Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (2)

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (2)

"Musul'daki en kötü senaryo, mezhebi ya da etnik bir temizliğin yapılması teşebbüsüdür. Bir başka kötü senaryo, Allah muhafaza Başika Kampı'na yapılacak fiili bir taciz ya da oradaki askerlerimizin emniyetinin tehlike altına girmesidir. Bu senaryoları tit

ANTALYA (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Musul'daki en kötü senaryonun, mezhebi ya da etnik bir temizliğin yapılması teşebbüsü olduğunu belirterek, "Bir başka kötü senaryo, Allah muhafaza Başika Kampı'na yapılacak fiili bir taciz ya da oradaki askerlerimizin emniyetinin tehlike altına girmesidir. Bu senaryoları titizlikle takip ediyoruz." dedi.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Antalya'da basın mensuplarıyla bir araya geldiği kahvaltıda yaptığı konuşmada, darbe girişiminde bulunulan 15 Temmuz tarihinden uzaklaşıldıkça yaşananların unutulabileceğini belirterek, ancak yaşananları unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını vurguladı.

Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin, Türkiye topraklarında tarih boyunca yaşanan en ağır, en kötü, en haince ihanet hareketi olduğunu belirten Kurtulmuş, ancak 15 Temmuz'un bunların en haini olduğuna dikkati çekti. Kurtulmuş, "Bu ihanet hareketine katılanların hiçbir şekilde bu milletin zihninde, gönlünde herhangi bir şekilde affedilmesi mümkün değildir." diye konuştu.

Kurtulmuş, FETÖ'ye kim ne şekilde destek verdiyse, bununla irtibatlı kim olduysa hepsinden hesap sorulacağını vurgulayarak, "FETÖ mağduru" ifadesinin de örgütün "algı operasyonu" olduğuna, bu kisve altında örgüte yönelik operasyonların önlenmeye çalışıldığına işaret etti.

Hukuk ve Avrupa Birliği tabiriyle devletin FETÖ'den arındırılacağını dile getiren Kurtulmuş, Doğu ve Batı Almanya'nın birleşiminin ardından Almanya'da da 600 bini aşkın Komünist Parti mensubu memurun devletten "arındırıldığının" altını çizdi. Kurtulmuş, "Almanya kendisini korumak, genel devlet çerçevesini korumak için kendi bu arındırma sürecini yaparken, bizim böylesine önemli bir darbe teşebbüsünden sonra devleti bu hainlerden arındırmamızdan daha normal bir şey olamaz. Kimse bizden bu konuda merhamet beklemesin. FETÖ ile mücadele yufka yüreklilikle yapılacak bir şey değildir." ifadesini kullandı.

Kurtulmuş, 7 Ağustos Yenikapı ruhuyla ortaya çıkan demokrasiyi savunma, darbecilere karşı olmak konusundaki titizliğini sürdüreceğini bildirdi.

- Musul senaryoları

Bir gazetecinin Musul ile ilgili senaryoların neler olduğunu sorması üzerine Kurtulmuş, Musul'daki en kötü senaryonun, mezhebi ya da etnik bir temizliğin yapılması teşebbüsü olduğunu kaydetti. Türkiye'nin hazır olduğu senaryolardan birisinin bu olduğunu ifade eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir başka kötü senaryo, Allah muhafaza Başika Kampı'na yapılacak fiili bir taciz ya da oradaki askerlerimizin emniyetinin tehlike altına girmesidir. Bu senaryoları titizlikle takip ediyoruz. Musul'da Haşdi Şabi'nin getirilmesi, bir temizlik sürecini başlatabilir. Buna ısrarla karşı olduğumuzu her platformda söylüyoruz. İkincisi, PYD'nin oraya yeni bir güç olarak sokulması, bölgedeki Türkmenler ve Araplar için ciddi bir tehdit unsuru olabilir. Bunlara karşı Türkiye hazırlıklıdır."

- "Kara kaplı kötü kitabın sadece ana kapağı açılmıştır"

Kurtulmuş, HSYK'da bazı hakim ve savcıların itirafçı olmasıyla ilgili bir soru üzerine de 15 Temmuz gecesine ilişkin birtakım itirafların ortaya çıktığını ve bunların dava dosyalarına da girdiğini anlattı.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın ABD'de muhataplarıyla yapacağı görüşmelerde ilave deliler sunacağını ifade eden Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Büyük bir hazırlık var. Yani bu adamlar, itirafçılar neyi itiraf edecekler? Sadece darbe gecesine itiraflar olduğunu zannetmiyorum. Bir şey bilmiyorum ama temel olarak söylüyorum. HSYK'yı nasıl ele geçirmeye çalıştılar, Anayasa Mahkemesinin içine nasıl sızdılar, yüksek yargının içinde nasıl hareket ettiler, sorular nasıl çalındı, bu kadar çok ordunun içine adam koydular, nasıl terfi ve tayinlerde manipülasyonlar yaparak maalesef hak etmeyenleri üst rütbelere çıkardılar, hak edenlerin önünü kestiler, nasıl kumpaslar düzenlediler, geçmişte olduğu gibi... Şimdi herhalde bu itirafların içinde sadece 15 Temmuz gecesine ilişkin değil 40 yıllık FETÖ yapılanmasına ilişkin itirafın ortaya çıkacağını tahmin ediyoruz. Çünkü gerçekten önemli bir hazırlık. 1970'lerin başında askeri liselerle ilgili soru çalındığı bilgileri var."

FETÖ nedeniyle hayatı, hayalleri değişen kişiler bulunduğunu belirten Kurtulmuş, bu örgütten mağdur olan kişilerden bildiklerini anlatmalarını istedi. "15 Temmuz gecesinden sonra bu kara kaplı kötü kitabın sadece ana kapağı açılmıştır." diyen Kurtulmuş, bunun içinden çok sayıda, belki duyulduğunda herkesi büyük hayrete düşürecek ilave bilgi çıkabileceğini söyledi.

Kurtulmuş, "Biz bunları başka bir şey zannettik bunlar vatan hainiymiş" diyenler de olabileceğini ifade ederek, "Bunların vatan haini olduğunu anlayıp yıllarca bu grubun içinde olanlar da eğer zerrece vatan sevgileri varsa buyursunlar, yaşadıklarını, neler yaptıklarını, bu örgütün Türkiye'de hangi işleri çevirdiğini gelip anlatsınlar. Ben bu itiraflardan önemli sonuçlar çıkacağını şahsen tahmin ediyorum." dedi.

- OHAL süresi

Kurtulmuş, FETÖ operasyonları için 3 ay daha uzatılan OHAL süresinin yeterli olup olmayacağı yönündeki soruya, OHAL ilan edildiğinde 3 ayda işin bitirilmesinin amaçlandığını ancak işin içine girildikçe "derin bir vakayla" karşılaştıklarını söyledi. "Ümit ederiz ki bu ikinci üç ayda bu süre biter" diyen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu devletin bekasıyla ilgili bir gerekliliktir. AK Parti Hükümetinin, bazıları bunu da yanlış anlıyor ve anlatıyor, Meclis'te yasa çıkarma gibi bir zorluğu yok. Sayımız herhangi bir yasayı çıkarmaya yetiyor. Anayasa değişikliği yapamıyoruz. Dolayısıyla birçok mesele yasayla yapılabilir. Muhalefet gelse, dirense bile yasa çıkarılabilir. İşlerin çabuk, hızlı ve etkin şekilde yürütülebilmesi için kanun hükmünde kararnamelere ihtiyacımız var. Bakın 115 bin kişi hakkında işlem yapılmış. Eğer kanun hükmünde kararnameler olmasaydı bunları siz 10 senede bitiremezdiniz."

TSK'daki FETÖ mensuplarının önemli bir kısmının ihraç edildiğini, yapının dışına çıkarıldığını anlatan Kurtulmuş, aynı şekilde Anayasa Mahkemesi üyelerinin ihraç edildiğini kaydetti. Bunların olağanüstü hal uygulanmasa yapılamayacağının altını çizen Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"OHAL, tabiri caizse FETÖ ile mücadelede, savaşta bizim için zorunlu bir enstrümandır. Gerektiği kadar, gerektiği miktar süre içerisinde bu kullanılacaktır. Görüyoruz, halkımız da bunu görüyor. En başta söylediğimizi yine söylüyoruz. OHAL'in günlük hayatla ilgili bir karşılığı yok. Sokaktaki vatandaşımız OHAL var mı yok mu bunun farkında bile değil. Büyük bir kitleyi, halkımızın kahir ekseriyetini OHAL uygulamaları hiçbir şekilde olumsuz manada etkilemiyor, ekonomiyi, Türkiye'nin dış ilişkilerini olumsuz anlamda etkilemiyor. Bu mücadele devam edecektir. İnşallah bu ikinci üç ay yeter diye düşünüyorum."

- "Network'leri devam ediyor"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, FETÖ'nün 40 yıllık hazırlığıyla mücadele edildiğini, yapılan mücadele sayesinde artık Türkiye'de ikinci bir kalkışma yapma imkanının kalmadığını bildirdi.

Örgütün uluslararası alanda algı operasyonlarını yönetebileceği kuvvetli network'lerinin devam ettiğini vurgulayan Kurtulmuş, "Hala iş donyasında buradan belki bir miktar iş adamı yurt dışına kaçtı, belki bir miktar servetlerini kaçırdılar. Hala küresel ölçekte iş dünyası içinde hareket edebilecek bir network'leri olduğunu bilmenizi isterim." dedi.

Örgütün verdiği destekle ABD'deki seçim kampanyasının içinde olduğunun da bilindiğini belirten Kurtulmuş, "Senatoda kampanyalarını destekledikleri adamlar vasıtasıyla Amerikan siyasetine bir türlü etki etme becerileri olduğunu da görüyoruz. Aynı şey Brüksel için de geçerli." değerlendirmesinde bulundu.

Uzun yıllar kuvvetli uluslararası networkleri olan bir örgütle karşı karşıya olunduğunun altını çizen Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Devletin içerisinde de yıllarca aynı şekilde gizlenmiş. Şimdi burada çözüldü. Hiç şüpheniz olmasın uluslararası alanda da çözülecektir. Sevinerek ifade ediyorum. Bir hafta içinde iki uluslararası başarı elde ettik FETÖ ile mücadelede. Birincisi Körfez İşbirliği Teşkilatında, ikincisi de Taşkent'te İslam İşbirliği Teşkilatı çerçevesinde FETÖ bir terör örgütü ilan edildi. Şimdi tek tek, 47 ülke FETÖ'yü terör örgütü olarak görüyor. Bunların bir kısmı, oradaki okulları vesaire Maarif Vakfı vasıtasıyla Türkiye'ye iade ediliyor. Uluslararası alanda da bunlarla mücadele ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız 'Nereye giderlerse gitsinler onları bulacağız çıkaracağız' dedi. Fiilen bunları yapıyoruz. Neredelerse gideceğiz bunları bulacağız, çıkaracağız. Uluslararası networklerini de kırıp parçalayacağız. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Çünkü bu açık bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti devletini hedef almıştır, Türk milletini hedef almıştır, Türkiye'nin geleceğini hedef almıştır. Uzun bir mücadele. O mücadele devam edecek."

- Musul'un statüsü

Musul'un statüsüyle ilgili soru üzerine, bu konunun tarih içinde devam eden hukuki bir tartışma olduğunu belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Ama esas bizim birinci derece üzerinde durduğumuz, Allah muhafaza Musul'un bugünkü yapısının değiştirilmemesidir. Türkiye şu anda esas ilgisini oraya odaklamış vaziyettedir. Bütün gücümüzü, diplomatik ve diğer güçlerimizi bu alana tahsis etmiş durumdayız. Ümit ederim ki Musul'un mevcut yapısı, Araplarıyla Türkmenleriyle Sünnileriyle diğer unsurlarıyla bu yapısı olduğu gibi korunur, Musul kaynaklı yeni trajediler ortaya çıkmaz. Eğer o bölgenin halkları kendi bölgelerinden çıkarılırlarla bunun ne büyük sonuçlar doğurduğunu Suriye'de gördük. Umarız ki aynı şey Musul dolayısıyla Irak'ta olmaz."

ABD başkanının değişmesinin Türkiye'nin Musul politikasını etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin bir soruya da Kurtulmuş, şu yanıtı verdi:

"Hayır hiçbir şekilde etkilemez. ABD'nin başkanı kim olursa olsun Türkiye'nin bölge politikaları, Musul politikaları hiçbir şekilde etkilenmez bundan. Biz yine kim seçilirse onunla ilişki içerisinde, onunla irtibat içerisinde konuşarak ilişkilerimizi devam ettiririz. Ümit ederiz ki bundan sonraki Amerikan başkanları, kim gelirse gelsin, Amerikan başkanları şunu görürler: Bu bölgede birkaç bin militanı olan, eli silahlı örgütler değil ABD'nin irtibatlı olması gereken, Türkiye gibi bölgenin kilit ülkelerinden birisi olan ülkedir. Bu yanlışı bir an evvel düzeltmelerini ümit ederiz. PYD'ye açıkça verilen desteğin Türkiye'yi son derece rahatsız ettiğini, bunun Türkiye-ABD ilişkilerini de olumsuz etkilediğini bir kere daha ifade etmek isterim. Yeni gelecek başkan inşallah bu yanlışı düzelterek işe başlar. Ayrıca bu bölgede Amerikalıların düzeltilmesi gereken bir başka şey de 10 bin kilometre öteden gelip buraya ayar vermek değil, bu bölge halklarının birlik içerisinde farklılıklarını ortaya koyarak, demokratik bir düzende yaşamalarına katkıda bulunmaktır. Bunun için bu bölgedeki işgal ve askeri varlıklarını bir şekilde, Obama da ilk zamanlarında bunu söylüyordu, maalesef yapamadı, oradan bu varlıklarını bir an evvel çekerek bölge ülkelerinin demokratikleşme sürecine katkı sunmalarıdır. Eğer bu değişiklikleri yaparlarsa bölgenin Amerika ile ilişkilerinin de daha rahatlayacağı kanaatindeyim."

- AA ile ilgili iddialar

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında gözaltına alınan darbecilerin görüntülerini yayınladığı için "AA'dan savunma istediğine" yönelik iddialarla ilgili de "Ben de bugün habere muttali oldum. Tamamen asılsız, yalan, masa başında yapılmış, uyduruk bir haberdir. Başka ne söyleyeyim." açıklamasında bulundu.

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı