Başbakan Davutoğlu Bingöl'de

Başbakan Davutoğlu Bingöl'de

Davutoğlu, toplu açılış töreninde konuştu: (2)- "Terörden medet umanlar, elini tetikten çekmeyenler hiç iflah olmayacaklar. Şimdi tehdit ediyorlarmış, 'daha önce Cizre'de, Sur'da, Silopi'de bu terörü başlattık', bahar gelince kuzeye, Bingöl'e, Van'a ve di

BİNGÖL (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Terörden medet umanlar, elini tetikten çekmeyenler hiç iflah olmayacaklar. Şimdi tehdit ediyorlarmış, 'daha önce Cizre'de, Sur'da, Silopi'de bu terörü başlattık', bahar gelince kuzeye, Bingöl'e, Van'a ve diğer illerimize yayacaklarmış. İşte buradan diyorum, baharında da, yazında da, kışında da, güzünde de ülkenin her yerinde varız, her yerinde olacağız. Bizi kimse korkutamaz" dedi.

Davutoğlu, Yeni Spor Salonu'nda düzenlenen 18 tesisin toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, muhalefet partilerini eleştirdi.

Muhalefet partilerinin, ülkenin sorunlarına çözüm üretemediğini ifade eden Davutoğlu, "Onların ufukları dar, küçük küçük düşünüyorlar. Fikirleri kısır, herhangi bir çözüm üretemiyorlar. Kelimeleri hazineleri zayıf, dillerinde nizadan, çekişmeden, hakaretten başka bir şey yok. Bunların yüreğinde millet sevgisi, halk sevgisi yok. Bu mutsuzluklarını da bütün bir ülkeye yaymak istiyorlar. CHP'si de böyle, MHP'si de böyle, HDP'si de böyle" dedi.

- "Biz, 78 milyonla yürümeye devam ediyoruz"

Muhalefet partilerinin 2016 yılı bütçe görüşmeleri sırasında, birbirlerine laf etmediğini söyleyen Davutoğlu, "Bakın dün, hiç birbirlerine laf etmediler. CHP diğerlerine laf etmedi. Bu ülkenin doğusunda, güneyinde, gelip selam veremeyen MHP, diğerlerine laf etmedi. HDP terör örgütünün sözcüsü olan o parti, diğerlerine laf edemedi. Hep beraber bize saldırdılar. Hodri meydan, kim çıkarsa çıksın karşımıza, ister tek başına, ister hep birlikte, biz buradayız. Türkiye'deyiz, doğudayız, batıdayız, kuzeydeyiz, güneydeyiz. Her bir ilimizdeyiz ve her yerde, her meydan okumaya karşı dimdik ayaktayız. Çünkü Türkmen yiğitler de bizimle Zaza yiğitler de bizimle Kürt yiğitler de bizimle" ifadesini kullandı.

HDP'lilerin 7 Haziran'dan önce Bingöl'e geldiğinde "Halkımızla gönül ittifakı yaptık, hiçbir kirli işbirliğinin altına girmedik" şeklinde açıklamalar yaptığını anımsatan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yalanları, yaldızları bir bir döküldü. İki seçim sonrasında Meclis'e gelir gelmez sırtını bölücü terör örgütüne, Kandil'e, sınır ötesindeki Türkiye düşmanlarına dayadılar. Partisinden pek çok isim terörist cenazelerinin kadrolu yasçısı olmadı mı? Türkiye'nin nizalı olduğu ülkelere gidip Türkiye'yi buralarda şikayet ettiler. Kirli ittifakın göbeğindeler, merkezindeler, onlar kimlerle ittifak yaparsa yapsın, biz 78 milyonla yürümeye devam ediyoruz.

Terörden medet umanlar, elini tetikten çekmeyenler ise hiç iflah olmayacaklar. Şimdi tehdit ediyorlarmış, 'daha önce Cizre'de, Silopi'de, Sur'da terör operasyonlarını başlattık', bahar gelince kuzeye, Bingöl'e, Van'a ve diğer illerimize yayılacaklarmış. İşte buradan diyorum, baharında da, yazında da, kışında da, güzünde de ülkenin her yerinde varız, her yerinde olacağız. Bizi kimse korkutamaz. Her hafta buradayım, her bahar buradayım, Nevruz'da da buradayım, Hıdırellez'de de buradayım, Kurban Bayramı'nda da buradayım, Ramazan Bayramı'nda da buradayım, Kurtuluş günlerinde de buradayım."

- "Biz ise aydınlık sabahın habercisiyiz"

"Onlar baharı ateşle, şiddetle, terörle çağırıyor. Biz ise baharı kardeşlik türküleriyle çağırıyoruz" diyen Başbakan Davutoğlu, baharı dağlara, teröre değil, kayak tesislerine davet etmek için çağırdıklarını söyledi.

Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Biz ise baharı, barikatlar arkasında o gencecik yiğitlerin heba edilmesi için değil, Bingöl Üniversitesine eğitime, amfiye, kampüse gelmeleri için, bugün açacağımız kültür merkezlerine gelmeleri için çağırıyoruz. Biz baharın, şafağın sözcüsüyüz. Onlar, karanlık gecelerin sözcüleri. Onlar, karanlık gecelerdeki kirli ittifakın neferleri, piyonları. Biz ise aydınlık sabahın habercisiyiz. Onlar, sırtlarını Moskova'ya dayayan Stalin'in peşinden, Stalinist anlayışla yürüyenler. Bizler, yüreğimizle Alparslan, gönlümüzde Selahattin, Alparslan'ın çocuklarıyla, Selahattin'in torunlarını bir arada görüyoruz. Herkes sevdikleri ile haşrolacak. Onlar sevdikleri ile biz sevdiğimizle. Sevdiğimiz Bingöl ile yaşamaya da, haşrolmaya da hazırız."

Terör konusuna bakışlarının, başından itibaren belli olduğuna dikkati çeken Başbakan Davutoğlu, milletin 1 Kasım'da ayağa kalktığını, Doğu ve Güneydoğu'da altın gibi bir netice ile en fazla oyunu artıran illerden Bingöl ile gurur duyduklarını belirtti.

Her zaman çözüm odaklı olduklarını dile getiren Davutoğlu, çözüme katkı verecek herkese, sivil toplum kuruluşlarına, aydınlara, akademi dünyasına 'Fikrinizi söyleyerek katkı verin' dediklerini ifade etti.

- "Samimi çalışmalarımız aynı derecede karşılık bulmadı"

Risk ve sorumluluk aldıklarını vurgulayan Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımızın bizzat ilan ettiği ve Başbakan sıfatıyla yürüttüğü, şimdi de benim devraldığım süreç, demokrasi anlayışımızın gereğiydi. Biz siyasetin sorun değil, çözüm üretmesi gerektiğine inandık. Siyasi bir sorunun çözümünün, öncelikli adresinin siyaset kurumu olduğu bilinciyle hareket ettik" dedi.

Davutoğlu, bu nedenle her türlü talebin, demokratik bir atmosferde serbestçe dile getirilebileceği bir zemin tesis ettiklerinin altını çizerek "Sözü olanın gelip söyleyebileceği, talebi olanın rahatça dile getirebileceği bir ortamın oluşmasını sağladık. En baştan itibaren Çözüm Süreci'nin milli ve yerli bir proje olduğunu vurguladık. Toplumun bütün kesimleri de büyük bir vicdanla akılla engin bir gönülle bu süreci sahiplendi. Bu süreçte şiddetin, silahın tasfiye edilmesini ve demokratik siyasetin tek meşru yol olarak kalmasını amaç olarak benimsedik. Herkesin de aynı yaklaşım içerisinde bulunacağını düşündük" diye konuştu.

Bu amaçla attıkları adımların samimiyetini kimsenin sorgulayamayacağını belirten Davutoğlu, "Ne yazık ki bizim iyi niyetli ve samimi çalışmalarımız aynı derecede karşılık bulmadı. Bölgemizde gelişen hadiseleri örgüt çıkarları için bir fırsata dönüştürmek isteyen ve bunun için en alçakça yöntemleri kullanmaktan kaçınmayan bir anlayışla karşılaştık. Meşruiyetten nefret eden o cinayet şebekesi, birden bire eski ayarlarına Marksist, Leninist, Stalinist ayarlarına geri döndü" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin birlik ve beraberliğine kasteden oluşumların, huzur ve güvenlik ortamını kaldırmak için yeniden harekete geçtiğine dikkati çeken Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Barış ve huzur ortamı yerine, yanı başımızda halkını ateşe veren Esed rejimi ile işbirliği halinde, kanlı bir etnik ve mezhebi çatışmanın tarafı olmayı tercih ettiler. Türkiye'nin, bölgenin huzuruna kastettiler. Huzura kasteden güçlerin taşeronu, piyonu haline geldiler. Bugün, Çözüm Süreci'nin durmasının tek sorumlusu, silahların gölgesine saklanmaktan vazgeçmeyenlerdir. '2013 Martı'nda silahları terk edeceğiz' sözünü verdikten sonra 2015'te ve şimdi 2016'da şehirlerimizi ve ilçelerimizi silah deposu haline getirmeye çalışanlar, işte Çözüm Süreci'ni durduranlar da bitirenler de onlardır. Bütün vebal onların omuzlarındadır."

Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir demokratik ülkenin bir şehrinin, ilçesinin, herhangi bir yerinin bir terör örgütü tarafından silahlandırılmasına izin vermeyeceğini belirten Davutoğlu, "Kimi vekillerin, teröristlerin cenazesine gitmesi de ayrı bir provakasyondur. Kendi meşruiyetini imha eden, ileri düzeyde hastalıklı bir ruh haline sahipler. Bir milletvekilinin, terör örgütünün bile sahiplenmeye çekindiği bir teröristin cenazesine gitmesi tam bir aymazlıktır. Ankara'nın göbeğinde kardeşlerimize saldırıp bombalı araçla 29 canımızı şehit eden bu teröristin cenazesine giden, aynı o terörist gibi bu suça ortak olmuş olur. Hiçbir siyasi sistem, böyle bir şımarıklığa, böyle bir aymazlığa göz yummaz" değerlendirmesinde bulundu.

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı