Bakanlar Kurulu toplantısı
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş: (3)"Türkiye, Suriyeli göçmenlerin, sığınmacıların Türkiye'ye gelmesi, oradaki vahşetten, zulümden, savaştan, devlet teröründen kaçıp buraya sığınması konusunda kimsenin vereceği yardımlara göz dikerek ya d
ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "Türkiye, Suriyeli göçmenlerin, sığınmacıların Türkiye'ye gelmesi oradaki vahşetten, zulümden, savaştan, devlet teröründen kaçıp buraya sığınması konusunda kimsenin vereceği yardımlara göz dikerek ya da bunları hesap ederek kapılarını açmadı" dedi.
Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu.
Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın açıklamalarına ilişkin bir soruya Kurtulmuş, "Sayın Bülent Arınç tamamen kendi kişisel görüşlerini ortaya koymuştur. Dolayısıyla bu kişisel görüşlere karşı bizim söyleyecek bir şeyimiz yoktur. Kendi kişisel görüşleridir. Takdir kamuoyunundur" sözleriyle cevap verdi.
Kurtulmuş, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Almanya ziyaretiyle ilgili Alman basınında çıkan, "Türkiye'nin, Suriyeler için 3 milyar avro yerine, 5 milyar avro istediği" iddialarını içeren haberlere ilişkin soruyu ise şöyle yanıtladı:
"Türkiye, Suriyeli göçmenlerin, sığınmacıların Türkiye'ye gelmesi, oradaki vahşetten, zulümden, savaştan, devlet teröründen kaçıp buraya sığınması konusunda kimsenin vereceği yardımlara göz dikerek ya da bunları hesap ederek kapılarını açmadı. Türkiye dost olarak, kardeş olarak, komşu olarak, bu kardeş Suriye halkının karşılaşmış olduğu zorluklara karşı kucağını açtı ve bununla ilgili olarak da şimdiye kadar 8 milyar doların üstünde bir maliyetle karşı karşıya kaldı.
Dolayısıyla Türkiye bu işin başından itibaren yani 2011 yılının nisan ayından bu yana Suriyeli göçmenlerle ilgili yapmış olduğu hiçbir harcamada hiçbir maliyet hesabı yapmadı. Bu harcamaları yaparken de hep şunu söyledik, 'Bizden çok daha zengin insanlar var. Çok daha zengin ülkeler var. Bu zengin ülkelerden biz daha zengin olduğumuz için kapımızı açarak bu insanlara ev sahipliği yapmadık. Gönlümüz zengin olduğu için bunu yaptık.' Dolayısıyla biz Avrupa Birliği ile ya da bir başka birisiyle bir başka yerle hiçbir şekilde, herhangi bir şekilde mülteciler üzerinden bir pazarlık yapmayız. Bunu şimdiye kadar devam ettirdiğimiz tavrın bir parçası olarak sürdürürüz.
Ancak sonuç itibariyle 8 milyar dolarlık bir maliyet, her gün artan bir maliyet ve demin ifade etmeye çalıştım sadece 2,5 milyonu Suriyeli olmak üzere 3 milyon buradaki mülteci meselesi değil, çok büyük oranlara varmış olan, işte düşünün 91 binini denizlerden topladığınız, 147 binini de kara sınırlarınızı engellemeye çalıştığınız kaçak bir göç olayıyla karşı karşıyasınız."
- "Bu mesele şarkın meselesi, doğunun meselesi değil, bu mesele insanlığın meselesidir"
Türkiye'nin beş yıldır "avazı çıktığı kadar bağırdığını" belirten Kurtulmuş, bütün dünyayı bu işe ortak olmaya davet ettiklerini hatırlattı.
Göçmenler konusunun en az Türkiye kadar Avrupa Birliği'ni de ilgilendirdiğine işaret eden Kurtulmuş, "Bütün ülkelerin bütün bölgelerin, bütün siyaset çevrelerinin bu işe ortak olması lazım. Biz bu 'ortak olması' derken bu işi çözecek perspektifi de ortaya koymaları lazım. Hiç kimse, çok açık ifade ediyorum, bu mesele bir insani sorundur. Hiçbir kimse, hiçbir bölge, hiçbir Avrupa ülkesi, Avrupa Birliği'nin kurumsal kimliği ya da Avrupa'daki hiçbir siyaset çevresi bu meseleyi şarkın bir meselesi olarak görmesin. Bu mesele şarkın meselesi, doğunun meselesi değil, bu mesele insanlığın meselesidir. Bu insanlığın meselesini çözmek için de kimin sepetinde ne pamuk varsa onu ortaya koysun. Bunu çözecek hangi siyaseti söylüyorsa buyursun onu paylaşalım, onu konuşalım. Bunun ekonomik yükleri konusunda da kimin elinden hangi katkı geliyorsa o katkıyı ortaya koysun. Bu katkı Türkiye'nin bütçesine yapılacak bir katkı değildir. Bu katkı, Türkiye'nin Suriyeli mültecilere ve bu bölgedeki sığınmacılara karşı verdiği mücadeleye yapılan bir katkıdır. İnsani bir krize karşı yapılan bir katkıdır. Herkesin bunu bu şekilde görmesi lazım" ifadelerini kullandı.
- "Darbeyi ve darbe sonrasındaki gelişmeleri asla tasvip etmiyoruz"
Türkiye-Mısır ilişkilerinin normalleşmesi için Suudi Arabistan'ın devreye girdiği iddialarıyla ilgili soru üzerine ise Kurtulmuş, Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkileri, iki kadim dost ve kardeş halkın ülkelerinin yöneticileri olarak görmek durumunda olduklarının altını çizdi.
Kurtulmuş, Türkiye ile Mısır halkının dost ve kardeş olduğuna vurgu yaparak şöyle devam etti:
"Bizim karşı çıktığımız şey, bugüne kadar da karşı durduğumuz ve ilkesel olarak pozisyonumuzdan vazgeçmediğimiz husus; Mısır'daki darbeye karşı uzun yıllardan sonra demokrasiyi kurma aşamasına gelmiş, bekleme safhasında dahi değil, daha yeni doğmuş bir demokrasi olan Mısır demokrasisine karşı yapılan darbeyi ve darbe sonrasındaki gelişmeleri asla tasvip etmediğimizi her platformda dile getirdik. Ne darbeyi kabul ettik ne darbenin ürünü olan idamları kabul ettik.
Dolayısıyla Türkiye, Mısır halkına karşı her zaman dost, kardeş ve gerçekten iki müttefik millet olarak her zaman sıcak bakmıştır. Ancak, Türkiye'nin başından itibaren karşı çıktığı mevcut Mısır yönetiminin antidemokratik, hukuk dışı ve Mısır halkının geleceğine en ufak bir katkısı olmayan, en ufak olumlu katkısı olmayan bu tavrına karşıdır. Bu tavrın değiştirilmesi, bu tavrın demokratik bir tavra dönüştürülmesi ve Mısır halkının çektiği bu acılara son verecek bir perspektifin ortaya konulması tabii ki Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkilerin değiştirilmesinin temel koşullarından birisidir."
(Bitti)
AA
Kaynak: