Başbakan Yıldırım canlı yayında
Yıldırım: (4) - "(Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi) Güçlü hükümet olacak, sandıkta hükümet belli olacak. Zamanı çok etkin kullanacak ve artık zaman kayıpları olmadığı gibi ekonominin büyümesi, yatırımların gecikmeden yapılması, yeni iş, aş alanlarının olu
ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesi durumunda vatandaşın refah düzeyinin de artacağına işaret ederek, "Güçlü hükümet olacak, sandıkta hükümet belli olacak. Zamanı çok etkin kullanacak ve artık zaman kayıpları olmadığı gibi ekonominin büyümesi, yatırımların gecikmeden yapılması, yeni iş, aş alanlarının oluşması mümkün hale gelecek. Ülke öngörülebilir olduğu için 5 yıl boyunca iç ve dış yatırımcı da ona göre planlarını, projelerini ertelemeyecek. Dolayısıyla Türkiye büyümeye devam edecek, refah artışı olacak." dedi.
Başbakan Yıldırım, Beyaz TV'de canlı yayınlanan "Referandum Özel" programında yaptığı değerlendirmede, CHP'nin anayasa değişikliğiyle milletvekili sayısının arttırılmasına yönelik eleştirilerinde yaman bir çelişki yaşadığını dile getirdi.
CHP, DYP ve diğer partilerin 1995'te Meclise milletvekili sayısının 450'den 600'e çıkarılması için anayasa değişikliği teklifi getirdiğini söyleyen Yıldırım, bu teklife karşı yapılan tartışmalar üzerine komisyona geri çektiklerini ve 550'ye düşürüp tekrar Genel Kurul'a getirdiklerini anlattı.
Yıldırım, CHP'nin 1995'te milletvekili sayısını 100 arttırdığını vurgulayarak, "O zaman Türkiye'nin nüfusu 59 milyon, seçmen sayısı 29 milyon. Şimdi ne kadar seçmen sayısı? 59 milyon. Nüfus, yurt dışındakilerle birlikte 84 milyon. Şimdi bunları yapıyorsun, 29 milyon seçmenin var, 100 milletvekili birden arttırıyorsun. 150 istiyorsun, gürültü çıkınca 100'e düşürüyorsun. Şimdi 29 olmuş 59 milyon seçmen. 50 artışa laf ediyorsun. Bu da yaman bir çelişki." değerlendirmesinde bulundu.
- "Gelişmiş demokrasilerde 50-60 bin kişiye bir vekil düşüyor"
Başbakan Yıldırım, bu konuda Türkiye'de 1960 darbesinden sonra yapılan anayasayla senato ve meclis kurulduğunu aktararak, o dönem 40 milyon civarında olan nüfusa karşılık milletvekili sayısının 640 olduğuna dikkati çekti.
Yıldırım, gelişmiş demokrasilerde bu konudaki örnekleri elindeki şema üzerinden anlatarak, "Gelişmiş demokrasilerde 50-60 bin kişiye bir vekil düşüyor. Bizde 143 bin kişiye bir vekil düşüyor." dedi.
Anayasa değişikliğiyle bu sayının 123 bine düşürüleceğine işaret eden Yıldırım, "Hala gelişmiş ülkelerin iki katı. Normal arttırsak 900'e bile çıkabilir ama gerek yok. Türkiye'nin imkanlarına oranla yapılabilecek en asgarisini yapıyoruz." ifadesini kullandı.
Yıldırım, Almanya'da 82 milyon nüfusa karşı 667 milletvekili, Fransa'da 66 milyon nüfusa karşı 925 milletvekili, İspanya'da 44 milyon nüfusa 616, İtalya'da 60 milyon nüfusa karşılık 952, İngiltere'de ise 65 milyon nüfusa karşılık bin 449 milletvekili olduğunu anlattı.
Bu konu üzerinden bir polemik yapmanın, "Buradan masraf oluyor" gibi laflar etmenin siyasetçilere yakışmadığını vurgulayan Yıldırım, "Meclisi bu kadar küçük düşürmeye, milletvekilini bu kadar önemsiz hale getirmeye bir milletvekilinin hakkı var mı? Böyle bir şey olabilir mi? O beğenmediğin Meclis 15 Temmuz gecesi bombalar altında dünyaya meydan okudu. Türkiye'nin egemenliğinin kayıtsız şartsız teminatı olan Meclisi bu kadar hafife alabilir miyiz? Bunlar yanlış şeyler." ifadesini kullandı.
- "Türkiye büyümeye devam edecek, refah artışı olacak"
Başbakan Yıldırım, "Yeni sistem vatandaşın refah düzeyini, geçim bütçesini etkileyecek mi?" şeklindeki soru üzerine şunları kaydetti:
"Şüphesiz olumlu yönde etkileyecek. Çünkü güçlü hükümet olacak, sandıkta hükümet belli olacak. Zamanı çok etkin kullanacak ve artık zaman kayıpları olmadığı gibi ekonominin büyümesi, yatırımların gecikmeden yapılması, yeni iş, aş alanlarının oluşması mümkün hale gelecek. Ülke öngörülebilir olduğu için 5 yıl boyunca iç ve dış yatırımcı da ona göre planlarını, projelerini ertelemeyecek. Dolayısıyla Türkiye büyümeye devam edecek, refah artışı olacak."
Yıldırım, AK Parti'nin hava yollarından şehir hastanelerine, eğitimden tarıma ve demokrasiye kadar yaptıklarını insanların gördüğünü, her şeyin ortada olduğunu ifade etti.
- "Güçlü iktidarda kazanıyoruz, zayıf iktidarda kaybediyoruz"
Türkiye'nin geçmişten günümüze uzanan büyüme rakamlarını elindeki şema üzerinden anlatan Yıldırım, Mustafa Kemal Atatürk'ün döneminde, 1923-1938 yılları arasında harpten yeni çıkan Türkiye'nin ortalama yüzde 7,8 büyüdüğünü belirtti.
1938'den sonraki İnönü döneminden 1950'ye kadar olan süreçte Türkiye'nin İkinci Dünya Savaşı'nın etkileriyle yüzde 1,9 büyüdüğüne dikkati çeken Yıldırım, 1950-1960 yılları arasındaki Menderes döneminde de Türkiye'nin yüzde 6,4 büyüdüğünü söyledi.
O dönem dünyanın ortalama büyümesinin yüzde 2,8 olduğunu aktaran Yıldırım, bunun tek parti, güçlü iktidardan kaynaklandığını kaydetti.
Yıldırım, darbe dönemlerinde Türkiye'nin istenen oranda büyümediğini anımsatarak, Özal döneminde ise Türkiye'nin ortalama yüzde 5,1 büyüdüğüne, dünyadaki ortalama büyüme oranlarının ise yüzde 2,9 olduğuna dikkati çekti.
90'lı yıllardaki koalisyon döneminde ise dünyanın yüzde 3, Türkiye'nin yüzde 2,2 büyüdüğüne işaret eden Yıldırım, 80'li yıllarda Özal döneminde kazanılanın 90'lı yıllarda kaybedildiğini, Menderes döneminde kazanılanın da Demirel döneminde kaybedildiğini dile getirdi.
"Güçlü iktidarda kazanıyoruz, zayıf iktidarda kaybediyoruz." diyen Yıldırım, Türkiye'nin 2002-2016 yılları arasındaki AK Parti hükümetleri döneminde de dünya ortalamasının 2 katından fazla büyüdüğünü kaydetti.
Yıldırım, yeni sistemle Türkiye'nin yukarı doğru çıkabileceğini belirterek, mevcut sistemle ise aşağı doğru inme riskinin bulunduğunu söyledi.
- "Sürekli kazanmak sistem değişikliğiyle olacak"
Başbakan Yıldırım, AK Parti'ye yöneltilen "15 senedir iktidardasınız, sistemin olanaklarını kullandınız." yönündeki eleştirilerin anımsatılması üzerine de şunları kaydetti:
"AK Parti'nin ilanihaye iktidarda kalacağının garantisi var mı? 7 Haziran'da tek başına hiçbir parti kazanamadı. Türkiye beş buçuk ay hükümet kuramadı ve yeniden seçime gitmek zorunda kaldı. Aslında o beş buçuk ayda millet başına ne geleceğini gördü ve tekrar AK Parti'yi iktidar yaptı. İşte bizim yapmak istediğimiz böyle dönemsel iyileşmelerle kazandıklarımızı daha sonra zayıf hükümetlerle kaybetmek değil, sürekli kazanmak. Sürekli kazanmak sistem değişikliğiyle olacak."
Bu konuda Güney Kore ile Türkiye örneğini şema üzerinden karşılaştırmalı olarak aktaran Yıldırım, Güney Kore'nin 1987'de parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçtiğini hatırlattı.
Güney Kore'nin 1987'de kişi başına düşen milli gelirinin 3 bin 627 dolar, Türkiye'nin ise bin 703 dolar olduğunu, 10 yıl sonra ise bu oranın 12 bin 196 dolara karşılık Türkiye'de 3 bin 143 dolar olduğunu ifade etti.
Bunun sistem değişikliğiyle sağlandığına dikkati çeken Yıldırım, "1997'den 2015'e kadar Güney Kore 27 bin 221 dolara gelmiş, biz 9 bin dolara gelmişiz. Bu ne demektir? İşte bu istikrar." dedi.
Güney Kore'de 1987'den günümüze kadar 6 başkanın geldiğine, Türkiye'de ise 20 hükümetin 11 başbakanın görev yaptığına dikkati çeken Yıldırım, bir başbakana ortalama 17 ay süre düştüğünü söyledi.
Başbakan Yıldırım, anayasa değişikliğinin büyümeyi, tek başına iktidarı ve istikrarı garanti altına aldığını ifade etti.
(Sürecek)
AA
Kaynak: