Başbakan Yardımcısı Bozdağ Yozgat'ta soruları yanıtladı
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ: (2)- "Cumhurbaşkanını, şahsımı, diğer arkadaşlarımızı ölümle tehdit ediyorlar. FETÖ'nün ölümle tehdit ettiklerini FETÖ'cü ilan ediyorlar, FETÖ'ye her türlü desteği vereni FETÖ'nün karşıtı ilan ediyorlar
YOZGAT (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, "Cumhurbaşkanını, şahsımı, diğer arkadaşlarımızı ölümle tehdit ediyorlar. FETÖ'nün ölümle tehdit ettiklerini FETÖ'cü ilan ediyorlar, FETÖ'ye her türlü desteği vereni FETÖ'nün karşıtı ilan ediyorlar. Biz samimiyiz, mücadelede kararlıyız, ne derlerse desinler bizi bu mücadeleden asla geri döndüremeyeceklerdir. Milletle beraber bu yolda yürüyoruz, yürümeye devam edeceğiz." dedi.
Yozgat Valiliğini ziyaret eden Bozdağ, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, "17-25 Aralık'tan sonra CHP'nin FETÖ’ye destek verdiğini iddia ediyorsunuz, bununla ilgili delilleriniz nelerdir?" sorusu üzerine Bozdağ, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ve CHP'lilerin, geçmişte FETÖ terör örgütünün devlete, millete ve dine ihanetinin bilinmediği dönemde, 5 yıl, 10 yıl önce söylenmiş sözleri bugünlerde gündeme getirerek, ülkenin cumhurbaşkanının, başbakanının, hükümetin, güvenlik güçlerinin FETÖ terör örgütü ile yaptığı etkili ve kararlı mücadeleyi zaafa uğratma, itibarsızlaştırma yaklaşımına girdiklerini kaydetti.
FETÖ/PDY'yi terör örgütü kabul ve ilan eden ilk cumhuriyet hükümetinin AK Parti hükümeti, ilk başbakanın Recep Tayyip Erdoğan olduğunu vurgulayan Bozdağ, "FETÖ/PDY ile aktif mücadeleye başlayan ilk cumhuriyet hükümeti AK Parti hükümetidir, ilk başbakan, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır, ilk hükümet onun hükümetidir. FETÖ/PDY terör örgütünü, terör örgütü olarak kabul ve ilan eden parlamentoda grubu bulunan ilk siyasi parti yine AK Parti'dir ve onunla siyaseten de mücadele kararı alan ve aktif mücadele yürüten de yine AK Parti'dir." diye konuştu.
FETÖ/PDY'nin ihaneti ortaya çıktıktan ve çıkma emareleri gözüktükten sonra bu terör örgütünün savunuculuğunu üstlenen, sözcülüğünü yapan bir CHP ile karşı karşıya kalındığını ifade eden Bozdağ, şöyle konuştu:
"Çok net, somut şeyler söylüyorum. Biz FETÖ/PDY terör örgütü ile mücadele için dershaneleri kapatma kararı aldık ve Meclise yasa getirdik. Bu yasaya parlamentoda, parlamento öncesinde karşı çıkan CHP'dir. Söyledikleri sözler hepsi kayıttadır. Yasa çıktıktan sonra yasayı Anayasa Mahkemesine götürüp FETÖ'nün en önemli eleman ve finans kaynağının kapatılmasını engellemek için iptalini isteyen yine CHP'dir. 17-25 Aralık FETÖ emniyet ve yargı içerisindeki teröristlerin başlattığı darbe teşebbüsünü en son noktasına kadar, en ince detayına kadar destekleyen yine CHP'dir. Kumpas kasetlerini, TBMM CHP Grubuna getirip orada anayasa ve yasalara aykırı bir şekilde, anayasanın Meclisteki sözler, eylemler, sorumsuzluk kapsamında olduğu için oradan istifade ederek alenen suç işleyen ve o kumpas kasetlerini Türkiye'ye canlı yayında izleten FETÖ'nün Meclisteki adeta sözcüsü, sesi olan yine CHP'dir."
FETÖ'nün yargıdaki hakimiyetine son vermek için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu'nda değişiklik öngören paketi Meclise getirdiklerinde buna direnen ve Anayasa Mahkemesine götürüp, iptalini isteyenin yine CHP olduğunu aktaran Bozdağ, "Yargıda, Yargıtayda, Danıştayda ve diğer alanlarda FETÖ'nün hakimiyetini kırmak ve onları etkisizleştirmek için getirdiğimiz Yargıtay, Danıştay Kanunu ve diğer kanunlardaki değişikliklerin tamamına karşı çıkan ve bu değişiklikleri Anayasa Mahkemesine götürüp iptalini isteyen yine CHP'dir." dedi.
FETÖ'nün yargı eliyle operasyon yapıp, millete Türkiye'yi ve dünyayı dar etmek için anayasa ve yasadaki kuralları kullanmasını ortadan kaldıran adımlar attıklarına da değinen Bozdağ, şöyle devam etti:
"Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesine göre kurulmuş ÖYM'leri kaldırırken sulh ceza hakimliklerini kurarken bütün bunlar FETÖ/PDY terör örgütünün yargı eliyle Türkiye'nin içerisinde terör örgütünün talimatları doğrultusunda hareketlerini ortadan kaldırmak için veya yasalarımızda bu terör örgütünün kullanacağı kuralları onların kullanmayacağı adımlar attığımızda bütün bu adımlara karşı çıkan yine CHP oldu ve bunları Anayasa Mahkemesine götüren de yine CHP oldu. FETÖ elebaşı, terörist başı Gülen, Bank Asya'ya karşı bir operasyon yapılma ihtimali belirince Bank Asya'nın operasyona maruz kalmaması için örgüt üyelerine çağrıda bulunduğunda Bank Asya'ya gidip para yatıran CHP'liler, para yatıran milletvekilleri var. Yatırdığı dekontları, fotoğrafları paylaşanlar onlar. Terör örgütünün, terör faaliyetine destek veren yine CHP'lilerdir."
CHP'nin, FETÖ'nün yayın organlarına kayyum atanması sırasında da buna karşı çıktığını aktaran Bozdağ, "Sayın Kılıçdaroğlu da gitti ziyaret etti, milletvekilleri gitti ziyaret etti, Ekrem Dumanlı'yı, diğerlerini. Ne zaman ziyaret etti? FETÖ/PDY'nin terör örgütü olduğunu dünya alemin gördüğü, bildiği sırada bunları yaptılar. MİT tırları hadisesi oldu. Türkiye'nin terör örgütlerine silah yardımı yaptığını belgelemek ve uluslararası mahkemelerde Türkiye'nin yargılanmasını, Cumhurbaşkanımızın yargılanmasını sağlamak için FETÖ/PDY'nin başlattığı bu operasyona en büyük omzu kim verdi? Yine CHP verdi. 'Bu tır daha Lahey'e gider' diye açıklama yapanlar, birisi İnce idi, birileri de diğer CHP'lilerdi." ifadelerini kullandı.
"Erdoğan Türkiye'den kaçacak diyenler onlar, yargılanacak diyenler onlar, FETÖ'nün bu projesine Türkiye'yi dünyada yalnızlaştırma ve yargılatma projesine en büyük desteği başta Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP'liler verdi." diyen Bozdağ, her şeyin görüntülerde ve kayıtlarda bulunduğunu ve sabit olduğunu anımsattı.
Bozdağ, bunların hepsini gördüklerini ve bildiklerini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"30 Mart 2014 mahalli idareler seçiminde her yerde bütün FETÖ/PDY mensupları CHP'ye veya AK Parti karşısında çok güçlü olan adaylar kimse ona destek verdiler. Sayın Birgün Ayman Güler'in açıklamaları orada. Partisinin FETÖ/PDY ile nasıl ittifak yapığını bir bir anlattı. 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, 7 Haziran seçimlerinde, 1 Kasım seçimlerinde, 16 Nisan 2017 halk oylamasında FETÖ/PDY mensupları kime destek verdiler? Terör örgütü olduktan ve öyle oldukları herkes tarafından bilindikten sonra CHP'lilerle el ele kol kola oldular, onlara destek verdiler. AK Parti'ye Türkiye'yi dar etmek için uğraştılar, yok etmek için uğraştılar. 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünü FETÖ/PDY CHP'ye mi karşı yaptı? Bize karşı yaptı, Cumhurbaşkanımıza karşı yaptı, hükümetimize karşı yaptı, Meclisimize karşı yaptı. Cumhurbaşkanımızı infaz için timler gönderdi, bizleri infaz için timler gönderdi. Sayın İnce'yi veya Kılıçdaroğlu'nu infaz etmedi. Nasıl AK Parti onlardan yanaymış da onlar AK Parti'ye niye darbe yapıyorlar? Niye Cumhurbaşkanını infaz etmek istiyorlar, Tayyip Erdoğan FETÖ'cü diyorlar da niye bu FETÖ'cüler bu Erdoğan'ı infaz etmek için tim gönderiyorlar ve bizleri öldürmek, hapse atmak için darbe yapıyorlar ve hükümetimizi devirmek için Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki teröristleri kullanıyorlar. Cumhurbaşkanını, şahsımı, diğer arkadaşlarımızı ölümle tehdit ediyorlar. FETÖ'nün ölümle tehdit ettiklerini FETÖ'cü ilan ediyorlar, FETÖ'ye her türlü desteği vereni, FETÖ'nün karşıtı ilan ediyorlar. Biz samimiyiz, mücadelede kararlıyız, ne derlerse desinler bizi bu mücadeleden asla geri döndüremeyeceklerdir. Milletle beraber bu yolda yürüyoruz, yürümeye devam edeceğiz."
FETÖ/PDY ile etkin ve kararlı mücadeleyi 15 Temmuz'dan sonra da sürdürmek için OHAL'i ilan ettiklerini anımsatan Bozdağ, "OHAL, FETÖ başta olmak üzere PKK, YPG, PYD, DEAŞ, DHKP-C gibi terör örgütleriyle etkin ve karalı bir mücadele için ilan edilmiştir. Ama Sayın Kılıçdaroğlu OHAL'in ilanını 20 Temmuz darbesi olarak nitelendirdi. FETÖ ile mücadele için ilan edilen OHAL'i darbe olarak gören, OHAL'in sürekli kaldırılmasını isteyen kim? Yine bunlar. Anayasa Mahkemesine götüren de bunlardı." dedi.
FETÖ elebaşı Gülen'in, darbe girişimi için "Bu bir tiyatro. Kontrollü darbe" dediğini, "Tiyatro ve kontrollü darbe" sözünü Türkiye'de Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının da kullandığını belirten Bozdağ, "Hatta İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına Adil Öksüz'ün MİT ajanı olduğuna dair birtakım belgeler verdiler. Adil Öksüz'ün MİT ajanı olduğuna dair iftirayı kim attı? Yine FETÖ'cüler attı ortaya. Buna sarılıp dillendiren kim? Yine Kılıçdaroğlu. FETÖ'nün oluşturduğu kumpas kağıt parçalarını İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderen yine bunlar. Savcılık bunu soruşturdu. Belgelerin sahte olduğu anlaşılınca bu da fos çıktı. Bunlar gene aynı iftirayı dile getirdiler." diye konuştu.
Seçime giderken FETÖ elebaşı ve mensuplarının AK Parti'yi imha etmek için gözünü 24 Haziran'a diktiğine işaret eden Bozdağ, "FETÖ'ye bu uğurda en büyük desteği CHP veriyor. Şimdi bunlar kalkmışlar, 5-10 yıl önce FETÖ'nün devlete, millete, vatana ve dinimize ihaneti, millet tarafından bilinmediği dönemde yapılmış bazı konuşmaları gündeme getirip, bizim mücadelemizi gölgelemek için kullanıyorlar. Hangi kaseti, hangi konuşmayı getirirse getirsinler, FETÖ bir terör örgütüdür. Elebaşı Gülen ve onun teröristleriyle tüm Türkiye, kararlı şekilde mücadele edecektir. Bizim mücadele azmimizi, kararlılığımızı etkilemeleri mümkün değildir. Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, hükümetimizin, milletimizin duruşunu değiştirmeleri asla mümkün değildir." ifadelerini kullandı.
CHP'nin FETÖ'ye 15 Temmuz'dan sonra da destek vermeyi sürdürdüğünü belirten Bozdağ, şunları kaydetti:
"Esas FETÖ'ye bilerek, isteyerek, terör örgütü vasfı ortaya çıktıktan sonra destek veren bunlardır. Bizim kanunlarımızda bunların hepsi suçtur. Terör örgütü olduğu bilinmeden yapılan açıklamalar suç oluşturmaz ama terör örgütü vasfı ortaya çıktıktan sonra yaptıkları desteklerin hepsi kanunen suçtur. Halen bilerek ve isteyerek FETÖ'ye yardım etmeye devam ediyorlar. Enis Berberoğlu'nu bahane ederek bir adalet yürüyüşü başlattı ve bu yürüyüşte başta FETÖ olmak üzere diğer terör örgütleriyle kol kola Ankara'dan İstanbul'a yürüdüler. Buradan aziz milletimize sesleniyorum, çok net bir şekilde söylüyorum, FETÖ ile Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının yaptığı mücadelenin bir benzerini bugüne kadar yapmış bir cumhuriyet hükümeti var mıdır? Sayın Kılıçdaroğlu ya da partisi CHP, bizim mücadele başlattığımız tarihten önceki bir dönemde ya da sonrasında FETÖ ile mücadele anlamında bir çalışma başlatmış mıdır? Daha önce Ecevit başbakandı, Demirel başbakandı. Bizden önceki hükümetlerden tek bir tanesinin FETÖ terör örgütüdür dediğine ve bu terör örgütü ile mücadele ettiğine bir tane örnek var mı? Hükümetimiz ve AK Parti iktidarı olmasaydı FETÖ bugün Türkiye'nin bütün kurumlarına da sahip olurdu. Yargıda, emniyette, orduda, devletin kurumları içerisinde FETÖ mensubu olduğu bilinen ve devletine, milletine ihanet edenleri devlet mekanizmasından cesur bir şekilde ayıklayan, her türlü riski göze alan biziz. Şimdi FETÖ ile mücadele eden biziz, FETÖ ile terör örgütü olduğu belli olduktan sonra el ele verenler onlar. Kalkıp bir de bizim FETÖ ile mücadele edip etmediğimizi sorgulayacaksınız. Hadi oradan be. Şimdi FETÖ elebaşını ABD'den istemişiz. Evrakları göndermişiz. Her şey Türkiye-ABD arasındaki anlaşmaya harfi harfine uygun, usule aykırı veya eksik hiç bir şey yok. Ama ABD, FETÖ elebaşını vermemek konusunda ipe un seriyor. Türkiye'yi oyalıyor. ABD'den bir telefon geliyor onlara ve Türkiye'nin istemediğini söylüyor. Biz Kosova'dan ve başka yerlerden paketleyip FETÖ'cü getiyoruz. Türkiye'de her gün operasyonlar düzenleniyor. Türkiye bu konuda vazgeçmeyecektir. Yarın gelecekler evrakları da izleyecekler. İnşallah akıl izan sahibidirler de çıkınca doğruyu söylerler. Ama bunlardan şüpheliyim. İnceledikten sonra 'şunlar yanlış, bunlar eksik' diye yine kükreyebilirler. Bunların cibilliyeti dürüst davranmalarına engel oluyor."
(Bitti)
AA
Kaynak: