"Balıkçılıkta kota sistemine geçilmeli"
İÜ Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Karakulak:- "2000 yılında 460 bin 465 ton olan su ürünleri avcılığından elde edilen ürün, 2014'te 266 bin 77 ton olarak gerçekleşti. Yani Türkiye'de denizlerde avlanan su ürünleri, 2000-2014 yılların
KASTAMONU (AA) - SEMİH YÜKSEL - İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Saadet Karakulak, Türkiye'de denizlerde avlanan su ürünleri miktarının 2000 yılından 2014'e kadar geçen süreçte 194 bin 388 ton azaldığını belirterek, "Bundan sonra yapılan avcılık faaliyetlerinin sürdürülebilir olması için mutlaka kota sistemine geçilmesi, balıkçılık kapasitesinin azaltılması gerekir. Yani tekne sayılarında bir sınırlama getirilmelidir. Avcılıkta kota uygulaması yapılabilmesi için balık stok çalışmaları başlatılmalıdır" dedi.
Karakulak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, avcılık sezonunun her geçen yıl kısaldığını, avlanan balık boylarının küçüldüğünü ve tekne başına av miktarının düştüğünü söyledi. Bu durumun stoklardaki azalmayı gün yüzüne çıkardığına işaret eden Karakulak, Marmara'da berlam, Karadeniz'de ise kalkan stoklarının çökme aşamasına geldiğini vurguladı.
Stoklardaki azalmanın birçok nedeni bulunduğunu dile getiren Karakulak, şöyle devam etti:
"Aşırı avlanma ve balıkçılık kapasitesi, etkili teknoloji kullanımı, avcılıkta ortaya çıkan ıskartalar, deniz kirliği, küresel iklim değişikliği, istilacı türler ve kaybolan av araçları. Hepsi olumsuz birer etken olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle 1980'li yıllarda devlet desteğiyle balıkçı filomuzda gelişmeler oldu, teknelerin sayısı ve boyları ile motor güçleri arttı ama hızla büyüyen filomuz maalesef açık deniz balıkçılığı yapmadan sadece kıyısal alanlarımızda faaliyetlerini sürdürdü."
Bütün bu nedenlerin sonucu olarak balık stoklarının üzerinde aşırı av baskısı oluştuğunun altını çizen Karakulak, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre avlanan balık miktarında ciddi azalma bulunduğunu kaydetti.
Su ürünleri avcılık miktarında 2000 yılından 2014 yılına gelindiğinde azalma yaşandığını belirten Karakulak, "2000 yılında 460 bin 465 ton olan su ürünleri avcılığından elde edilen ürün, 2014'te 266 bin 77 ton olarak gerçekleşti. Yani Türkiye'de denizlerde avlanan su ürünleri, 2000-2014 yıllarında 194 bin 388 ton azaldı" dedi.
- Bakalorya, berlam ve kalkan yok olma aşamasında
Karakulak, balıkçılığın ana girdisini oluşturan hamsinin de 2000 yılındaki av miktarının 280 bin tondan 2014'te 96 bin 440 tona düştüğünü vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
"Bu dönemde avlanan istavrit 22 bin 200 tondan 16 bin 324 tona, dip sularda yaşayan mezgit 18 bin tondan 9 bin 555 tona geriledi. Bakalorya ve berlam balıklarının 18 bin 190 ton olan avlanma miktarı da bu süreçte 642 ton olarak kayıtlara girdi. Kalkanın 2 bin 700 tonluk avcılık miktarı, 198 tona indi. Akarsu, baraj ve göl gibi iç su kaynaklarımızda ise 2000 yılında 42 bin 824 ton olan avcılık miktarı, 2014'te 36 bin 134 ton olarak gerçekleşti. Küresel ısınma sonucunda okyanus dolaşım modellerinde tuzluluk, asitlik ve bazlık derecesi ile sudaki birçok parametredeki değişiklikler, balıkların göç yollarını, üreme periyotlarını ve besin zincirini olumsuz etkidi ayrıca denizlerdeki kirlilik de canlıların yaşamına etki etmektedir."
- Karadeniz'de en çok avcılık yapan ülke Türkiye
Prof. Dr. Karakulak, Türkiye'de deniz kirliliğinin en çok Marmara'yı etkilediğini, nüfus yoğunluğu ve su sirkülasyonunun bunda etkili olduğunu söyledi.
Hedeflenen miktarının yüksek olmasının ekosistemi olumsuz etkileyeceğine dikkati çeken Karakulak, "Ekosistemde kaybolan bir tür, bununla beslenen diğer türleri de etkilemektedir. Sorunun çözüme kavuşturulması için mutlaka av araçlarının seçiciliklerinin artırılması ve çeşitli modifikasyonların yapılması gerekir. Türkiye'nin gelişmiş balıkçı filosu, mutlaka açık denizlere ve okyanus avcılığına yönlendirilerek balık avcılık sahaları dinlendirilmelidir" diye konuştu.
Karadeniz'de en çok avcılık yapan ülkenin Türkiye olduğunu, Türk balıkçılarının Gürcistan ve Abhazya'da yaptıkları avcılığın belli bir kota dahilinde olsa bile Karadeniz’deki kaynaklar üzerinde av baskısı oluşturacağını dile getiren Karakulak, "Bundan sonra yapılan avcılık faaliyetlerinin sürdürülebilir olması için mutlaka kota sistemine geçilmesi, balıkçılık kapasitesinin azaltılması gerekir. Yani tekne sayılarında bir sınırlama getirilmelidir. Avcılıkta kota uygulaması yapılabilmesi için balık stok çalışmaları başlatılmalıdır. Bu çalışmalar sonucunda balıkçıların avlayabileceği miktarlar hesaplanmalı ve kotalar ilan edilmelidir. İyi bir balıkçılık yönetimi için araştırmaların bilimsel çalışmalara dayanması gerekir" ifadelerini kullandı.
Balıkçılıkta en büyük sorunun denetimin yetersizliği olduğunu savunan Karakulak, su ürünlerinin denizdeki avcılığından tezgahtaki satışına kadarki her aşamasında kontrollerin sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.
Bilim insanlarınca herhangi bir önleyici tedbir alınmadığı takdirde dünyadaki balıkçılık kaynaklarının 2048 yılında tamamen kaybolacağının tahmin edildiğine işaret eden Karakulak, balık stoklarının korunması, gıda güvencesinin temini ve işsizliğin daha da artmaması için önleyici tedbirler alınmasının önem taşıdığını sözlerine ekledi.
AA
Kaynak: