Fatih Belediyesi tarafından çevrim içi düzenlenen 'Babıali'de Bir Osmanlı Efendisi' isimli etkinlikle geçen sene hayatını kaybeden gazeteci ve yazar Mehmed Şevket Eygi yad edildi.

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi Başkanı Mahmut Bıyıklı moderatörlüğünde, Fatih Belediyesi'nin sosyal medya hesaplarından canlı olarak düzenlenen etkinlikte, Prof. Dr. Süleyman Berk, Prof. Dr. Sefa Saygılı ve Ekrem Kızıltaş konuşmacı olarak yer aldı.

Prof. Dr. Süleyman Berk, Eygi'yle ortaokul öğrencisiyken tanıştığını belirterek, "Üniversite yılları ve sonrasında 20 yıldan fazla görüşmelerimiz oldu. Beyin avcısıydı. İlk kez gördüğü bir gence evvela Osmanlı Türkçesi bilip bilmediğini sorardı. Sonra mutlaka kabiliyetine göre gençleri yönlendirirdi." dedi.

Mehmed Şevket Eygi'nin "Münevver bir insanın bilgi ve aksiyon sahibi olmanın yanında estetik bir bilinç gibi üç önemli vasfı olması gerekir" sözünü çok sık tekrar ettiğini aktaran Berk, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkçeye çok dikkat ederdi. Konuşurken hatalarımız olduğunda anında hatamızı düzeltirdi. Çok pratik bir yönü vardı. Bir mesele hakkında sorduğumuz suali telefonda bile olsa anlayabileceğimiz üslupla anlatırdı. Hocayı çok arıyoruz. Gençlere çok mühim tavsiyelerde bulunurdu. Gittiğiniz yerin manevi büyüklerini mutlaka ziyaret edin diye tembih ederdi. Gezi adabını ondan öğrendik."

"Müslümanların gündem oluşturması yönünde ciddi adımlar attı"

Gazeteci Ekrem Kızıltaş da Eygi'nin henüz lise öğrencisiyken gazetecilikle ilgilendiğini ifade ederek, "Türkiye'de inançlı kesimin mücadelesi açısından gazeteciliği başlatan en önemli isimlerden birisiydi. Meslek açısından duayen bir isimdi. Rahmetli Şevket Eygi kendisinde önce dergiciliğe yönelik faaliyetleri gazeteye çeviren biriydi. Çıkardığı gazeteler günlük 100 bin kişiye ulaşmıştı. Müslümanların gündem oluşturması yönünde ciddi adımlar attı." şeklinde konuştu.

Eygi'nin köşe yazılarıyla Türkiye'de bir kültürel birikim oluşturduğuna dikkati çeken Kızıltaş, şunları kaydetti:

"Her yazısında gençlerin vasıfları konusunda bir şeyler söylerdi. Şevket Bey bilinçli tercihle hattatlar ve müzehhiplerle yakın ilişkiler kurdu. İnsanları İslam sanatlarıyla buluşturma konusunda adımlar attı. Müslümanların kaybettiği o estetik bilinci geri kazanmaları konusunda büyük gayretler sarf etti. Bugün evlerde hat eserleri yaygınlaşmışsa bunda Şevket Bey'in çok büyük bir payı vardır. Sadece sözle değil fiili olarak o konunun gelişmesi için elini taşın altına koyan birisiydi. Özellikle çevresine gelip giden gençlere Osmanlı Türkçesi öğrenmelerini, herhangi bir konuyu detaylı öğrenmeleri gerektiğini söylerdi."

"Her dönem için geçerli yazılar kaleme alırdı"

Prof. Dr. Sefa Saygılı ise Eygi'yle İstanbul'da özellikle sur içinde yürüyüşler yaparak gezdiklerini vurgulayarak, Eygi'nin Fatih Camisi, Yavuz Sultan Selim Camisi'ni ziyaret etmeyi, Kocamustafapaşa, Balat ve Kadırga semtlerinde dolaşmayı çok sevdiğini dile getirdi.

Saygılı, Eygi'nin eleştiri ahlakı konusunda çok hassas olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Onunla yurt içinde ve yurt dışında birçok şehre gittik. Gittiğimiz yerlerde onu ilgi ve sevgiyle karşılıyorlardı. Gittiğimiz yerlerde bir müze varsa mutlaka ziyaret ederdi. Müze olmadan olmaz derdi. Yerel lezzetleri tadar, oranın yerel ürünlerini öğrenirdi. Ufku çok geniş bir adamdı, bildiği şeylerle ilgili mutlaka tavsiyelerde bulunurdu. Bir kusur, eksik görürse de nezaketli üslubuyla uyarırdı. Hüsnüzan etmek temel prensibiydi. Herkesin hakkında hüsnüzan ederdi. Namaz konusunda çok titizdi. Sabah namazı onun için çok önemli bir ölçüydü, herkesin namaz kılmasını isterdi. Yazılarında tekrarlar vardı ama yazılarını aktüel olarak sınıflandırmazdı. Her dönem için geçerli yazılar kaleme alırdı. Yazdıklarını yaşayan bir adamdı."