Ankara Garı önündeki terör saldırısı davası

Ankara Garı önündeki terör saldırısı davası

Davanın beşinci celsesi tamamlandı (2)- Sanık Tunç:- "Nakliyecilik yaparak geçimimi sağlarım. Bana amonyum nitratı Yakub Şahin taşıttı. Ama ben onun gübre olduğunu biliyordum"- Mahkeme, sanıkların telefon kayıtlarına ilişkin bilgilerin, patlamanın 6 ay ön

ANKARA (AA) - Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015'te gerçekleştirilen terör saldırısıyla ilgili 36 kişi hakkında açılan davada, savunmasını yapan sanık Hüseyin Tunç, nakliyeci olduğunu belirterek, "Bana amonyum nitratı Yakub Şahin taşıttı. Ama ben onun gübre olduğunu biliyordum." dedi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın 5. celsesinde, iddianamede saldırıda kullanılan patlayıcı maddelerin temin edilmesinde ve taşınmasında görev aldığı ve "Ebu Hüseyin" kod ismini kullandığı belirtilen ayrıca terör örgütü üyesi olmakla suçlanan sanık Hüseyin Tunç, savunmasını mahkemeye yazılı olarak sundu.

Sorular üzerine nakliye işi yaptığını belirten Tunç, sadece bir kez kendi aracıyla amonyum nitrat taşıdığını, kendisine taşıdığı malzemenin gübre olduğunu söylediklerini vurgulayarak, "Terör örgütüne üye değilim. Nakliyecilik yaparak geçimimi sağlarım. Bana amonyum nitratı Yakub Şahin taşıttı. Ama ben onun gübre olduğunu biliyordum." diye konuştu.

Hüseyin Tunç, müşteki avukatlarının sorularını ise yanıtlamadı.

Sanıklardan Abdülhamit Boz da terör örgütü DAEŞ üyesi olduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını, saldırıda hayatını kaybedenler için üzüldüğünü belirtti.

Boz, "Böyle bir davada yargılandığım için büyük utanç duyuyorum." dedi.

"Terör örgütü DAEŞ'ın hücre evine gidip geldiği" yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine Boz, DAEŞ ile bir ilgisinin bulunmadığını tekrarladı.

Sanık Abdülmubtalip Demir ise iddianamenin daha önce kendisine ulaşmadığını ifade ederek, savunma hazırlayamadığını ve ayrıntılı savunmasını daha sonra yapacağını kaydetti.

Demir, "Yargılanmamın tek sebebi Müslüman olmam ve Yunus Durmaz'ın eniştesi olmam." iddiasında bulundu.

Sanık Burak Ormanoğlu da suçlamaları reddederek, "Çeto kod adını kullandığım söyleniyor, bu doğru değil. Benim kod adım yok. IŞİD'de Çeto diye bir kod adı olamaz." şeklinde savunmasını yaptı.

Suriye'ye gittiği ve eğitim aldığı iddialarının sorulması üzerine Ormanoğlu, Suriye'ye hiç geçmediğini, sadece sınıra güvercin almak için gittiğini belirtti.

Dava kapsamında yargılanan Metin Akaltın ile ilişkisi sorulan Ormanoğlu, Ankara Garı önündeki saldırıyı organize eden ve intihar bombacılarını Ankara'ya getiren Halil İbrahim Durgun'un zoruyla, Akaltın'ın evinde bir gece kaldığını ifade etti.

Ormanoğlu, evde Durgun'a ait bir valiz olduğunu, içine baktığında silahları gördüğünü ama Durgun'un tehdidi üzerine silahlardan Akaltın'a bahsetmediğini anlattı.

Durgun’un alışveriş için kendilerini dışarı gönderdiğini aktaran Ormanoğlu, polislerin kimlik sorması üzerine gözaltına alındıklarını bildirdi.

Sanık Ormanoğlu, sanıklardan Ahmet Güneş'ten elde edilen verilerde fotoğraflarının bulunduğunun hatırlatılması üzerine, fotoğraflardaki kişinin kendisi olmadığını ileri sürdü.

Savunmaların ardından söz alan müşteki avukatları, saldırıda ihmali olduğunu iddia ettikleri Emniyet görevlilerinin de yargılanması talebinde bulundu.

- Ara kararlar

Mahkeme heyeti, sanıklardan "Hüseyin Tunç" adına kayıtlı aracın üzerine yargılama sonuna kadar tedbir konulmasına karar verdi.

Mazeret bildirerek, duruşmaya gelmeyen iki tutuksuz sanığın savunmalarının huzurda alınmasına, gösterilen fotoğrafların kendilerine ait olmadıklarını beyan eden tutuklu sanıkların fotoğraflarının çekilerek, bilirkişilerden bu konuda rapor istenmesine karar veren heyet, dosyada adı geçenlerin telefon kayıtlarına ilişkin bilgilerin, patlamanın 6 ay öncesi ile sonrasını kapsayacak şekilde ilgili kurumlardan yeniden talep edilmesini kararlaştırdı.

Müdahillik taleplerini daha sonra değerlendirecek olan mahkeme heyeti, tarafların avukatlarına soruşturmanın genişletilmesi yönündeki taleplerini yazılı olarak bildirmeleri için süre verdi.

İntihar bombacılarını taşıyan otomobile öncülük eden sanık Yakub Şahin'in kaldığı belirtilen otelin görüntüleri ile saldırının planlayıcıları olan ve Gaziantep'te polisin operasyon düzenlediği sırada üzerlerindeki bombaları patlatan Halil İbrahim Durgun, Yunus Durmaz ve sanık Mehmet Kadir Cabael'in ölüm tutanakları ve başka soruşturma evrakı varsa bunların istenmesine karar veren heyet, yakalanamayan sanıklar hakkındaki yakalama emirlerinin infazının beklenmesini kararlaştırdı.

Heyet, duruşmayı 6-10 Şubat 2017 tarihlerinde beş gün üst üste görme kararını vererek, erteledi.

Bu arada, duruşma sırasında bir ara müşteki ve sanık avukatlarının sözlü atışmasının ardından, salonda arbede yaşandı. Güvenlik güçleri sanıkları duruşma salonundan çıkartırken, mahkeme heyeti de duruşmaya yarım saat ara verdi.

- Basın açıklaması

Duruşmanın ardından patlamada yaralananlar, yakınlarını kaybedenler ve avukatları adliye önünde basın açıklaması yaptı.

Saldırıda eşi Uygar Coşgun'u kaybeden 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Başkanı avukat Mehtap Sakinci Coşkun, kendilerini yalnız bırakmayanlara teşekkür ederek, "Bu, sadece bizim davamız olmamalı. Biraz, 'İnsanım' diyen herkesin davası olmalı." dedi.

Müşteki avukatlarından Özcan Karakoç davanın aşaması hakkında bilgi verirken, duruşmayı izleyen KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen de "Bu katliamın peşini bırakmayacağız." ifadesini kullandı.

- Saldırı

Sivil toplum kuruluşlarınca 10 Ekim 2015 Cumartesi 12.00-16.00 saatleri arasında Sıhhiye Meydanı'nda düzenlenecek miting için çok sayıda kişi Ankara Garı önünde toplanmış, grup kortej hazırlığına devam ederken saat 10.04'te, 3 saniye arayla iki patlama meydana gelmiş, 2'si çocuk 100 kişi hayatını kaybetmiş ve 20'si çocuk, 391 kişi yaralanmıştı.

İddianamede, canlı bomba saldırganlarının 1990 doğumlu Yunus Emre Alagöz ile açık kimliği tespit edilemeyen Suriye uyruklu kişi olduğu belirtilmişti.

Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin, Gaziantep'te 16 Ekim 2016'da düzenlediği operasyonda, sanıklardan Mehmet Kadir Cebael üzerindeki bombayı patlatarak ölmüş, olayda 3 özel harekat polisi şehit düşmüş, biri ağır olmak üzere, 5 özel harekat polisi ve 4 Suriye uyruklu sivil yaralanmıştı.

(Son)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı