AK Parti'de 42,6’nın ya da yüzde 7 düşüşün sorumlusu kim?

AK Parti'de 42,6’nın ya da yüzde 7 düşüşün sorumlusu kim?

Türkiye Gazetesi yazarı Fuat Uğur, AK Parti'deki oy düşüşünün nedenlerini köşesine taşıdı.

Türkiye Gazetesi Yazarı Fuat Uğur, AK Parti'deki oy düşüşünün nedenlerini köşesine taşıdı.

 

fuat-ugur_1515367868-001.png
İşte Uğur'un yazısından ilgili bölüm:
 
"Yüzde 42,6’nın asıl sebeplerine gelince.
Bunları basından izlediklerimize, bize gelen şikâyet ve bilgilere dayanarak birkaç noktada toplayabiliriz.

1-AK Parti’de kibrinden yanlarına yaklaşılmayan teşkilat yöneticileri. Teşkilatlarda gecesini gündüzüne katarak çalışanlar yerine “siyaseten” ya da “ilişkiler” nedeniyle hiç hak etmeyenlerin öne çıkarılması, kayırılması ve sonuçta onların yaptığı hataların bedelinin herkes tarafından ödenmesi.

2-Bazı belediyelerdeki AK Parti’li kalantorların da kibirlerinden yanlarına yaklaşılmaması, bunların tamamen kendilerine odaklanıp vatandaşın derdinden uzaklaşması, mağdur edilenlerin problemleriyle ilgilenmeyi bırakmaları, dertlerini bir türlü anlatamayıp sıkıntıları çözülemeyenlerin hayli artması...
 
 
3-Toplam içinde çok olmasa da kimi belediye başkanlarının ayyuka çıkan yolsuzlukları, nepotizm (Akraba kayırma), kentsel dönüşümden” kazanılan” yüzlerce daire…
 
4-Son seçimlerde bazı illerde gösterilen milletvekili adaylarının hiç sevilmemesi, tembel ve nobran bulunması, sevilen ve saygı duyulan isimlerin ısrarla partinin uzağında tutulması, birçok ilde küçük çapta ama etkisi güçlü “Fakıbaba” vak’alarının meydana gelmesi... Doğruları ve gerçekleri söyleyenlerin de parti yöneticilerince teşkilattan uzaklaştırılması.
 
5-Tarım ve ekonomide alınan yanlış kararların, sonradan telafi edilmeye çalışılsa bile üretici ve tüketicide kalıcı etkiler bırakması... Motorlu taşıtlar vergisi, yakıtta ÖTV, fındık taban fiyatlarının düşüklüğü ve devletin müdahale etmemesi, hayvancılıkta samanın-yemin pahalı olması, küçük ölçekli iş adamlarından çek ve senetle çalışmalarına rağmen daha kazanmadıkları paradan çatır çatır vergi kesilmesi, süt üreticilerini yok edecek inanılmaz kararlar alınması ve bunların bizim gündeme getirmemiz üzerine geri çekilmesi vd.
 
6-FETÖ ile mücadelede savsaklama ve bazı FETÖ sanıklarının yakınlık ya da akrabalık ilişkileri nedeniyle koruyup kollanması... Yerel muktedirlerin yine bu nedenlerle yargılanan bazı FETÖ’cülerin serbest bırakılması için hâkimlere baskı uygulaması ve kimi zaman da bunda başarılı olunması. Sözgelimi Mustafa Boydak’ın bile Kayseri’de yargıçların suratına “Bizim mallarımızı müsadere ederlerse bu ülke yangın yerine döner” diyecek kadar pervasız olabilmesi. Böyle olayların halkta derin iz bırakarak kızgınlığa dönüşmesi.
 
7-Adalet mekanizmasında yargıçların aldığı akıllara ziyan kararlar. Herhangi bir nedenle hâkimlerin “tedbiren, neme lazım” düşüncesiyle insanları gözaltına alınıp tutuklaması ve ilk celsede de beraat ettirmesi. Kadın cinayetleri, taciz gibi konularda alınan yine akıllara zarar kararlar. İşin kötüsü HSK tarafından bu yargıçlara yönelik hiçbir yaptırım uygulanmaması ve tüm bunların vatandaşta oluşturduğu güvensizlik.
 
8-Vatandaşın, sıkıntılarını duyurmaya çalıştıkları yerel yöneticiler de şikâyet konularının bizzat müsebbibi olunca çaresiz kalması, meseleyi Ankara’ya ulaştırmak istediklerinde de bu kez teşkilat genel merkezin duvarlarına ya da Külliye’deki Cumhurbaşkanlığı Staff’ına (Personel) çarpması.
 
9-KHK ile işinden ihraç edilen ancak savcılıkların haklarında takipsizlik verdiği görevlilerin işlerine iade edilmemesi ve bu durumun geniş aile çevrelerindeki AK Parti seçmenleri tarafından da tepkiyle karşılanması. 
 
10-Ve son olarak küresel faktörler ve Türkiye’ye yönelik uygulanan pres nedeniyle doların yükselmesi, iktidar yorgunluğu, Cumhurbaşkanlığı sistemine küçük çapta bile olsa gösterilen direnç.
 
Evet, yüzde 42,6’nın, yani yüzde 7’lik oy düşüşünün sebepleri konusunda daha pek çok şey yazılabilir ama bu toparlamanın bile fotoğrafın önemli bir bölümünü gösterdiği söylenebilir."
 
Fuat Uğur-Türkiye