ANKARA (AA) - TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Almanya iki bakanın konuşma yapacakları toplantılara izin vermeyerek AB'nin kurucu değerlerinden olan ifade özgürlüğünü inkar etmiştir. Almanya bu toplantılara izin vermeyerek demokrasiye bakışını ve uygulamasında samimiyetini tartışılır hale getirmiştir." ifadelerini kullandı.

Palandöken, bakanların Almanya'daki etkinliğe katılımının engellenmesi ve toplantının iptal edilmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Avrupa Birliği'nin (AB) en temel değerlerinden olan ifade özgürlüğünün, demokrasinin de en önemli unsuru olduğuna işaret eden Palandöken, Almanya'nın iki bakanın konuşma yapacakları toplantılara izin vermeyerek AB'nin kurucu değerlerinden ifade özgürlüğünü inkar ettiğini belirtti.

Palandöken, "Toplantı ve gösteri hakkının, ifade ve düşünce özgürlüğünün demokrasiler için değeri ve önemi tartışmasızdır. Almanya bu toplantılara izin vermeyerek demokrasiye bakışını ve uygulamasında samimiyetini tartışılır hale getirmiştir. Her zaman iki ülkenin birbirine ihtiyacı var. Bu nedenle sadece Almanya'da değil hiçbir coğrafyada temel insan hak ve özgürlüklerinin inkar edilmemesi tüm insanlık için hayati önemdedir." değerlendirmelerinde bulundu.

- "Herhangi bir Avrupa ülkesi değil"

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran da Almanya'nın yaklaşımının demokrasiye ve ifade özgürlüğüne uymadığını ifade etti.

Almanya'nın Türkiye için herhangi bir Avrupa ülkesi olmadığına dikkati çeken Baran, şunları kaydetti:

"Bizim için anlamı çok büyük. Çünkü sayıları 3 milyonu aşan Türk vatandaşımız orada yaşıyor, Almanya’yı yurt edinmiş durumdalar. Dolayısıyla Almanya ile Türkiye arasında ekonomik ilişkilerin ötesinde de bir yakınlık oluşması gerekiyor. Avrupa Birliği ülkeleri içinde en fazla ticari ilişki kurduğumuz ülke de yine Almanya. Hal böyleyken Almanya, bizim canımızla malımızla zarar gördüğümüz terör örgütlerine sempatik yaklaşıp, onlara kucak açarken, bakanlarımızın kendi vatandaşlarıyla, gurbetçilerimizle bir araya gelmesine tahammül gösteremiyor. Bu yaklaşım kabul edilebilir bir şey değil. Bir hata olduğunu ve bu hatadan en kısa zamanda dönüleceğini düşünmek istiyorum."

AA