Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
BAYRAMLAR VE AKRABA İLİŞKİLERİ
Bayramlar, sosyal boyutu olan günlerdir. Bugünlerde akrabalar hatırlanır. Akraba, bir kimsenin kan bağıyla bağlı olduğu biyolojik yakınları anlamına gelir. Amca, hala, dayı, teyze ve bunların çocukları akrabaya en güzel örnektir. Toplum hayatında herkes birbirinin yakınıdır, akrabasıdır. Bu sebeple Efendimiz Hz. Muhammed (a.s), “sıla-i rahim ömrü artırır” buyurmuşlardır. Bu rivayette geçen “sıla-i rahim”, yakın akrabalarla ilişki demektir.
Akrabalarla olan ilişkilerin kuvvetlendirilmesi, insanın, yalnızlık psikolojisinden kurtularak manevi anlamda kendisini her zaman bir güven atmosferinde hissetmesine zemin hazırlar. Akrabalarla kurulacak iyi ilişkiler, hem manevi anlamda ve hem de maddi anlamda sosyal yardımlaşma ve dayanışma şeklinde de ortaya çıkabilir.
Hiç kuşkusuz, birbirini arayıp soran insanların yaşadığı bir cemiyette sosyal ve manevi bağlar kuvvetlenmekle kalmaz, sevgi ve gönülden kurulacak bu ilişkiler bir milletin bekası anlamında tarihsel yürüyüşüne güç katar.
Akrabalık ilişkileri, birey ve toplumda mensubiyet duygusunu canlı tutar. Çünkü aidiyet duygusu, “biz şuurunu” önplâna çıkarır. Günümüzün modern devlet anlayışında bütün ara mekanizmalar yok edildiği için, birey yalnızlaşma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Böyle bir vasatta, akrabalık ilişkileri, hem bireyde yalnız olmadığını ve hem de kendisinin üstesinden gelemediği ihtiyaçlarını karşılamada bir çeşit ara mekanizma rolü üslenir. Böylesi ilişkiler, hayatın kolay yaşanılır olmasını sağlar.
İslâmiyet, akraba ilişkilerine büyük önem vermiştir. Kur’an’da birçok âyette, sosyal yardımlaşma konusunda önceliğin akrabalara verilmesine teşvik vardır:“Allah’tan başkasına kulluk etmeyin. Anne-babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilik edin.” (Bakara 2/83). “Allah şüphesiz adâleti, iyilik yapmayı, yakınlara bakmayı emreder.” (Nahl 16/177). “Yakınına, düşküne, yolcuya hakkını ver.” (İsra 17/26). Yardımlaşma konusunda önceliğin akrabalara verilmesi, sadece Kur’an’da değil, Hz. Peygamberin hadislerinde de geçmektedir. Bu konuda Efendimiz Hz. Muhammed (a.s): “Sadakanın en kıymetlisi, içinde düşmanlık hisleri taşıyan fakat bunu açığa çıkaramayan akrabaya verilen sadakadır” buyurmuşlardır. Hiç şüphesiz, yardımlaşma, gönüllerden kırgınlıkları ve düşmanlıkları giderir, bunların yerine; sevgi ve iyilik hislerinin gelişmesine katkı sağlar. Dikkat edilirse bu rivayette, sadakanın kalpleri birbirine yaklaştıracağına vurgu yapılmıştır. Bugün nice insanlar, daha önce akrabalık ilişkilerini sudan bahanelerle kesmelerinden dolayı, aranıp sorulmamaktadır. Her gün böylesi ailelerin dramlarını televizyon ekranlarında seyretmekte ya da gazetelerden okumaktayız. Yine de çok şükür, akrabalarla olan ilişkilerin kopuk olmasından dolayı Batı toplumlarında yaşanan dramlar, bizim toplumumuzda o kadar yaşanmamaktadır. Bunda hem dinimizin öğütleri ve hem de irfani geleneğimizin etkileri vardır.