Anadolu Selçuklu devleti ve Osmanlı devletine büyük devlet ve ilim adamları yetiştirdi. Medresenin kapısından tavanına kadar sanat kokan Medrese Konya’nın simgeleri arasında bulunuyor. Adliye Bulvarı'nda Aladdin Tepesi'nin kuzeyinde yer alan Karatay Medresesi, Sultan II. İzzeddin Keykavus Devrinde, Emir Celaleddin Karatay tarafından 1251 yılında yaptırılmıştır. Mimarı bilinmeyen medresenin Osmanlı Devrinde de 19’üncü yüzyılın sonlarında terk edildi. Medrese Selçuklular Devrinde hadis ve tefsir ilimleri okutulmak üzere "Kapalı Medrese" tipinde Sille taşından inşa edilmiştir. Giriş doğudan gök ve beyaz mermerden yapılmış kapı ile sağlanmaktadır. Kapı Selçuklu Devri taş işçiliğinin şaheser bir örneğidir. Yazı ve desenlerle süslenmiştir. Kapının üzerinde medresenin yapımı ile ilgili kitabeler yer almaktadır. Kapının diğer yüzeylerine seçme ayet ve hadisler kabartma olarak işlenmiştir. Medrese salonunun üzeri, merkezinde fener bulunan ve mozaik çinilerle kaplı kubbe ile örtülüdür. Kubbe kasnağında, duvarların üst kısımlarındaki bordürlerde ve hücre kapıları üzerindeki panoda ayetler yazılıdır. Binanın batı yönünde bulunan beşik tonozlu eyvanın kemerinde besmele ve Ayet-el Kürsi yer almaktadır. Kubbeye geçiş elemanı olan üçgenlerde ise Muhammed, İsa, Musa ve Davud peygamberlerin isimleri ile dört halifenin (Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali)'nin isimlerine yer verilmiştir. Eyvanın solundaki kubbeli hücre Celaleddin Karatay'ın türbesidir. Medrese duvarlarındaki mozaik çinilerin büyük bir kısmı dökülmüştür. Çinilerde kullanılan renkler, turkuvaz (firuze), lacivert ve siyahtır. Anadolu Selçuklu Devri çini işçiliğinde önemli yeri bulunan Karatay Medresesi 1955 yılında "Çini Eserler Müzesi" olarak ziyarete açılmıştır. Sergilenen eserler Anadolu, Selçuklu ve Osmanlı Dönemine aittir. Celaleddin Karatay Türbesi'nin bulunduğu hücrede ve güneydeki öğrenci hücrelerinde Kubad-Abad Sarayı çinileri alçı süsleri, çini tabaklar, kandiller ve sırsız seramikler sergilenmektedir. Kubad-Abad Sarayı çinileri haç, yarım haç, sekiz köşeli yıldız ve kare şeklinde olup, lüster ve sıraltı tekniği ile yapılmıştır. I.Alaeddin Keykubat'ın emri ile yaptırılan Kubad-Abad Sarayı İbrahim Hakkı Konyalı ve Prof. Dr. Osman Turan'ın Beyşehir civarında olması gerektiğini işaret etmelerinden sonra 1949 yılında Konya Müze Müdürü Zeki Oral tarafından bulunmuştur. 1952'de Zeki Oral'ın, 1965-1966'da Katharina Ottodorn'un ve 1967'de Mehmet Önder'in sondaj ve kazı çalışmaları ardından uzun süre kendi kaderine terk edilen Kubad-Abad 1980 yılından itibaren Prof. Dr. Rüçhan Arık tarafından yeniden ele alınarak sistemli kazılara başlanmıştır. Eyvanda Selçuklu Dönemine ait çini kalıntıları, Selçuklu ve Osmanlı Dönemine ait seramikler teşhir edilmektedir. Kubbeli salonda Selçuklu Dönemine ait cam tabak, çini parçaları, Beyşehir Eşrefoğlu Camii'ne ait tavan göbekleri ve Osmanlı Dönemine ait seramikler bulunmaktadır.
KUBADABAD SARAYININ ESERLERİ BURADA
Sergilenen eserler Selçuklu ve Osmanlı dönemine aittir. Celaleddin Karatay Türbesi'nin bulunduğu hücrede ve güneydeki öğrenci hücrelerinde Kubadabad Sarayı çinileri alçı süsleri, çini tabaklar, kandiller ve sırsız seramikler sergilenmektedir. Kubadabad Sarayı çinileri haç, yarım haç, sekiz köşeli yıldız ve kare şeklinde olup, lüster ve sıraltı tekniği ile yapılmıştır. I.Alaeddin Keykubat'ın emri ile yaptırılan Kubadabad Sarayı İbrahim Hakkı Konyalı ve Osman Turan'ın Beyşehir civarında olması gerektiğini işaret etmelerinden sonra 1949 yılında dönemin Konya Müze Müdürü Zeki Oral tarafından bulunmuştur. 1952'de Zeki Oral'ın, 1965-1966'da Katharina Ottodorn'un ve 1967'de Mehmet Önder'in sondaj ve kazı çalışmaları ardından uzun süre kendi kaderine terk edilen Kubad-Abad 1980 yılından itibaren Rüçhan Arık tarafından yeniden ele alınarak sistemli kazılara başlanmıştır. Eyvanda Selçuklu dönemine ait çini kalıntıları, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait seramikler sergilenmektedir. Kubbeli salonda Selçuklu dönemine ait cam tabak, çini parçaları, Beyşehir Eşrefoğlu Camii'ne ait tavan göbekleri ve Osmanlı dönemine ait seramikler bulunmaktadır. Servet R. Çolak – Memleket