Bakanlar Kurulu toplantısı

Bakanlar Kurulu toplantısı

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş: (3)- "Türkiye'nin Katar'daki üssü sadece Katar'ın güvenliğiyle ilgili değil, bölgenin güvenliğiyle ilgili bir meseledir. Bölgesel güvenliğin bir parçası olarak Türkiye'nin Katar'da üssü vardır. Türkiye'nin

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin Katar'daki askeri üssünün sadece Katar'ın güvenliğiyle ilgili değil, bölgenin güvenliğiyle ilgili bir mesele olduğunu belirtti. Kurtulmuş, "Bölgesel güvenliğin bir parçası olarak Türkiye'nin Katar'da üssü vardır. Türkiye'nin oradaki askeri varlığı da devam edecektir. Dolayısıyla, Türkiye'nin askeri varlığını, Suudi Arabistan-Katar arasındaki siyasi krizle ilişkilendirmek, son derece yanlış sonuçlar doğurur." dedi.

Kurtulmuş, Çankaya Köşkü’nde, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın, "15 Temmuz'da yeniden bir demokrasi nöbetinin başlatılacağına" yönelik açıklamalarının hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, 15 Temmuz tarihinin yaklaşmasıyla içlerinin yeniden burkulduğunu, yüreklerinin sızladığını ve bütün yaşananların gözlerinin önüne gelerek hain darbe teşebbüsünü bir kere daha hatırladıklarını söyledi.

Hain darbe teşebbüsünün kenarında, kıyısında, köşesinde, arkasında olan herkesi lanetlediklerinin altını çizen Kurtulmuş, sadece lanetlemekle kalmadıklarını, darbe girişiminin içerisinde olan herkesten hesap sorduklarını, hesap sormaya da devam edeceklerini ifade etti.

Kurtulmuş, "15 Temmuz, Türkiye tarihinin iki taraflı önemi olan bir günüdür. Bir taraftan bu toprakların tarih boyunca gördüğü en büyük ihanet hareketinin yaşandığı gündür, gecedir. Aynı zamanda da bu toprakların son asırlarda belki yaşadığı en önemli kahramanlık destanının yaşandığı gecelerden birisidir." değerlendirmesinde bulundu.

İhaneti, kahramanlıkları ve kahramanları unutturmayacaklarına dikkati çeken Kurtulmuş, 15 Temmuz gecesi Türkiye'ye karşı yapılan şer odaklarının ittifakını unutmayacaklarını, bunu da sonuna kadar deşifre edeceklerini dile getirdi.

Dünyanın her tarafından Türkiye'ye 15 Temmuz gecesi sahip çıkan dostları da asla unutmayacaklarına işaret eden Kurtulmuş, "15 Temmuz, bizim bir taraftan kinimizin ve nefretimizin sürekli hatırlanarak darbecilere, Türkiye ve millet düşmanlarına karşı yek vücut olmamızı sağlayacak olan bir dönüm noktası, yıl dönümüdür. Aynı zamanda şehitlerimiz, gazilerimiz ve istiklal ruhu etrafından birleştiğimiz tek yürek olduğumuz bir gündür." vurgusu yaptı.

Kurtulmuş, 15 Temmuz'un, anma etkinliklerinin olduğu resmi bir gün haline getirildiğini, bunun gereğinin yapılarak 11-16 Temmuz haftasında Cumhurbaşkanlığının riyasetinde ve kontrolünde etkinlikler düzenleneceğini söyledi.

- "Demokrasi nöbeti tutacağız"

İllerde valiliklerin, belediyelerin, yurt dışında ise temsilciliklerin, tüm kamu kurum ve kuruluşlarının 15 Temmuz'u hatırlatan konsept içerisinde etkinlikler düzenleyeceğini bildiren Kurtulmuş, meydanlarda demokrasi nöbetlerinin tekrarlanacağını dile getirdi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, bedenlerini, güçlerini, tankların, tüfeklerin, helikopterlerin ve uçakların karşısında siper ederek vatanı koruyan şehitleri hatırlayacaklarını belirtti.

"Yeniden on binlerce, milyonlarca insan bütün ruhumuzla ve bedenlerimizle sokaklarda olacağız, demokrasi nöbetleri tutacağız." diyen Kurtulmuş, 15 Temmuz gecesini hatırlayarak, beraber olmanın kıvancının yaşanacağını dile getirdi.

İstanbul ve Ankara'da demokrasi anıtları açılacağını, TBMM'nin 15 Temmuz ile ilgili özel bir toplantı düzenleyeceğini aktaran Kurtulmuş, büyükelçiliklerde, yurt dışındaki temsilciliklerde de toplantılar, sergiler, film gösterileri yapılacağını belirtti.

Bazı ülkelerde kamu diplomasisi çerçevesinde faaliyetler olacağını anlatan Kurtulmuş, 15 Temmuz'un birinci yılında bütün yönleriyle hatırlanacağını ifade etti.

Tekrar millet olmanın gereğini hatırlatacak olan 15 Temmuz'un, millet olmanın hazzını ve onurunu da yeniden yaşatacağını söyleyen Kurtulmuş, demokrasi nöbetinin 15 Temmuz'u 16 Temmuz'a bağlayan gece saat 00.13'te başlayacağını bildirdi.

Kurtulmuş, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere Türkiye'nin her yerinde demokrasi nöbetlerini sürdüreceklerini kaydetti.

- "Enflasyonla ilgisi yoktur"

Başbakan Binali Yıldırım'ın, "Kamu işçilerine yüzde 10'un üzerinde zam yapılacağını açıkladığını" anımsatan bir gazetecinin, "Bu rakamın yüzde 10'un üzerinde olması enflasyonun yüzde 10'un altına düşmeyeceği anlamına gelebilir mi?" sorusu üzerine Kurtulmuş, böyle bir yorum yapılamayacağını ifade etti.

Kamu işçilerine yönelik toplu iş sözleşmesinde zam oranının, bu yılın ilk 6 ayı için yüzde 7,5, ikinci 6 ayı için yüzde 5, gelecek yılın ilk 6 ayı için yüzde 3,5, ikinci 6 ayı için yüzde 3,5 olarak belirlendiğini hatırlatan Kurtulmuş, bu rakamların bir günde ortaya çıkmadığını, uzun müzakereler sonucu ilgili bütün tarafların mutabık kaldığı bir sonuç olduğunu bildirdi.

Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Enflasyon tek haneli rakamlara inecek. Bu rakamın bu şekilde açıklanmış olmasının enflasyonla hiçbir ilgisi yoktur. Enflasyonun yüzde 10'un üzerine çıkacağı için böyle açıklanmış değildir. Enflasyon inşallah hükümetin, bütün ilgili bakanlıkların gayretleriyle yeniden tek haneli rakamlara doğru inme eğilimi zaten gösteriyor. Bu bir iyileştirmedir. 200 bini aşkın kamu çalışanını, işçisini ilgilendiren ücretlerde bir iyileştirmedir. Yıllık olarak yapılmış, daha önceki sözler, ortaya konulan görüşmeler, müzakereler sonucu ortaya çıkmış bir şeydir. Enflasyonla ilgisi yoktur."

"İran Cumhurbaşkanı'ndan bir açıklama var. 'Bölgemizdeki bir ülkenin 22 baraj yapımını planlaması, Dicle ve Fırat Nehirleri üzerinde, çok yıkıcı etkileri olabilir. Bu eylemlerin yıkıcı etkilerine karşı kayıtsız kalamayız.' dedi. Buna yorumunuz nedir?" sorusuna karşılık Kurtulmuş, detayları gördükten sonra bir yanıt verilebileceğini dile getirdi.

Bir gazetecinin, Rusya Federasyonu Savunma Bakanı Sergey Şoygu'nun Türkiye ziyaretini hatırlatarak, "Bu ziyarette Rusya, Afrin'deki askerlerini çekeceği yönündeki bir bilgiyi Türkiye ile paylaştı mı?" sorusu üzerine ise Kurtulmuş, Türkiye'nin, Suriye'nin Türkiye tarafındaki bölgelerin hepsiyle ilgili süreci dikkatle takip ettiğini, bu yerlerden birisinin de Afrin olduğunu söyledi.

Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Afrin'de terör örgütünün varlığı ve oradan Türkiye'ye gelecek olan her türlü tehdidin, Türkiye tarafından bir ulusal güvenlik tehdidi, tehlikesi olarak karşılandığını Rus karşıtlarımız biliyor. Rus tarafıyla da Amerikan tarafıyla da Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetleri konuşuluyor. Özellikle Afrin bölgesiyle ilgili orada Rusların bir varlığı söz konusu olduğu için bu hassasiyetlerimiz tekrar kendileriyle paylaşılmıştır. Ruslar da bizim hassasiyetimize saygı duyduklarını ifade eden olumlu görüşmeler gerçekleştirilmiştir.

Bu görüşmeler zaten Astana görüşmeleri çerçevesinde, orada tarafsızlık, çatışmasızlık bölgeleriyle ilgili garantör üç devlet olarak Türkiye, Rusya Federasyonu ve İran olarak zaten görüşmelerimiz devam ediyor. Önümüzdeki 3-5 Temmuz tarihinde tekrar Astana'daki dördüncü görüşmeler başlayacaktır. Dolayısıyla Afrin ile ilgili olarak Türkiye'nin hassasiyetlerini, bunun siyaseten ne anlama geldiğini, askeri varlık olarak ne anlama geldiğini Rus tarafının gayet iyi anladığını görüyoruz. Burada yapılan görüşmeler de olumlu cereyan etmiştir. Ümit ederim ki, Türkiye'nin hassasiyetlerini yakından Rusların görmesi bakımından bu görüşmeler faydalı oldu."

- "Türkiye'nin Katar'daki üssü sadece Katar'ın güvenliğiyle ilgili değil"

"Katar'daki Türk üssüne yeni giden asker var mı?" sorusu üzerine Kurtulmuş, Türkiye'nin Katar'daki varlığının, 2014'te konuşulmuş bir sürecin sonucu olduğunu bildirdi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Katar'da bir kriz çıktı. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve diğer ülkeler, Bahreyn, Mısır bunlar Katar'a karşı bir tavır içinde oldu, bunun için de Türkiye orada bir üs yapıyor değildir. Türkiye'nin Katar'daki üssü 2014 yılında yapılan görüşmeler çerçevesinde gündeme gelmiş olan bir konudur. İki tarafın anlaşması gereği, Türkiye'nin varlığı orada vardır, meşrudur. Kaldı ki, Türkiye'nin Katar'daki üssü sadece Katar'ın güvenliğiyle ilgili değil, bölgenin güvenliğiyle ilgili bir meseledir. Yani Türkiye Katar'daki üssünü bölgedeki diğer ülkelere karşı bir eylem olarak ortaya koymuyor. Bölgesel güvenliğin bir parçası olarak Türkiye'nin Katar'daki üssü vardır, Türkiye'nin oradaki askeri varlığı da devam edecektir. Dolayısıyla bunu Türkiye'nin askeri varlığını Suudi Arabistan-Katar arasındaki siyasi krizle ilişkilendirmek son derece yanlış sonuçlar doğurur. Hiçbir şekilde ilgisi yoktur. Birisi devam eden sürecin bir parçası, diğeri ise bir krizdir. Bu kriz de öyle çok derin kökleri olan, çözülmez, içinden çıkılmaz bir kriz de değildir. Yapay bir krizdir, sunidir, başından beri söylüyoruz. Üretilmiş bir krizdir, sunidir."

Katar'dan istenen 13 maddelik teklifin bağımsız devletlerin kabul edeceği teklifler olmadığının altını çizen Kurtulmuş, söz konusu sürecin aşılması için Türkiye'nin her türlü gayreti gösterdiğini belirtti.

- "Üssü, Katar krizinin içinde bir konu olarak görmek yanlıştır"

Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk andan itibaren başta ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin olmak üzere bütün taraflarla her türlü görüşmeyi yaparak zemini rahatlatmaya çalıştığını kaydetti.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da çeşitli toplantılarda bulunduğunu aktaran Kurtulmuş, Türkiye'nin krizin bir an önce çözülmesi için çaba sarf ettiğini vurguladı.

Yapay krizin bir an önce çözülmesini ümit ettiklerine dikkati çeken Kurtulmuş, "Eğer bu kriz derinleştirilirse, bu krizin faturası da sadece bir tek ülkeye olmaz, bütün bölge ülkelerine olur. Bölgeyle ilgilenen bütün ülkelerin de derinleşen bir krizden şu ya da bu şekilde etkilendiği durum söz konusu olur. Üssü, Katar krizinin içinde bir konu olarak görmek yanlıştır. Türkiye'nin Katar'daki üssü başka bir konu, Katar-Suudi Arabistan arasındaki tartışma ve gerilim başka bir konudur." diye konuştu.

- Sabotaj olduğuna dair elimizde veri yok

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Son dönemde meydana gelen orman yangınlarında sabotaj ihtimali değerlendiriliyor mu?" sorusu üzerine, bu konuda ellerinde herhangi bir değerlendirme ve rapor olmadığını söyledi.

Orman Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğünün son derece profesyonel bir kadroya sahip olduğunu belirten Kurtulmuş, "Yangınları önleme konusunda imkanlarını artırıyorlar. Yangınların çıkış nedenlerini elde edebilecek becerileri ve imkanları var. Her bir yangınla ilgili Orman Bakanlığının raporları var, bunlar kamuoyuna ilan edilir ve paylaşılır." dedi.

Rusya'nın Afrin'den askerlerini çekmesine yönelik soru üzerine Kurtulmuş, "Devam eden görüşmeler var. Afrin bölgesinden Türkiye'ye gelecek olan tehditlerin anlatımımız sonucunda Rusya tarafından iyi anlaşıldığını biliyoruz. Olumlu görüşmeler devam ediyor, ona göre olumlu sonuç alınacağını ümit ediyoruz." şeklinde konuştu.

(Bitti)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı