AK Parti TBMM Grup Toplantısı
Genel Başkan ve Başbakan Yıldırım: (5)- "2013'te DEAŞ ve PKK'ya karşı Meclis'te karar alınırken CHP niye 'hayır' oyu verdi, onun cevabını versin önce. Kimin DEAŞ'e müzahir olduğu, kimin PKK'ya müzahir olduğu, Meclis'te yapılan o oylamanın sonucunda belli"
TBMM (AA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "2013'te DEAŞ ve PKK'ya karşı Meclis'te karar alınırken CHP niye 'hayır' oyu verdi, onun cevabını versin önce. Kimin DEAŞ'e müzahir olduğu, kimin PKK'ya müzahir olduğu, Meclis'te yapılan o oylamanın sonucunda belli." dedi.
Yıldırım, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Varşova'da yapılan NATO Liderler Zirvesi'ne katıldığını, Türkiye'yi ve bölgeyi ilgilendiren üç önemli mesaj verdiğini anımsattı.
Bunlardan birisinin Suriye meselesi olduğunu ve Suriye meselesinin çözümsüz kalmasının, sadece Türkiye ve bölge ülkeleri için değil dünya barışı için en büyük tehdit olduğunu belirten Yıldırım, "Suriye krizi, başta DEAŞ olmak üzere terör örgütlerinin eylemi için zemin oluşturmaktadır." diye konuştu. Yıldırım, şunları söyledi:
"Şimdi ana muhalefet partisi bizi DEAŞ ile ilgili soru yağmuruna tutuyor aklı sıra. Bana 'Siz şöyle yaptınız, böyle yaptınız, bunların cevabını ver' diyor. Ben tek bir cevap veriyorum: 2013'te DEAŞ ve PKK'ya karşı Meclis'te karar alınırken CHP niye 'hayır' oyu verdi, onun cevabını versin önce. Kimin DEAŞ'e müzahir olduğu, kimin PKK'ya müzahir olduğu, Meclis'te yapılan o oylamanın sonucunda belli. Onun cevabını versinler sonra bize terör örgütüyle ilgili suçlamalarda bulunsunlar. Yağma yok. Her şey kayıtlarda. Vatandaşın gerçeği bilmesi lazım. Dünyanın DEAŞ örgütünden haberi yokken, 2011 yılında, Türkiye, el Kaide'den sonra, Irak'ın işgalinden sonra dünyanın başının belası yeni bir örgütün doğduğunu bütün dünyaya duyurdu. Duyurmakla da kalmadık 2013 yılında 50 bin 153 şüpheliyi bütün dünya ülkelerine, 144 ülkeye bildirdik, bunlarla ilgili 'seyahatlerde, giriş çıkışlarda dikkat edin' diye. 3 bin 560 şüpheliyi yurt dışına geri gönderdik. Bin 560 kişiyi de mahkemelere sevk ettik. Unutmayın, Brüksel saldırısını yapanları da yakalayıp, saldırıdan bir yıl önce gönderen, 'Alın bunlar teröristtir, bunların gereğini yapın' diyen de Türkiye'dir. Onlar ne yaptılar? 'Bunlar bir şey yapmaz' deyip dışarı bıraktılar. Sonradan o saldırılarla karşı karşıya kaldılar. Bir şeyi, lafı konuşmadan önce, bir suçlamada bulunmadan önce, doğrusu nedir bakacaksınız, göreceksiniz, ona göre konuşacaksınız. Laf olsun torba dolsun diye edeceğiniz sözler, sonunda başınıza bela olur."
Yıldırım, mülteci akınının, Doğu Akdeniz ve Avrupa'da yeni güvenlik sorunlarına ve yabancı düşmanlığına yol açacağını defalarca söylediklerini vurgulayarak, "Açtı mı, açtı. Bugün Avrupa'daki ırkçı akımlar aldı başını gidiyor, yabancı düşmanlığı, İslamofobi ve aşırı yükselen ırkçılık bugün Avrupa'nın da Amerika'nın da başının belası. Siyahilerle güvenlik güçlerinin arasında yaşanan ve orantısız güç kullanılan olayları günlerdir takip ediyoruz. Her şeyde Türkiye'ye yoğunlaşacağınıza biraz da kendi içinize bakın, nerede yanlış yaptık, nasıl düzeltiriz, onun gayreti içinde olun. 'Senin teröristin kötüdür benim teröristim' iyidir anlayışı, sonunda en büyük zararı, en büyük belayı sizin başınıza açacak. Bunu artık dünyanın görme zaman gelmiştir." dedi.
- "Şam'ın güvenliği Paris'in güvenliğidir"
NATO ülkelerinin, bölgedeki karışıklıklar ve terör olaylarının tırmanmasına karşı çok daha duyarlı haraket etme mecburiyetinde olduklarına işaret eden Yıldırım, Türkiye'nin beka mücadelesinde, terörle mücadelesinde, NATO üyesi olarak daha ciddi destek alma hakkı olduğunu söyledi. Yıldırım, "NATO, eğer bu sorumluluğunu bugün yerine getiremezse Avrupa'yı çok daha büyük sorunların beklemekte olduğunu anlaması, idrak etmesi gerekir." değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, bugün göçmenlerin sayısının 60 milyonu bulduğunu, bunun, 194 ülkenin 160'ından daha büyük nüfus olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Felaketin boyutlarını bütün insanlık, bütün ülkeler artık görmelidir. Şam'ın güvenliği Paris'in, Londra'nın güvenliği İstanbul'un güvenliğidir. Halep'in güvenliği, Berlin'in, Washington'un güvenliği kadar önemlidir. Bağdat'ın güvenliği, New York'un, Roma'nın güvenliği kadar önemlidir." diye konuştu. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bağdat eğer işgal edilmeseydi, bugün günah çıkartıyorlar 'Biz bunu yanlış yaptık, deliller sahteydi, istihbarat yanlıştı' Bunun faydası var mı? O gün uyarılara niye dikkat etmediniz? O kadar insan yok olduktan sonra, bir ulus yok olduktan sonra şimdi eski İngiltere Başbakanı günah çıkarıyor. İnsanlık, Irak'ın işgal acısını yaşamasaydı, bugün DEAŞ diye bir örgüt olmayacaktı. DEAŞ kurulmuş bir devlet değil. DEAŞ otorite boşluğundan çıkmış, dini, inancı, kutsalı olmayan, çapulcuların bir araya geldiği bir yapı. İnsanlığın beş belası bir yapı. Peki DEAŞ ile mücadele edelim, güzel, ellerindeki en modern silahlara nereden geldi? DEAŞ fabrika mı kurdu Irak çöllerinde? Bir yandan silahları sizden alacak, orada masum insanları katledecek bir yandan da bu örgüte karşı mücadele yapacağız. Aynı şeyi Kuzey Irak'ta, Kuzey Suriye'de maalesef PKK'ya yapıyorlar. PYD, terör örgütü değilmiş. Neymiş efendim, DEAŞ'a karşı koalisyon güçleriyle mücadele ediyormuş. Ne zamandan beri bir terör örgütünü yok etmek için bir başka terör örgütü yardım etmeye başladı? Bu yanlış anlayıştan bu sakat görüşten dostlarımızın bir an önce vazgeçmesini bekliyoruz. Bir terör örgütünü bir başka terör örgütüyle alt edemezsiniz, etseniz de o terör örgütü bu sefer sizin başınıza bela olur. Onun için uyarılarımızın bundan sonra daha da dikkate alınmasını bekliyoruz. Öyleyse terör karşısında çifte standart artık terk edilmeli ve tutarlı bir duruş sergilenmelidir."
- "İslamofobi ve ırkçı topluluklar, Avrupa görüntüsüne zarar veriyor"
AB'nin kendini var eden değerlerden uzaklaştığını ve adeta içe kapanmak istediğini belirten Yıldırım, yarım asırdan beri birliğin üyesi olmak yolunda çalışmalar yapan Türkiye'nin, AB'nin, gelecekte bölgenin istikrarı için devam etmesinin gerekli olduğuna inandığını dile getirdi.
"Türkiye'nin AB'nin içinde var olması demek Balkanların, Avrupa'nın ve Ortadoğu'nun barışı, huzuru, istikrarı demektir." ifadesini kullanan Yıldırım, "Avrupa sokaklarındaki İslamofobi, ırkçı topluluklar, Avrupa görüntüsüne zarar veriyor. Avrupa parlamentolarına, ırkçı saldırganlara destek veren sloganlar ve siyasetçiler yakışmıyor. Avrupa başkentlerine bu insanlık suçlarına karşı gerekli tedbirleri almayan devlet adamları da yakışmıyor. Avrupa başta olmak üzere modern dünya sürekli kendi değerlerini tekzip etmekten artık vazgeçmelidir." diye konuştu.
Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da altını çizdiği gibi NATO'nun güvenlik konseptini yeni baştan ele alması gerektiğini söyledi.
AK Parti'nin, Türkiye'nin ruhu, ortak aklı, vicdanı olduğunu belirten Yıldırım, AK Parti olarak adalet ve kalkınma yolundaki kutlu yürüyüşe ilk günkü heyecanla devam ettiklerini kaydetti.
- Ayşe Begüm ve Portekiz'e kutlama
Milli jimnastikçi Ayşe Begüm Onbaşı'nın, geçen hafta Aerobik Jimnastik Dünya Şampiyonası'nda altın madalya kazanarak milletin yüzünü güldürdüğünü anımsatan Yıldırım, "Ayşe Begüm kızımızı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. Her ne kadar Avrupa Futbol Şampiyonası'nda istediğimizi yapamadıksa da Ayşe kızımız bu başarısı, milletimizin yüzünü güldürdü." dedi.
Yıldırım, sözlerine, Avrupa Futbol Şampiyonu olan Portekiz Milli Takımı ve Portekizlileri kutlayarak son verdi.
Öte yandan Başbakan Yıldırım'ın yakasına, toplantı öncesinde, Srebrenitsa katliamının 21. yılı nedeniyle katliamın sembolü Srebrenitsa çiçeği takıldı.
Yıldırım, Bosna Hersek'ten gelen misafirlerle AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Lütfiye Selva Çam ve Türkiye-Bosna Hersek Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı, AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu ile hatıra fotoğrafı da çektirdi.
(Bitti)
AA
Kaynak: