Ayakkabı imalatında benzen tehlikesine dikkat
Ayakkabı imalatı ve kauçuk üretiminde kullanılan benzen maddesine yüksek dozda maruz kalınması ölümle sonuçlanabileceği bildirildi.
Ayakkabı imalatı ve kauçuk üretiminde kullanılan benzen maddesine yüksek dozda maruz kalınması ölümle sonuçlanabileceği bildirildi.
Endüstriyel olarak birçok alanda kullanılan benzen maddesi, iyi havalandırma şartları oluşmadığında zehirlenmelere sebebiyet verdiğini belirten Tokat Devlet Hastanesi yoğun bakım uzmanı Arzu Ceren Yiğit, "Yüksek düzeyde benzen içeren Yiyeceklerin veya içeceklerin tüketilmesi sonucu; kusma, mide de eritasyon, baş dönmesi, uyku hali, kasılmalar, kalp atışında hızlanma, koma tablosu ve ölümle sonuçlanabilir. Ancak bu maruz kalan yiyeceklerin ve içeceklerin daha düşük dozlarda maruz kalınmasının etkileri henüz belirlenmedi. Benzen maruziyetlerin de, kemik iliği etkilenerek kan yapım hücrelerinde azalma, kan hücrelerinde düşme sonucu kanamalar ve çeşitli kan kanserleri en sık gördüğümüz akut meolit lösemiler, aplastik anemiler gibi hastalıklar uzun dönemde görülebiliyor." ifadelerine yer verdi.
"Doğrudan temasla beraber benzen vücuda girebiliyor"
Benzen, geçmiş zamandan itibaren kolay yollarla elde edilebilen bir madde olduğunu belirten Arzu Ceren Yiğit, "daha önce kömür üretiminden elde edilen şimdi petrolden elde edilen son derece yanıcı renksiz tatlı bir kokuya sahip bir sıvıdır. Benzen havada bulunabilir yeraltı kaynaklarında bulunabilir ama bizim en çok karşımıza endüstride sanayide kullanılmış şeklinde görüyoruz. Plastik üretimlerinin diğer plastiklerin ham maddelerinde daha çok ayakkabı imalathanesinde kauçuk üretiminde kullanılıyor. Ayakkabı imalathanesinde, kauçuk üretiminde, boya üretiminde ve petrol istasyonlarında benzen kullanılabilen bir kimyasaldır. Benzen vücuda 3 farklı yoldan girebiliyor. Bizim en sık gördüğümüz soluma şeklidir. Havadaki benzeni soluma yoluyla ciğerlerden dolaşıma katılabiliyor. Benzen içme sularına karışmıştıysa bu suların tüketimi veya bu sularla hazırlanan yiyeceklerin tüketimiyle beraber mide bağırsak kanalından dolaşıma geçebiliyor. Çok nadir de olsa doğrudan temasla beraber benzen vücuda girebiliyor. Benzen karaciğerde ve kemik iliğinde bu metabolik dediğimiz maddelere yıkılıyor. Bu maruziyetin zararlı etkileri metaboliklerin etkileri sonucu ortaya çıkıyor. Vücutta normalde benzen maruziyeti 48 saat içerisinde idrarla atılması bekleniyor" şeklinde konuştu.
"Yüksek dozlardaki maruziyetler kısa süre bile olsa ölümle sonuçlanabilir"
Yiğit, "Maruziyetin ciddiyetinin tesspi,tespit edilmesi için o maddeye ne kadar uzun süre veya ne kadar dozda maruz kalındığı durumun ciddiyeti hakkında bize bilgi verir. Örneğin havada eğer yüksek doz benzen miktarına rastlanırsa örneğin 10 bin veya 30 bin ppm kadar yüksek dozlardaki maruziyetler kısa sürede bile olsa ölümle sonuçlanabilir. Daha düşük dozlardaki havada bulunan benzinin maruz kalınması örneğin 700 veya 300 ppm kadar düşük dozlarda klinik belirtiler ortaya çıkabilir. Bu klinik belirtiler dediğimiz bilgiler; uyuşukluk, baş ağrısı, titreme, kalp hızında artış, baş dönmesi,şuurda dalgalanmalar ve kafa karışıklığı gibi ortaya çıkabilir. Bu düşük doz maruziyetlerde genelde maruz kalan kişinin veya kişilerin ortamdan uzaklaştıklarında veya temiz havaya çıktıklarında akut yeni gelişen bir Maruziyet olduğundan bu belirtilerin gerilediğini belirttiklerini gözlemliyoruz" ifadelerini kullandı.
"Maruz kalınmasının etkileri henüz belirlenmedi"
Yiğit, "Yüksek düzeyde benzen içeren Yiyeceklerin veya içeceklerin tüketilmesi sonucu; kusma, mide de eritasyon, baş dönmesi, uyku hali, kasılmalar, kalp atışında, İnsan kemik iliği ve yağ dokusunda birikiyor. Bundan kaynaklı olarak uzun süre kronik hızlanma, koma tablosu ve ölümle sonuçlanabilir. Ancak bu maruz kalan yiyeceklerin ve içeceklerin daha düşük dozlarda maruz kalınmasının etkileri henüz belirlenmedi. Benzen maruziyetlerinde, kemik iliği etkilenerek kan yapım hücrelerinde azalma, kan hücrelerinde düşme sonucu kanamalar ve çeşitli kan kanserleri en sık gördüğümüz akut meolit lösemiler, aplastik anemiler gibi hastalıklar uzun dönemde görülebiliyor. Ancak akut maruziyeti söz konusu olduğunda sadece kemik iliği baskılandığı için bunlarda azalma görüyoruz. Bu da laboratuvar olarak karşımıza çıktığında dikkat çekici bir parametre oluyor" dedi.
Kaynak: