Bayat viagra olmayalım!
AB’nin yaşlanan nüfusuna karşı, Türkiye’nin genç nüfusu...
Ama acaba bu varsayım ileriye yönelik bir projeksiyon yapıldığında ne kadar doğru, ne kadar gerçekçi?
Doğurgan yaştaki kadın başına düşen ortalama çocuk sayısı önceleri gerçekten epeyce yüksekti.
Ancak hızlı kentleşme yanında kadınların yükselen eğitim düzeyleriyle farklılaşan yaşam algıları sayesinde son yıllarda bu oran yüzde ikiye düştü. Bunun altı bir oran, nüfusun kendini yenileme kabiliyetini kaybetmesi anlamına geliyor...
Nitekim önümüzdeki on yıllarda bu oranın da altına düşme riski söz konusu...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın her fırsatta “üç çocuk” diye tutturmasının altında da bu realite var.
…
AB süreci hızlıca reform yaparak ülkenin yeryüzü standartlarına eriştirilme süreci...
Ama ya Orta-Doğu’da güçlenmekten, ya genç nüfusumuzla viagra olmaktan söz ediyoruz da, şu son zamanlarda yerinde mıhlanmış duran reform süratinden ve gereğinden asla söz etmiyoruz...
Hâlbuki...
Ortalama ilkokul dörtten terk eğitimimiz ve yaşlanma trendine giren nüfus eğilimimizle yapılması gereken bu zafiyetleri çok çabuk gidermek...
Mesleksiz, dokuz milyon kayıt dışı çalışanı olan koca bir ülkeyiz...
Bunu gerçekleştirmek için de, asıl bizim bir değişim ve dönüşüm viagrasına ihtiyacımız var...
“AB reformları, AB reformları” diye tutturmamızın ve “AB İlerleme Raporu”nun bir yana atılmasına itiraz etmemizin nedeni de bundan aslında... Mehmet Altan-Star