AKSED Başkanı Günay: Srebrenitsa adalet arayışının sembolü haline geldi!
Konya’da faaliyet gösteren, Aliya Izzetbegoviç Kültür Sanat ve Eğitim Derneği Başkanı İbrahim Günay, Srebrenitsa Katliamının 27. yılında bu büyük trajedinin sadece Bosna Hersek'in değil tüm insanlığın adalet arayışının sembolü haline geldiğini söyledi
Konya’da faaliyet gösteren, Aliya Izzetbegoviç Kültür Sanat ve Eğitim Derneği (AKSED) Başkanı İbrahim Günay, 1995 yılında Bosna'da yaşanan Srebrenitsa Katliamının 27’inci yıl dönümü dolayısıyla anma mesajı yayımladı. Günay mesajında, bu büyük trajedinin sadece Bosna Hersek'in değil tüm insanlığın adalet arayışının sembolü haline geldiğini kaydetti.
İkinci Dünya Savaşından buyana Avrupa'daki en büyük katliam olarak nitelendirilen ve 11 Temmuz 1995 tarihinde Bosna'da yaşanan Srebrenitsa Katliamında, 8 bin 372 Boşnak vatandaşı Sırp askerler tarafından katledildi. Srebrenitsa Katliamının 27’inci yıl dönümü dolayısıyla, Konya’da faaliyet gösteren, Aliya İzzetbegoviç Kültür Sanat ve Eğitim Derneği (AKSED) Başkanı İbrahim Günay anma mesajı yayımladı.
‘SONSUZA DEK KALBİMİZDE HİSSEDECEĞİZ’
Günay, “Srebrenitsa Katliamının hayatımızın en üzüntü verici olaylarından biri olduğunu ifade ederek, dünyanın gözü önünde benzeri görülmemiş bir insanlık suçunun işlendiğini belirtti.
Günay, “Kendilerini Birleşmiş Milletlerin (BM) güvenliği altında olduğuna inanan kadınlar, çocuklar, eşler, kardeşler, akrabalar ve onların komşuları, 8 bin 372 Bosnalı Müslüman ve Hırvat, Sırp askerler tarafından kalleşçe katledildi. Türkiye olarak, 1995 yılında Avrupa'nın ortasında katledilen Bosnalı kardeşlerimizin acısını sonsuza dek kalbimizde hissedeceğiz. Türkiye her daim mazlumların yanında oldu ve dünya döndükçe olmaya devam edecek” diye konuştu.
‘ADALET ARAYIŞININ SEMBOLÜ HALİNE GELDİ’
Mesajında, Bosna Hersek'in ilk Cumhurbaşkanı merhum Aliya Izzetbegoviç’i de anan Günay, Izzetbegoviç’in 'Soykırımı asla unutmayın, unutulan soykırım tekrarlanır.' sözünü de hazırlatarak, Bosnalı kardeşlerimize karşı işlenen katliamları asla unutmayacağız. Aradan çeyrek asır geçmesine rağmen halen bin kurbanının kayıp olduğu bu büyük trajedi sadece Bosna Hersek'in değil tüm insanlığın adalet arayışının sembolü haline geldi. Bosnalı Hersekli kardeşlerimizin hak ve adalet arayışlarında onları asla yalnız bırakmayacağız." dedi.
SREBRENİTSA’DA NELER YAŞANDI?
Bosna Savaşı sırasında çok sayıda sivilin Sırp askerler tarafından öldürüldüğü haberleri üzerine Birleşmiş Milletler 1993 yılında Srebrenitsa'yı Boşnaklar için "güvenli bölge" ilan etti. Şehir, Sırpların bin 425 gün sürecek modern savaş tarihinin en uzun kuşatması sonrası Temmuz 1995'de Sırpların eline geçti. Binlerce Boşnak erkek, kadın ve çocuk, Srebrenitsa'nın hemen dışındaki Potocari'de bulunan 400 Hollandalı askerlerin denetimindeki BM barış gücü karargahına sığındı. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'nın en büyük mülteci krizi de Bosna-Hersek savaşı sırasında yaşandı. Dört milyonluk nüfusun yarısı mülteci durumuna düştü. Hollandalı askerler, karargaha sığınan Boşnaklar'a burada güvende olacaklarını söyledi.
Ancak Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerin 11 Temmuz 1995'te Hollandalı (BM) askerlerinin koruması altındaki "güvenli bölge" Srebrenitsa'ya girmesi sonucu binlerce Boşnak kaderine terk edildi. Mladiç komutasında Srebrenitsa'ya giren Sırp ordusu en az 8 bin 372 Boşnak sivili ormanlık alanda, fabrikalarda ve depolarda katletti. Katledilen Boşnaklar, toplu mezarlara gömüldü. Yugoslavya İç Savaşı sırasında Bosna Hersek'in Srebrenitsa kasabasında 13-18 Temmuz 1995 tarihleri arasında 8 bin genç ve yetişkin Müslüman erkek, Bosnalı Sırp güçler tarafından öldürüldü.
Savaş sırasında Prijedor, Foça, Zvornik, Vişegrad gibi birçok şehirde yapılan etnik temizlik sonucu neredeyse hiç Boşnak bırakılmadı. Kimi göç etmek zorunda kaldı, kimi öldürüldü. Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi, Bosnalı Sırpların eski lideri Radovan Karaciç'i Srebrenitsa'da yaşananlardan sorumlu tuttu ve 40 yıl hapis cezası verdi. BM'nin yargı organı Uluslararası Adalet Divanı 2007'de, kasabada yaşananları "soykırım" olarak nitelendirmiş ancak sorumlusunun Sırbistan olmadığına hükmetmişti.