Arif Köse /ey kavmim
AYNA
Hatırlar mısınız, Evrenesoğlu diye biri ölmüştü de cenazesine memleketimde 3000 kişi katıldı. Ölenin namı “sahte peygamber”. 3000 kişi bu adamın cenaze namazını kıldı.
Gidin, memleketimdeki herhangi bir ateiste sorun, son Peygamberin Hz. Muhammed (s.a.v.) olduğunu, ondan sonra peygamber gelmeyeceğini bilir. Ama bu herifin cenazesine 3000 kişi katıldı. Buradan anlaşılabilir ki taraftarı daha da fazlaydı.
Şaka gibi ya. Osmanlı’nın devamı olan Türkiye’de 3000 kişi, kendisine vahiy geldiğini iddia eden (yani peygamber ilan eden) bir adamın cenaze namazını kılıyor.
Gülelim ağlanacak halimize.
Ama bu yazının konusu bu 3000 şaşkın değil. Allah hepimizi düzeltsin.
Mesele şu: Gavur çalışıyor ey kavmim.
O adamlar düşünce kuruluşları kuruyorlar, sırf düşünce üzerine haa, bir imalat falan yok, ortada döküm, otomotiv falan yok. Sırf düşünce üzerine koca koca binalarda insanları çalıştırıyorlar.
Dertleri ne? Moğolistan’ı nasıl hristiyanlaştırırız? Türkiye halkını İslam’dan nasıl uzaklaştırırız? Afrika’da nasıl fitne çıkarırız vs…
Bizim insanımız da cebindeki parayı sağlama aldı mı, din gitmiş, ahlak gitmiş, edep-haya gitmiş, umrunda değil. Tek derdimiz cebimizdeki para. Hepimiz paramıza sahip çıkmaya çalışırken, o paraya zarar gelmemesi uğruna din adına, ahlak adına harekete geçmeye bile korkuyoruz.
Tabi tabi korkuyoruz. Allah rızası karşılığında bir ahlaksızlığa tepki vermeye, İslami bir bayrağı açmaya öyle korkuyoruz ki, anlatılır bir şey değil bu.
Elin adamı haddinden fazla cesaretle ahlaksızlığı yayarken, dini bozarken, kendine vahiy geldiğini iddia ederken, bunları televizyon kurup duyurmaya korkmazken, biz Allah’ı, Allah’ın hakkını, ahlakı, vicdanı korumaya korkuyoruz.
Sonuçta da böyle yaşamaya devam edersek, yenileceğiz.
Topraklarımızda Müslüman kalmayacak, soyunuz sopunuz paralı, zengin, lüks ve rahat içinde yaşayan, savunma sanayiisi gelişmiş ama dini terk etmiş belki hristiyanlaşmış insanlar olacak. Bunun sorumlusu da siz olacaksınız çünkü yatağı siz seriyorsunuz.
Çocuklarınızın hedef tahtasına Allah rızası, ahlak, din, iman, vicdan yerine parayı siz koyuyorsunuz. Geleceğin rayları, bugünden döşeniyor.
Şimdi memleketimden biri çıksa, “ben de İslami düşünce kuruluşu kuracağım” dese, biriniz desteklemezsiniz, adam acından ölür. Ama gavur dediğiniz adamlar, paralarını dinleri, inançları, idealleri yolunda harcıyor hiç çekinmeden.
Var, bizde de SeTeKa dediğimiz vakıflar, dernekler var. Ama bizler öyle Müslümanlar olmalıydık ki, bugün STK’ların yaptığı işleri, en vasıfsız elemanlarımız yapmalıydı.
Tek derdi karın doyurmak olan bir sürü STK’mız var Allah eksikliklerini göstermesin.
Neyimiz eksik Allah aşkına?
Düşünce kuruluşları kuran, fikirlerini gerçekleştirmek için ülkesini, ailesini bırakıp başka ülkelere giden, o düşünce kuruluşlarını kazancı ile parası ile destekleyen diğer din mensuplarından, milletlerden neyimiz eksik?
Söyleyeyim mi? İnancımız eksik, dava adamlığımız eksik, imanımız eksik.
Onlar batıl olan yollarında paralarını harcarken, enerjilerini sarf ederken, riskleri göze alabilirken, bizim hödük müslümanlarımız ancak helal haram fark etmez para kazanıp o paranın üzerine kapanmanın derdinde.
“Aman başımıza bir iş gelmesin”
Parola bu.
Allah, “Paranın sahibi ben değil miydim? Kazançları gönderen ben değil miydim, emredeniniz ben değil miydim? Uğruna mücadele edilmesi gereken ben değil miydim? Neden benim yolumda canını, malını, paranı, vaktini harcamadın?” diye sorduğunda verecek hiçbir cevabınız olmayacak çünkü paraya ve dünyalıklara olan tapınmanıza eyvah çekeceksiniz o an.
Zalimler çalışırken, kafirler çalışırken, fitneciler çalışırken müslümanım diyenin yatmasının ne hesabı verilebilir ne de akıllı mantıklı bir izahı vardır.
Siz sabah kalkıp işinize gidin, helal haram paranızı kazanın, dünyalıklarınızı alın yenileyin artırın, sakın kazandığınız parayı Allah yolunda harcamayın, Allah rızası için bağırıp çağırmayın, neme lazım belki başınıza bir iş gelir, hapse falan girersiniz, dayak falan yersiniz, işiniz bitti mi sıcacık evinize gidin, ailenizle yemek yiyin, televizyon seyredin, kuruyemiş meyve yiyin, çay için sonra da sıcacık yatağınızda yatın.
Gavur dediğiniz insanlar da çalışsın.
Sonra da başınıza gelebilecek azabı bekleyin.
Corona mı?
Emin olun o azap değil.
Azap geldiğinde bu kadar rahat olamazsınız, corona sadece korku şu ana kadar.
Gelebilecek azabın ancak kokusu, korkusu, ayak sesi olabilir corona.