Başbakan Yıldırım canlı yayında
Başbakan Yıldırım: (4)- "(Başkanlık sistemi) Bizim düşüncemiz, sistemde 5 yıllığına başkan seçilecek. Henüz içeriğe girmedik ama eskisi gibi milletvekili seçimlerinin de 5 yılda bir olması uyum açısından yerinde olur, diye düşünüyoruz"- "Aslında başkanlığ
AFYONKARAHİSAR (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, başkanlık sistemine ilişkin, "Bizim düşüncemiz, sistemde 5 yıllığına başkan seçilecek. Henüz içeriğe girmedik ama eskisi gibi milletvekili seçimlerinin de 5 yılda bir olması uyum açısından yerinde olur, diye düşünüyoruz." dedi.
Yıldırım, AK Parti 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın gerçekleştirildiği Afyonkarahisar'da, A Haber, CNN Türk, Habertürk, Kanal 24, NTV, TRT Haber ortak canlı yayın programına katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
"Türkiye'nin teröristten arındırılmış bölge planına ilişkin Barzani ile görüşülüyor anladığım kadarıyla. Onlar da Türkiye ile benzer düşüncede mi?" sorusu üzerine Yıldırım, "Onlar da Türkiye ile bu konuda işbirliğinin önemli olduğunu biliyorlar ve bu konuda bizimle çalışmaya hazır olduklarını bize defalarca ifade ettiler. Yine orada, Erbil civarında da daha bizim Irak-Hakkari-Şırnak civarındaki hudut bölgesinde birliklerimiz var, Irak tarafında. Özel Kuvvetler orada konuşlanmış vaziyette." dedi.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) Türkiye ile işbirliğini çok arzuladığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bu konuda da zaten bir işbirliği söz konusu. Bunu daha da ileri götürme imkanı var. Çünkü biz PKK'dan ne kadar rahatsızsak onlar da o kadar rahatsız. PKK, Kandil'den batıya doğru, Sincar bölgesine hareket etti. Sincar'da yeni bir üs oluşturuyor. Bu tehdit bizden önce Kuzey Irak yönetimine karşı gelişmiş bir tehdit. Esasında PYD, YPG unsurları oradaki Peşmergeleri yok etmeye çalışıyorlar. İşin özü budur. Bu tehlikeyi de onlar biliyor. O yüzden Türkiye ile işbirliği onlar için de bizim için de önem taşıyor."
Yıldırım, "Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ile daha fazla ne olabilir?" sorusuna, "Daha fazla ne olacak? Güvenliği sağlayacağız. Ortak güvenlik alanı oluşturacağız. Onu kastediyorum." karşılığını verdi.
Yıldırım, "Hem Türkiye hem de Barzani tarafı birlikte Kuzey Irak topraklarında, teröristten arındırılmış, tıpkı Suriye'deki gibi bir bölgeden mi bahsediyorsunuz?" sorusununu yanıtlarken "Evet, ihtiyaç olan her bölgede güvenli bölge oluşturulması prensip olarak bizim de KDP'nin de istediği bir şey çünkü tehdit ortak. Türkiye için de Kuzey Irak için de ortak tehdit PKK." dedi.
"Terör örgütü PKK'nın Sincar'a yerleştiklerine dair elimizde bilgi, belge, duyum var mı?" sorusunu Yıldırım, "Var tabii ki. Bunlar biliniyor. Yavaş yavaş oraya doğru yerleşiyorlar. Bunlar biliniyor, zamanı geldiğinde de gereği yapılır." şeklinde yanıtladı.
- Başkanlık sistemi tartışmaları
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin başkanlık sistemine ilişkin sözleri hatırlatılarak "Sayın Bahçeli ile yaptığınız görüşmeden MHP'nin ortaya konulacak formüle ne kadar ve nasıl destek vereceğine ilişkin edindiğiniz izlenim nedir?" sorusu üzerine Yıldırım, şöyle konuştu:
"Biliyorsunuz Sayın Devlet Bahçeli zaman zaman böyle sürpriz çıkışlar yapar. Bu çıkışlar da her seferinde ülkenin artık çözülemez hale gelmiş bir sorununun çözümüne de kapı aralar. Bu yönüyle hakikaten siyaset üstü bir tutum sergilediği bilinir. Burada aslında Sayın Bahçeli'nin yeni bir buluşu yok, yeni bir icadı yok. Nereden geliyor bu sorun? 2007'den geliyor. 2007'de eğer vesayet odakları, onların sözcülüğünü yapan anamuhalefet partisi CHP, cumhurbaşkanlığı seçiminde mızıkçılık çıkarmasaydı, icat çıkarmasaydı belki bunları hiç konuşmayacaktık."
- "Mevcut durum ile darbe anayasası bir çelişki halinde"
AK Parti'nin, 2007'de 363 milletvekiliyle cumhurbaşkanını seçemediğini hatırlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hatırlayın, karar aldık, dedik ki 'Bize seçtirmiyorsanız, biz de gideriz, millete sorarız. Millet ne derse onu yaparız.' Millete, referanduma gidildi. Cumhurbaşkanının millet tarafından, doğrudan seçilmesi kararı alındı. Bizim anayasamız, parlamenter sistemi öngörüyor ama cumhurbaşkanlığı seçimi itibarıyla da sistem değişikliği o zaman başladı. En azından cumhurbaşkanı seçimiyle önemli bir sistem değişikliğine gittik. 20 milyonun üzerinde vatandaşın oyunu alan bir cumhurbaşkanı, yüzde 52 oy oranı ile seçilen cumhurbaşkanı... Anayasada cumhurbaşkanı sorumsuzdur. Bu, işin esasıyla çelişiyor. Bu kadar insana karşı sorumluluk almış, onlara karşı siyasi hesap verme konumunda olan cumhurbaşkanını 'Sen hiçbir işe karışma, gelen kanunları imzala. Ondan sonra git meydanlarda de ki işte ben anayasaya göre bir şey yapamıyorum.' Böyle bir şey yok. Mevcut durum ile darbe anayasası bir çelişki halinde. Bunu düzeltmek gerekiyor. İşin özü budur."
- "Kılıçdaroğlu, oturduğu koltuğu görmezden geliyor"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, başkanlık sistemine ilişkin "tek adam" eleştirilerini değerlendirmesi sorulan Yıldırım, şunları aktardı:
"Kılıçdaroğlu, oturduğu koltuğu görmezden geliyor. Parlamentoda, Meclis'te bir milletvekili olup, üstüne üstlük bir de anamuhalefet partisi genel başkanı olup, parlamentoyu yok saymak kadar büyük bir gaflet olmaz. Ne tek adamı kardeşim? Parlamento var mı, parlamento da seçimle gelmiyor mu? Kılıçdaroğlu seçilerek gelmedi mi? Onun da siyaseten topluma, millete sorumluluğu yok mu? Anamuhalefet partisi olarak sorumluluğu yok mu? Başkanlık sisteminde parlamento daha da güçleniyor. Meclis daha da güçleniyor ve siyasi parti başkanlarının tabiri caizse sevk ve idaresinden ziyade oradaki milletvekilleri kendi özgür iradelerini daha fazla kararlarına yansıtacak."
Yıldırım, "Bu söylediğiniz, genel bir başkanlık sistemi mi yoksa biraz önermeyi düşündüğünüz sistemle ilgili ipuçları mı veriyorsunuz şu anda?" sorusunu yanıtlarken şöyle konuştu:
"Bakın işi biraz isterseniz baştan alalım. Şimdi başkanlığı getirir, Cumhurbaşkanımız üzerinden tartışmaya başlarsanız, doğru bir sonuca varamazsınız. Bu iş kişilere göre düzenlenecek bir iş değildir. Bu, ülkenin geleceği, istikrarı için, milletin birliği, beraberliği için olmazsa olmaz bir şey. Aslında başkanlığın kapısı 15 Temmuz gecesi açılmıştır. Önce de gündemdeydi, konuşuluyordu ancak önemi çok bilinmiyordu. Farklı farklı spekülasyonlar yapılıyor. 'Efendim Tayyip Erdoğan kendisi için istiyor. Tek adam olmak istiyor.' Falan filan ama öyle olmadığını 15 Temmuz gecesi gördük. Dünyanın hangi ülkesinde cumhurbaşkanı milletine, 'İnin meydanlara, bunlara dersini verin.' der ve o millet tanka, topa, uçağa karşı gözünü kırpmadan meydanlara iner? Bu ülkeye sahip çıktı bu millet. 79 milyon Türkiye'ye sahip çıktı, geleceğine sahip çıktı."
Türkiye'de bundan sonra bu ve buna benzer sorunlar yaşanmaması için mutlaka sürekli, tek başına iktidar çıkaran bir sisteme ihtiyaç olduğunu dile getiren Yıldırım, bunun yolunun da başkanlık sistemi olduğunu vurguladı.
Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kadar basit. Çünkü yüzde 50 oy almadan başkan seçilemiyor. Yüzde 50 oy aldığın zaman da iktidar oluyorsun. Tek başına. Üstelik başkanlıkta icra, yürütme tamamen Meclis dışından olduğu için Meclis'e karşı da daha bağımsız hareket ediyor. Bakanlar vesaire. Şimdi bir yandan milletvekilisin, bir yandan bakansın. Hem yasamanın içindesin hem de yürütmenin. Ne oluyor? Bu sefer gelecek seçimi düşünüyorsun, kararlarında istediğin gibi hızlı hareket edemiyorsun, objektif davranamıyorsun. 'Acaba şu konuyla ilgili karar verirsen, seçmen bunu olumlu mu algılar, olumsuz mu algılar?' Bu tip davranışlar, yapacağın icraatı olumsuz etkiliyor. Zaman kayboluyor ama tek başına iktidar, güçlü bir siyasi iradeyle bir kere çok hızlı karar veriyorsunuz.
İki, ülkenin müzminleşmiş sorunlarını hiç tereddüt etmeden çözüyorsunuz çünkü yasamayla siyasetle bağınız seçimden seçime hele hele... Başkanı demiyorum, başkan, parlamento ayrı seçildiği için birbirinden etkilenme diye bir şey söz konusu değil. Nasıl olacak, iki başlılık mı olacak? Hayır, yasama, yürütme, yargı... Yargı zaten kendi işini tarafsız, bağımsız yapacak ama yürütme de seçimle geldiği için başkan, kendi kadrosunu kuracak ve istediği kararları alacak. Meclis de denetime yoğunlaşacak. Bütçesini denetleyecek, önerilerini yapacak, yasalarda değişiklik yapacak. Başkanın taleplerini karşılayacak veya karşılamayacak. Şöyle, şimdi 5 yıl, sistemde 5 yıllığına başkan seçilecek. Bizim düşüncemiz, henüz içeriğe girmedik ama eskisi gibi milletvekili seçimlerinin de 5 yılda bir olması uyum açısından yerinde olur diye düşünüyoruz. Bütün partilerin de geçtiğimizde bir mini anayasa değişikliği görüşmeleri oldu. Burada da benimsenen bir konudur. Dolayısıyla burada da böyle bir yola gidilebilir."
- "Türkiye yaz-boz tahtası değil"
"Artık çalışma sadece başkanlık üzerinden mi ilerleyecek yoksa partili cumhurbaşkanlığı bir geçiş süreci olarak düşünülüyordu, sonrasında mı başkanlık gelecek?" sorusu üzerine Yıldırım, şunları kaydetti:
"Türkiye yaz boz tahtası değil. Yapacağımız değişiklik ne ise bir seferde yapalım. Sürekli milletin önüne, 'Yok bu olmadı. Bu geçiş taksimiydi, bu da gelişmeydi. Bu da sonuçtu.' diye milleti bu işlerle meşgul etmeyelim. Bunlar yanlış olur. Düşünelim, taşınalım bir sefer karar verelim. Şöyle bir şey vardır, Japonlarla Amerikalıları tanımlamak için güzel bir örnek var. Onu size söyleyeyim, şimdi bir Japon 5 yıl düşünür, 5 dakikada uygular. Bir Amerikalı 5 dakika düşünür, 5 yılda işin içinden çıkamaz. Biz, çok düşüneceğiz, geniş istişare yapacağız. Zaten bu iş çok konuşuldu. Her yönüyle konuşuldu. 'Efendim şöyle olursa nasıl olur? Böyle olursa nasıl olur? Yarı başkanlık olursa ne olur? Partili başkanlık olursa ne olur?' Şunu söyleyeyim, sadece başkanlık olursa partiyle bağın kopmuyor ki başkanlıkta da yine parti var. Yani başkanlıkta da yine parti var. Partinin doğal başkanı."
Yıldırım, "Bir de tip meselesi var, Türk tipi, Amerikan tipi. Bu tiple ilgili bir çerçeve var mı?" sorusunu yanıtlarken "Başkasının tipi bize yakışır mı? Biz kendi tipimize bakacağız." dedi.
(Sürecek)
AA
Kaynak: