Başbuğ'dan Balyoz için talimat!
Mahkemenin 102 kişiyle ilgili 'yakalama' kararı üzerine Karargâh'ta acil zirve yapıldı. Hazırlanan dilekçeler avukatlara dağıtıldı...
Balyoz sanıklarının avukatlarınca İstanbul Adliyesi'ne verilen 83 itiraz ve redd-i hâkim dilekçesinin arkasından Genelkurmay çıktı. Mahkemenin yakalama karan üzerine 23 temmuz gecesi Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay Adlî Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu ile bir araya geldi.
DİLEKÇELERİ AVUKATLARA ADLÎ MÜŞAVİRLER ULAŞTIRDI
Taraf Gazetesi'nden Mehmet Baransu'nun haberine göre toplantıda üç matbu dilekçe hazırlanıp tutuklamalara itiraz edilmesi kararlaştırıldı. Başbuğ'un emriyle Deniz, Hava, Kara ve Jandarma Adlî Müşavirleri de Karargâh'a çağrıldı. Avukatların dilekçeler üzerinde müvekkilleriyle ilgili değişiklikleri yapıp mahkemeye sunması sağlandı.
Balyoz davasına bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 25'i muvazzaf general ve amiral 102 subay hakkında yakalama karan çıkarması Genelkurmay'da şok etkisi yarattı. Yakalama emrinin verildiği 23 temmuz cuma günü Karargâh'ın ışıklan sabaha kadar yandı. Subayları 'Balyoz'dan kurtarmak için formüller arandı.
Acil düğmesine basıldı
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 23 Temmuz cuma günü verdiği yakalama kararının ardından Genelkurmay'da "acil" düğmesine basıldı. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Genelkurmay Adlî Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu'ya sanıkları kurtarmak için hukuki argümanlar geliştirmesini emretti. Çubuklu, ceza kanunları başta olmak üzere hukuki metinleri tek tek inceledi. Ancak 102 sanığın tutuklanmasını önlemek için bir argüman geliştiremedi. Konuyu, Başbuğ'a da iletti.
Dışarıdan hukukçu çağrıldı
Başbuğ-Çubuklu görüşmesi sonucu Karargâh'a dışarıdan bir hukukçunun çağrılıp, konunun enine boyuna değerlendirilmesi ve sanıkları kurtarma planı yapılmasına karar verildi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde görevli aynı zamanda da Ankara Barosu başkanlığına aday olan Prof. Dr. Metin Feyzioğlu'nun Genelkurmay'a çağrılması kararlaştırıldı. Vakit kaybedilmeden Feyzioğlu ile irtibata geçildi ve kısasüre sonra Karargâh'ta toplantı başladı. Feyzioğlu ve beraberindeki askerler, sabaha kadar sanıkları nasıl kurtaracaklarına dair formüller üzerinde çalışma yaptılar. Bu kapsamda yol haritası çizilerek adım adım neler yapılacağı masaya yatırıldı. Bu sırada Başbuğ'un emriyle Hıfzı Çubuklu, Deniz, Hava ve Kara Kuvvetleri ile Jandarma Genel Komutanlığı'nın Adlî Müşavirlerini Karargâh'a çağırdı. Müşavirler sabaha kadar toplantının bitmesini bekledi.
üç adet dilekçe
Toplantıda üç adet matbu dilekçe hazırlanmasına ve tutuklanmalara itiraz edilmesine karar verildi. Dilekçelerden biri yakalama kararına itiraz, diğeri redd-i hâkim talebi, sonuncusu ise bu dilekçelerden sonuç alınmaması ve subayların cezaevine girmesi durumunda tutuklamaya yapılacak itirazı içeriyordu.
Dilekçelerin birer örneği de kuvvet komutanlıklarından gelen adlî müşavirlere verildi. Dilekçelerin bir an önce sanık avukatlarına ulaştırılması ve avukatların kendi müvekkillerinin durumuna göre değişiklikler yaparak mahkemeye sunmalan emredildi.
Plan aynen uygulandı
Genelkurmay'ın emri aynen planlandığı gibi uygulandı. Dilekçeler, sanıkların avukatlarına ulaştırıldı. Sanık avukatları İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne itiraz ve redd-i hâkim taleplerini içeren
dilekçelerini sundular. Redd-i hâkim talebi fikrinin Prof. Dr. Metin Feyzioğlu'dan geldiği belirtildi. Toplantıda kararlaştırılan bir konu da hazırlanan dilekçelerin Karargâh'tan çıktığının bilinmemesi ve sanıklara yardım ediliyor izleniminin verilmemesine dikkat edilmesiydi. Avukatlar bu konuda uyarıldı. Dendiği gibi oldu ve tek elden çıkmış dilekçeleri avukatlar hazırlamış gibi kamuoyuna sunuldu.
Toplantının ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ da hazırlanan metinlerle ilgili bilgilendirildi. Başbuğ da siyasilerle temasa geçecek ve tutuklama kararının kaldırılması için hükümetle görüşecekti. Başbuğ-Erdoğan zirvesi de bu toplantıdan sonra gerçekleşti.
1 Genelkurmay'da yapılan toplantıda dokuz sayfadan oluşan üç farklı dilekçe hazırlandı. Dilekçelere bir de kapak yazısı eklendi. Kapaktaki notta dilekçelerdeki koyulaştırılmış bölümlerin ilgili personelin kendi durumuna uygun şekilde doldurulması istendi.
2. Karargâhta redd-i hakim, yakalama ve tutuklama kararlarına itiraz eden üç ayrı dilekçe hazırlandı.
3. Avukatlara ulaştırılan dilekçelerde bazı bölümler koyu renkte yazıldı. Yukarıdaki belgede görüldüğü gibi 'bir/iki'. 'hâkimlikçe/itiraz üzerine' gibi bölümleri her avukatın kendi müvekkil durumuna göre doldurması istendi.
Balyoz sanığı subayların avukat masrafları için TSK'da yardım kampanyası yapıldığı ortaya çıktı. Bunun için toplantı düzenlendiği ve ortaya çıkan ses kaydında az para yardımı yapan subaylar eleştiriliyor. Skandal ses kaydında, 'siyasi konjonktür maalesef aleyhimize' deniliyor.
Yeni Şafak'tan Kamil Maman'ın haberine göre Balyoz sanığı subayların avukat masraflarının karşılanması için Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde yardım kampanyası başlatıldığı ortaya çıktı. Yeni Şafak'ın ele geçirdiği ses kaydı ve belgeler, kampanyaya destek için bazı komutanlıklarda toplantılar düzenlendiğini ortaya koydu.
Balyoz operasyonlarının geçtiğimiz şubat ayında başlamasıyla birlikte çok sayıda generalin tutuklanmasının ardından bazı komutanlıklarda yardım seferberliği başlatıldı. Isparta Eğirdir Dağ Komando Okulu'nda da Balyoz sanıkları için yardım toplantısı yapıldığı ortaya çıktı. Okul Komutanı Kıdemli Albay Fikri Kısar olduğu sanılan kişi, yaptığı toplantıda subay ve astsubaylara sanıkların durumunu aktararak para yardımında bulunmalarını istedi.
Sanık komutanların maaş sıkıntısı yaşadığını anlatan Albay Kısar, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ı kastederek,"Arkadaşlar ordu komutanının tuttuğu avukat 180 milyar para istemiş. Hâlihazırda görevde olan arkadaşlarımızın ve komutanlarımızın da maaşları yarı yarıya düştü. Tutuklu olduğu için, yarı yarıya düşmüş. Bunu komutanlarınız herhalde iletmiştir. Bu bağlamda bir yardım kampanyası düzenleyelim dedik" diye konuştu.
5 TL BİLE VERMEDİNİZ
Albay Kısar olduğu iddia edilen kişi, toplantıya katılan genç subayları para vermeye ikna etmek için tarikatları örnek gösterdi. "Biliyorsunuz bu tür yardımlaşmaları tarikatçılar da yapıyor" diyen Kısar, yardım kampanyasınadestek olmayan ya da az para veren subayları şu sözlerle eleştiriyor: "Ama listeleri inceledim baktım bazı arkadaşlar birçoğu 5 lira vermiş, bazı arkadaşlar o 5 lirayı da vermemiş. Arkadaşlar düşmez kalkmaz bir Allah, yarın hepimizin başına gelebilir. Böyle bir kampanya düzenlenmiş."
TEĞMENLERE İNCE AYAR
Kısar, Balyoz sanıkları için düşük miktarda para veren subay ve astsubaylara kızmakla da kalmadı. Yardım kampanyasının Balyoz operasyonları karşısında subay ve astsubayların nabzını ölçmek amacıyla düzenlemiş olabileceğini ifade eden Kısar, konuşmasında "5 TL bile vermemişsiniz" diye azarladığı genç teğmenlere, "Komutanlarımız tabi ki bazı şeyleri daha net görüyor. Belki paraya ihtiyaç yokta acaba genç teğmenlerimiz ne düşünüyor diye sizi dahil ettiler. Ama genç teğmenlerimizin bu kadar boş düşündüğünü ve dayanışma zaafiyeti içerisinde olduğunu üzülerek ben de gördüm. O arkadaşlara da teessüf ederim. Bunu da anti parantez belirteyim: Sap döner keser döner bu hesap ta mutlaka dönecektir arkadaşlar" diyor.
Albay Kısar, konuşmasında genç subaylardan siyasi gündemi de en az derbi maçlar kadar takip etmelerini de istiyor.
PAKİSTAN GİBİ OLURUZ
Toplantıya katılan subay ve astsubayları ikna etmek için "Pakistan ve Afganistan ordusu gibi oluruz" ifadelerininin yanı sıra bu ülkelerin askerleri hakkında hakarete varan ifadeler kullanan Albay Kısar, şöyle konuşuyor: "Subay, astsubay, sakalı bırakmış, pislik diz boyu medeniyet yok. Adamla yemek yerken iğreniyorsunuz. Üstelik buraya seçilip de yollanmış adam. Pakistan işte Butto rejimi yıkıldı. Yerine onlar da bizim gibi laik demokratik cumhuriyeti oluşturma çabasındaydı. Böyle bir iktidarları geldi onların hepsini alaşağı etti. Tersine döndü. İşte ben gitmedim ama Barutçu paşanın orda bir yıl kolejde kalmış işte akademide, rezalet diyor. Salata yediğin an diyor bir salata Allah'ın salatası derhal soluğu hastanede alıyorsun. Pislik elle yemek yiyor. Arkadaşlar tabi Türkiye ne Pakistan olur ne Afganistan olur ne Irak'a döner. Türkiye Atatürk'ün kurduğu laik, demokratik hukuk sistemini mutlaka devam ettirir. Ettirmediğimiz an sizler çocuklarımız, biliniz ki arkadaşlar geriye dönüş ve onlar gibi oluruz."
Vakıf tüzüğüne ayar
Balyoz darbe planının deşifre olmasından sonra gözaltına alınan ve tutuklanan çok sayıda komutana ekonomikdestek sağlamak amacıyla TSK'nın Dayanışma Vakfı'nda senet değişikliği yapılmasının planlandığı da iddia edildi. Vakıf normal şartlarda TSK mensuplarından vefat edenlerin evli ise eş ve çocuklarına, bekar ise anne ve babalarına, malul olanların da kendilerine maddi destek sağlıyor. Vakfın hesabında 70 milyon TL bulunuyor. Değişikliğin yapılması durumunda askeri ihaleleri alan şirketler, OYAK ve bunun gibi birçok kanaldan Balyoz sanıklarına maddi destek sağlanacak.