltuğunda… Danimarkalılar eski başbakanlarını NATO Genel Sekreteri yapıyorlar…

Biz bilindik siyasileri kırpıp kırpıp yıldız yapıyoruz.

***

Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu’ndan başbakan, Başbakanımız Tayyip Erdoğan’dan cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’den NATO Genel Sekreteri neden olmasın?

Konya Ticaret Odası, Konya Sanayi Odası, Konya Ticaret Borsası’nda yer edip duranlar, neden TOBB’a başkan olmasınlar? Dünya Bankası’nda görev alamazlar mı mesela? Topkapı’ya gittikten sonra Yusuf Benli, neden Mevlana Müzesi’ne geri döner? Diyelim ki UNESCO’ya yönetim kurulu üyesi, ya da başkan olamadı; neden TİKA’nın başındaki isim olmaz? Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Akyürek, neden Başbakan Yardımcısı ondan da öte BM Uluslararası Adalet Divanı üyesi olmasın?

Karatay, Selçuklu ve Meram belediye başkanları, büyükşehir belediye başkanı olmak isteyebilirler tamam ama… Türkiye’de bir sürü genel müdürlük, Birleşmiş Milletler’e bağlı 19 tane kuruluş var…

Buralara gitmeyi hedeflemezler mi?

***

Kabakların hezeyanından bahsettim ama ‘kavakların da’ çetin rüzgârlara direnebildiklerini unutmamaları lazım… Kabaklar kabaklıklarını, kavaklar da kavaklıklarını bilse; Konya bir başka Konya olur, Türkiye bir başka Türkiye…

Olur mu, olur inşallah…