"Allahuekber diyen herkese ateş ediyorlardı"
FETÖ'nün kalkışması sırasında darbeci askerlerin kurşunlarıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesinin önünde yaralanan Çelik:- "Asker kışlaya, Ne mutlu Türküm diyene şeklinde slogan atıp tekbir getiriyorduk. Allahuekber dediğimizde, askerler üzerimize kurşun y
İSTANBUL (AA) - ADEM DEMİR - HİKMET FARUK BAŞER - Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimini durdurmak için gittiği İstanbul Büyükşehir Belediyesinin önünde yaralanan Ramazan Çelik, "Asker kışlaya", "Ne mutlu Türküm diyene" şeklinde slogan atan ve tekbir getiren halkın üzerine darbeci askerler tarafından kurşun yağdırıldığını anlattı.
Erzincan'ın Kemaliye ilçesi Başbağlar köyünde dünyaya gelen ve Fatih'te kasaplık yapan Çelik, darbe girişimi gecesinde neler yaşadığını AA muhabirine anlattı.
Televizyon izledikçe ve arkadaşlarıyla telefonda konuştukça bir gariplik olduğunu anlayarak, sokağa çıkmaya karar verdiklerini belirten Çelik, şunları söyledi:
"Haberleri duyduğumda ellerim ayaklarım titredi. Bir an önce bir şeyler yapma zorunda hissettim. Abdestimi aldım, eşimle helalleştim, evimden İstanbul Büyükşehir Belediyesinin önüne gittim. Orada bir rütbelinin askerlere, 'Yere yat, ateş et' şeklinde sivillerin vurulması emrini verdiğini duydum. Ancak biz geri çekilmedik. 'Asker kışlaya', 'Ne mutlu Türküm diyene' şeklinde slogan atıp, tekbir getiriyorduk. Allahuekber dediğimizde, askerler üzerimize kurşun yağdırdı. Allahuekber diyen herkese ateş ediyorlardı. Yanımızda şehit olan arkadaşlarımız oldu. Silah sesleri saatlerce sürdü."
- "Kimse kurşundan kaçmadı"
Ellerinde sadece Türk bayrakları olduğunu, hiçbir sivilin darbeci askerlere taş bile atmadığını aktaran Çelik, şunları kaydetti:
"Saraçhane'deki binanın önünde bir arkadaş vardı. Göğsünü açıp askerlerin üzerine yürüdü. Bir sürü mermi yiyerek, şehit oldu. Kimse kurşundan kaçmadı. Sonra halk kalabalıklaşmaya başladı. Ben de ilk kurşun yiyenlerden biri oldum. Önce askerlerin plastik mermi sıktıklarını düşündüm. Bana denk gelen kurşunun etkisini de anlamadım. Sendeledim sonra toparlanıp ileri gitmeye devam etmek istedim ancak gidemedim. Yaralandığımı görenler hemen beni en yakındaki hastaneye götürdüler. İlk gittiğimizde hastane neredeyse bomboştu. Sonra birden kalabalıklaştı. Hastane yaralı ve şehit olanlarla doldu. O anda, hastaneyi Filistin'deki hastanelere benzettim. Orada bize sıra gelmeyeceğini anladığı ve başka bir hastaneye götürüldüm."
- "Vatanı kurtardık..."
Sağ diz kapağına isabet eden kurşunun bacağını delip geçtiğini, sinirlerinin koptuğunu anlatan Çelik, kalıcı bir hasarın olmayacağı anlaşıldıktan sonra taburcu edildiğini aktardı.
Ramazan Çelik, "Gazi oldum ama neden şehit olmadım diye üzülüyorum. Şehit olsaydım, ilk başka eşim, annem, babam ve yakınları üzüleceklerdi ama daha sonra benimle gurur duyacaklardı. Orada yaşadıklarımın hepsini en ince ayrıntısına kadar hatırlıyorum. Ben vurulunca başıma toplananlar oldu. Onlara 'Ne duruyorsunuz. Gidin vatan için gazi olun, şehit olun.' diye bağırdım." ifadelerini kullandı.
Hastanede "Çok erken vuruldum biraz daha mücadele etmem gerekirdi" şeklinde hayıflandığını dile getiren Çelik, şu bilgileri verdi:
"Biliyorsunuz 5 Temmuz 1993'te PKK, Kemaliye ilçesinin Başbağlar köyünde bir katliam gerçekleştirdi. Ben orada iki dedemi ve bir dayımı kaybettim. Ayrıca o köydekilerin çoğu akrabam. Ailemde şehitler var. Onların şanslı olduğunu düşünüyorum. Günler sonra vurulduğum yere gittim. İnsanları gördüm. 'Vatanı kurtardık' diye sevinenleri görünce çok mutlu oldum, duygulandım. Hani, bir mıh bir nalı kurtarır. Bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu bir ülkeyi kurtarır deniliyor ya vatanın kurtarılması yolunda bir mıh görevi yaptıysam ne mutlu bana. Benim yaptığım çok önemli değil. Oraya gidip vurulmak isteyen bir çok insan var."
- "Bunların gerçek yüzlerini gördük"
Çelik, darbecilerin tekrar çılgınlık yapıp yeni kalkışmalar yapabileceklerinden endişe duyduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlar Türkiye'nin 2023 hedeflerini önüne gerçek için çabalarını sürdüreceklerdir. Bunlar kolay kolay durmayacaklar. Bunların gerçek yüzlerini gördük. En acımasız düşmandan bile beterler. Ama bu sefer halk onların karşısına eli boş çıkmayacaktır. Halk cesaretini ortaya koydu. Şunu iyi bilsinler ki, ikinci bir girişim olursa bu sefer bütün halk alanlara akacaktır. Reis ne derse o olur. 'Asker olun' derse asker oluruz. Çünkü Türkiye son kaledir. Onu korumak için elimizden geleni yaparız. Bir daha olursa, yine giderim."
Darbecilerin ülkeyi sürüklemek isteği hainliklerden, neden oldukları kötülüklerden toplumda birlik, beraberlik ve dayanışma ortaya çıktığını vurgulayan Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bütün siyasi parti mensupları bir araya geldiler. Hiç kimse tereddüt etmedi. Herkes, bu darbenin Türkiye'nin en az 100 yıl geriye götüreceğini anladı. Eğer bunlar başarılı olsaydı, bütün kazanımlar çöp olacaktı. Bu olaylar bizi birleştirdi. FETÖ şerrinden hayır doğru. Türk-Kürt, Alevi-Sünni bir araya geldi. AK Partilisi, CHP'lisi, MHP'lisi, Saadet Partilisi darbeye karşı tavır koydu. Bir daha darbe girişimleri başarılı olmasın diye millet prova yaptı. Milletin bütünleşmesi, hiç bir zaman yıkılmayacağımızı gösterdi. Bir daha yaparlarsa yine karşılarına çıkarız. Onlar nasıl darbe provaları yapmışlarsa bizler de prova yaptık. Yani darbe olmayacağının provasını yaptık. Bu provanın yapılmasının kahramanı ise Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır. Onun çağrısı olmasaydı, belki de vatan elden gidecekti."
AA
Kaynak: