Güngör Gökdağ
Amerika, Suriye'den Çekiliyor mu?
Günümüzde Müslüman dünyasının durumu gerçekten içler acısı. Bir başıboşluk ve gaflet uykusu hala devam ediyor.
Ortadoğu, egemen güçlerin ameliyat masasına dönüşmüş durumdayken bile Müslümanlar, aralarına zerk edilen fitne tohumu ile birbirlerinin zıddı örgüt ve yapılanmaları destekliyor, birbirleriyle savaşıyorlar.
Kendi sorunlarını çözemiyor, toprakları üzerinde oynanan oyunları göremiyorlar. Hatta dost ve düşmanlarını dahi ayırt edemiyorlar. Sanırsınız koca Arap dünyası efsunlanmış, halklarının kaderi de kalitesiz ve liyakatsiz yöneticilerin elinde kalmış?..
İşte bu ahval içerisinde ABD, Ortadoğu coğrafyasını şekillendirmeye çalışıyor. Bölgeyi Şii-Sünni ve dini-etnik yönden ayırma yoluna gidiyor. Var olan Arap-İsrail ana çatışma eksenini Kürt-Arap, Kürt-Türk, (Şii)Arap-(Sünni)Arap olarak değiştirerek, petrol ve doğalgaz bakımından çok zengin olan bölgenin kontrolünü sürekli elinde tutmak istiyor.
BOP Projesi'ne göre bölgede İsrail'in güvenliğini esas alıyor. Kontrol edilebilir bir Kürt Devleti'ni projenin önemli bir saçayağı olarak görüyor. Yani içinde İran ve Türkiye'nin de yer aldığı BOP Projesi ile bölgenin haritasını yeniden değiştirmek, bölgeyi yeniden dizayn etmek istiyor.
ABD, 1991 yılında Birinci Körfez Savaşı, 2003 yılında İkinci Körfez Savaşı ve 2011 yılından bu yana da Suriye'de yürüttüğü vekalet savaşı ile Büyük Ortadoğu Projesi'ne ne derece önem verdiğini bölge üzerindeki varlığı, askeri üsleri ve yaptığı operasyonlarıyla gösteriyor ve herşeye rağmen projeyi adım adım ilerletiyor.
Tabi ABD bölgeyi şekillendirmeye çalışırken kendi askerlerinin ceset torbalarıyla yurda dönmesini istemiyor? O bakımdan hiçbir şekilde kendi askerini ileriye sürmüyor, aksine bağımsızlık şerbeti içirdiği Kürtleri cepheye sürüyor. Onları, hedefine ulaşmak için bir maşa gibi kullanıyor. Kendisi arka planda kontrolü sağlamayı tercih ediyor.
Öte yandan ABD, her zaman planladıklarını da tek celsede de başaramıyor. Misal, Suriye için planladığı hedeflerine tam olarak, istediği şekilde ulaşamadı? Hedefe ulaşmada kendisini zorlayan Türkiye'nin kararlılığını ve gücünü, aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye'de ki başarısını yeterince hesaplayamadı. Hem bölgede iyi müttefiki olan Türkiye'yi, Suriye politikası nedeniyle Moskova-Tahran eksenine kaptırdı, hem de Suriye cephesinde karşı karşıya gelmek durumunda kaldı.
Ancak ABD gibi devletler, kabile devletleri gibi günlük plan yapmazlar. Onların kısa, orta ve uzun vadeli planları olur. Bazen hedefe ulaşmada engellere takılsalar bile, o vakit planlarını yeniden revize edebilirler. Küçük çaplı değişiklik yapabilirler. Hedefe ulaşmayı bir süreliğine erteler, gerekirse uzun vadeye, evrime bile bırakabilirler. Ama bu hedeften vazgeçildiği anlamına da gelmez?
Bir hakikat var ki ABD, Türkiye'nin Sünni Araplar üzerinden Suriye'nin kuzeyinde bir etki alanı oluşturmak istediğini çok iyi biliyor. Uzun zamandır yakın müttefiki olan Türkiye'nin Suriye politikası nedeniyle kendisinden uzaklaştığını da fark ediyor.
ABD, Suriye'den çekilme kararı vererek, Türkiye'yi yeniden kazanmak ve eski rotasına girmesini sağlamak maksadıyla kendisinden sonra meydana gelecek otorite boşluğunu doldurmasına müsaade ediyor. Çünkü Türkiye'nin, eninde sonunda Suriye ile zıtlaşarak, çatışacağını ve sonunda Rusya ve İran ekseninden kopacağını hesap ediyor.
Bu stratejisiyle de Suriye'de istediği ilerlemeyi kaydedemeyen ABD, bir yandan Türkiye'yi yeniden kazanmayı, diğer yandan ise BOP Projesi kapsamında müdahale planları yaptığı İran'a karşı, yanında konumlandırmayı düşünüyor.
Esasında Türkiye'nin kendi çıkarını gözeten dış politikaları nedeniyle ABD, bundan sonrasında Ankara'ya tam anlamıyla bir güven duymakta zorlanacaktır. Ancak Türkiye'nin bölgesel bir güç oluşu nedeniyle kaybetmekte istemeyecektir.
Bir de ABD, Suriye'den askerini çekme kararı almış olsa bile, bölgeden çok fazla uzaklaşmıyor? İncirlik dahil olmak üzere ABD'nin Kuveyt, Katar, Bahreyn, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere her tarafta askeri üssü var zaten. Yoksa Suriye'de ki dengeler istemediği şekilde değişecek olsa, Irak'ta bulunan askeri üssünden hava sahasını kapatır ve anında müdahale edebilir?
Başka bir husus ise ABD askerlerinin Suriye'den çekilmesine İsrail'in sükut etmesi durumudur? Suudi Arabistan ve İsrail bölgede ki en tehlikeli düşmanın İran olduğunu sürekli vurguluyor ve hedef gösteriyorlar. İşte esas sorun bundan sonra İran olacak gibi görünmektedir?
Kısaca ABD, Ortadoğu'dan hiç çekilmiyor, hedeflerinden de asla vazgeçmiyor. Sadece Suriye'den askerlerini çekerek stratejik bir hamle yapıyor. Bu hamlesi başarılı olmaz ise başka hamleler yapmaya yine devam edecektir.
Çünkü ABD'nin hedefi; BOP Projesi kapsamında ilerleme sağlayamadığı Suriye'yi bir süreliğine askıya almak, sırada olan diğer İslam ülkesi İran'a yoğunlaşmaktır. Gayesi ise Ortadoğu'da istikrarı sağlamak değil, aksine istikrarsızlaştırmaktır.
Tüm bu planlara ve yaşanan tüm bu gelişmelere tek bir ülkenin karşı koyabilmesi ise oldukça zor görünüyor. İnce siyaset, ortak akıl, birlikte mukavemet geliştirmek ve beraber hareket etmek bu işin gerçek reçetesi ama onu da Müslüman ülkelerle sağlamak çok zor görünüyor.