AK Parti 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı

AK Parti 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan: (1)- "Döviz kurunun bir anda böylesine büyük bir artış göstermesini sadece ekonomik sebeplerle izah etmek mümkün değildir. Bunu söylemekle asla sorumluluktan kaçmaya çalışmıyoruz. Yaptı

ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Döviz kurunun bir anda böylesine büyük bir artış göstermesini sadece ekonomik sebeplerle izah etmek mümkün değildir. Bunu söylemekle asla sorumluluktan kaçmaya çalışmıyoruz. Yaptığımız sadece bir durum tespitidir. dedi."

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, Kızılcahamam Eliz Hotel'de düzenlenen AK Parti 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısının açılış konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başladı.

AK Parti'nin Türk siyasetine kazandırdığı önemli bir gelenek olan istişare ve değerlendirme toplantısının 27'ncisinde katılımcılarla bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, toplantının hayırlara vesile olmasını temenni etti.

"Görüldüğü gibi AK Parti artık çok büyük bir ailedir." ifadesini kullanan Erdoğan, partinin kurulduğu 2001 yılı Ağustos ayından beri her seviyede sorumluluk üstlenenlere şükranlarını sundu. Ahirete irtihal edenlere Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, görevlerine devam edenlere de başarılar diledi.

Salonda büyük ailenin küçük bir kısmı ile bir arada olduklarını ancak isteklerinin AK Parti'ye emek ve gönül vermiş herkesle birlikte olabilmek olduğunu belirten Erdoğan, çağrılarını toplantı yapılan mekanların kapasitesiyle sınırlı tutmak mecburiyetinde kaldıklarını hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Esasen AK Parti ülkemiz içinde 81 milyon, ülkemiz dışında da yüz milyonlarca kardeşimizin hepsini kucaklayan, herkesin kalbine girmeyi hedefleyen bir erdemler hareketinin adıdır. Biz, gönlüne giremediğimiz ve oyunu alamadığımız her vatandaşımızı bir kayıp olarak gören ve onu kazanmayı kendine şiar edinen bir partiyiz. Yıllardır girdiği tüm seçimlerde ortalama her iki seçmenden birinin oyunu alabilmeyi başaran bir partinin böyle bir hedefe sahip olmasından daha tabii bir şey olamaz. AK Parti, hizmetkarlığına talip olduğumuz bu büyük milletin bizzat kendi partisidir ve öyle kalmaya da devam edecektir. Milletimizle birlikte kurduğumuz bu partiyi geleceğe de yine milletimizle birlikte taşıyacağız."

İlk günden itibaren bu davaya emek veren herkes için AK Parti'nin kendi öz evladı gibi olduğuna işaret eden Erdoğan, "Artık 17 yaşını geride bırakmış bir delikanlı olan AK Parti'nin daha uzun yıllar milletimize hizmet etmesini sağlamak istiyoruz. Bunun için bayrağı hep gençlere, yeni nesillere devretmenin çabası içindeyiz." dedi.

Özellikle gençlere seslenmek istediğini vurgulayan Erdoğan, "Sizlerden kendinizi AK Parti'nin ve onunla birlikte ülkemizin geleceğine en iyi şekilde hazırlamanızı istiyorum. Maziden atiye kurduğumuz köprünün yeni emanetçileri sizler olacaksınız." diye konuştu.

"Emanet" kelimesinin "emin" kökünden geldiğini ve "emin" kelimesinin güvenilir, korku ve endişe duyulmayan demek olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Unutmayınız, Peygamber Efendimiz Aleyhisselatuvesselamın 'El Emin' sıfatı risaletinden önce vardı. Bizim gençlerimizin her birinin emin sıfatıyla mücehhez bir şekilde kendilerini yetiştirerek, emanete sahip çıkacaklarına inanıyorum." ifadelerini kullandı.

Emanet duygusunun kaynağının doğrudan iman olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Eğer iman varsa eminlikten ve emanetten söz edebiliriz. Bunun için millet olarak özellikle de yeni nesiller olarak evvela inancımızı, medeniyetimizi, tarihimizi, kültürümüzü, değerlerimizi çok iyi öğrenmemiz ve hazmetmemiz gerekiyor. Tabii bunlarla birlikte gençlerimizin iktisattan hukuka, mühendislikten sağlığa kadar her alanda en iyileri arasına girmesi de önemlidir. İşte o zaman yeni nesillere huzuru kalple bu ülkenin geleceğini emanet edebiliriz. Gençler, Asım'ın nesli olarak emanete sahip çıkmaya önce hazır mıyız? 'Zaman bendedir ve mekan bana emanettir' şuuruyla ülkemize, partimize, davamıza sahip çıkmaya hazır mıyız? Kükremiş sel gibi ülkemizin ve milletimizin önüne kurulan bentleri çiğneyip aşmaya var mıyız? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet yolunda tüm gücümüzle mücadeleye devam etmeye var mıyız? Rabbim hepinizden razı olsun."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan halk oylaması ve 24 Haziran seçimlerinin milletle aralarındaki güçlü ilişki ve hasbi irtibatı bir kez daha görmelerine vesile olduğuna işaret ederek, 16 Nisan halk oylamasında yüzde 51,4 oranına denk gelen 25 milyon 157 bin oy aldıklarını, 24 Haziran cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 52,6 oranına karşılık gelen 26 milyon 330 bin oya ulaştıklarını, buna karşılık 24 Haziran'da milletvekili seçiminde yüzde 42,6 oranını ifade eden 21 milyon 338 bin oy elde ettiklerini söyledi.

Bir önceki milletvekili seçimi olan Kasım 2015'te bu sayının 23 milyon 681 bin, 15 Haziran 2015 seçimlerinde ise 18 milyon 867 bin, 2014 cumhurbaşkanlığı seçiminde de 21 milyon oy aldıklarını anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Görüldüğü gibi AK Parti, geçtiğimiz 4 yılda yaklaşık 19 ile 26 milyon arasında bir oy sayısıyla milletimizin teveccühüne mazhar olmuştur. Avrupa Birliği üyesi ülkelerin 4'te üçünün nüfusundan daha kalabalık bir büyüklüğü ifade eden bu sayılar gerçekten çok önemlidir, çok ciddidir. Bize güvenen, bize inanan, bugününü ve geleceğini bize emanet eden milletimize layık olmak için daha çok çalışmalıyız. Hep söylediğim gibi bizim milletimize sadece vefa değil aynı zamanda can borcumuz da var. Bunun için sadece partimize oy verenlere değil milletimizin tamamına en iyi hizmetleri sunmanın boynumuzun borcu olduğuna inanıyoruz."

Yeni yönetim sistemini bu amaçla hayata geçirdiklerine dikkati çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye, tarihinin en büyük ekonomik saldırılarından birine maruz kalmasına rağmen iki ayı bulmadan durumu büyük ölçüde kontrol altına aldık. Döviz kurunun bir anda böylesine büyük bir artış göstermesini sadece ekonomik sebeplerle izah etmek mümkün değildir. Bunu söylemekle asla sorumluluktan kaçmaya çalışmıyoruz. Yaptığımız sadece bir durum tespitidir. Ekonomide eksiklerimiz, sıkıntılarımız, çözmemiz gereken sorunlarımız yok mu? Elbette var. Seçimlerin hemen ardından da zaten kolları sıvamış ve ekonomik reformlar için hazırlıklara başlamıştık ama bu gerçeklerle yaşadıklarımız arasında öylesine büyük bir orantısızlık var ki ister istemez işin altında başka şeyler aramak zorunda kalıyoruz ve bunların olduğunu da görüyoruz.

Nitekim krizin kaynağı mahiyetindeki odakların yaptıkları açıklamalar, sorunun farklı sebeplere ve saiklere dayalı olarak tırmandırıldığını açıkça gösteriyor. Şu gerçeği hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız, her kriz beraberinde birçok fırsatı da getirir. Devlet yönetimi olarak bu krizin üstesinden gelmek için normal şartlarda yıllara sari olarak yapabileceğimiz büyük reformları ve köklü değişimleri kısa sürede hayata geçirdik geçiriyoruz."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı