"Bazen orucu sahursuz tutuyoruz"

"Bazen orucu sahursuz tutuyoruz"

Suriye'de iç savaş sebebiyle evlerinden olan ve yardıma muhtaç milyonlarca kişi, bir ramazan ayına daha buruk giriyor- İdlib'deki Şüheda (şehitler) Kampında yaşayan Sekine Diyab Reşit :- "Bazen orucu sahursuz tutuyoruz. Bu ramazan ayı ne olacağı belli değ

İDLİB (AA) - BURAK KARACAOĞLU/EŞREF MUSA - Suriye'de halk, Beşşar Esed rejiminin yoğun saldırıları ve iç savaş nedeniyle bu yılda ramazan ayına sıkıntı ve yardıma muhtaç durumda giriyor. Onbinlerce aile uzanacak yardım elini bekliyor.

Suriye'de iç savaş nedeniyle milyonlarca sivil, ülkenin farklı bölgelerinde ramazan ayını buruk karşılamaya hazırlanıyor.

Bölge halkı, rejim güçleri ve destekçilerinin ülkenin farklı yerlerine düzenlediği saldırılar altında sekizinci ramazanı karşılıyor. Bombardıman nedeniyle onbinlerce aileye yardım ulaşamıyor.

Ramazan ayının en zor geçtiği yerlerden biri de bu sene yine sığınmacı kampları olacak.

Şam ve Humus'ta abluka altındaki bölgelerden yapılan zorunlu tahliyelerle sığınmacı kamplarının yükü bir kat daha arttı.

Evlerini ve yaşadıkları bölgeleri rejimin saldırıları yüzünden terk ederek nisbeten daha güvenli sığınmacı kamplarına göç eden onbinlerce aile, ramazanda uzanacak yardım elini bekliyor.

- "Bazen orucu sahursuz tutuyoruz"

İdlib'deki Şüheda (şehitler) Kampı'nda yaşayan 5 çocuklu Sekine Diyab Reşit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Bazen orucu sahursuz tutuyoruz. Bu ramazan ayı ne olacağı belli değil. Henüz bir yardım ulaşmadı." dedi.

Eşini, rejimin işkenceleri sonucu kaybettiğini aktaran Reşit, "(İdlib'de) Atme bölgesindeki Şüheda kampına sığındık. Altı yıldır 5 çocuğumla birlikte burada yaşıyorum." şeklinde konuştu.

Sığınmacı kamplarında ramazan aylarını kıtlık içinde geçirdiklerini dile getiren Reşit, "Eğer yardım getirilip bir kaç gıda kolisi dağıtılırsa tokuz, yoksa çocuklarımla aç kalırız. İftar tabağında yardım kolisinde ne varsa onu yiyoruz." ifadelerini kullandı.

Reşit, sabit bir gelirlerinin olmadığını ve tarlalarda günlükçü olarak 3 çocuğuyla birlikte çalıştıklarını belirterek, saat başı ücretlerinin 100 Suriye Lirası (1 TL) olduğunu belirtti.

Sadece bayramlarda et yiyebildiklerini söyleyen Reşit, şöyle devam etti:

"Ben her şeye alıştım ama bu çocuklar alışamadılar. Kampta bir seyyar satıcı geçtiğinde çocuklarım anne bize de diyorlar. Param yok nasıl alayım. Kahrolmayayım diye çadıra giriyorum. Sabah kalkarlar kahvaltı için anne bize helva al derler alamam o yüzden çadırdan dışarı çıkmıyorum."

- "Doğu Guta'da sahur ve iftar açmak için paramız yoktu"

İdlib'de Selam kampına yeni sığınan 34 yaşındaki Doğu Gutalı Nur Ataya, Doğu Guta'da rejimin saldırıları ve ablukası altında geçirdiği ramazanları anlattı.

Ataya geçen ramazanda eşinin yaralandığını ve ayağa kalkamadığını ifade ederek, "Ramazan geldiğinde, Doğu Guta'da sahur ve iftar açmak için paramız yoktu. İneklerin yediği kepekten ekmek yaptık." dedi.

Rejim ve destekçilerinin abluka sürecinde geçirdikleri ramazan aylarında çok zor günler geçirdiklerini aktaran Ataya, Doğu Guta'da açlıkla mücadele ettiklerini anlattı.

Ataya, "Komşularımın çocukları tavuğu ve muzu görünce tanıyamadı. Annelerine sordular bu nasıl yenir diye. Bir çocuk muzu kabuğu ile yedi. Sivil toplum kuruluşları patates dağıttığı zaman ya haşlıyorduk ya da kızartıyorduk. Sonra kabuğunu atmazdık. Islatıp, temizleyip onu da yerdik." diye konuştu.

Dört engelli çocuğun annesi Hamalı Um İbrahim de ekmek alabilmek için çocukları ve kendisinin tarlalarda işçi olarak çalıştığını söyledi.

Um İbrahim, "Ramazan geliyor, açıkçası korkuyorum. Nasıl oruç tutup işe gideceğim bilemiyorum. Gitmezsem çocuklarım aç kalacak." ifadelerini kullandı.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı