Kasım Çakır
Beyaz çile, beyaz esaret, beyaz kabus, beyaz ölüm
Büyüklerimiz daha iyi bilirler, 20-30 yıl önce mevsiminde yeterli kar ve yağmur yağardı. O yıllarda bölgesine göre 50cm, 1mt, 1,5mt, 2mt kar yağdığı söylenirdi. Su sorunu yaşanmaz, bitkiler gür ve bol olur, mahsül bereketli olurdu.
Özellikle son 20-30 yıldır kuraklık hat safhada yaşanmasına rağmen, biraz fazla yağmur yağdığında felaket tellallığı yapmaktayız. 20-30 cm kar yağınca bu durum medyada, beyaz çile, beyaz esaret, beyaz kabus, beyaz ölümle ifade edildi, başlık atıldı.
Rüzgar, bulut, kar, yağmur felaket değil bereket ve rahmettir. Son 30 yıldır, ''son 30 yılın en kurak yılı'', ''son 30 yılın en yağışlı yılı'', ''son 30 yılın en fazla kar yağan yılı'' ifadeleri çok kullanılmakta.
Kainatta, dünyada yaşananlar, iklimsel, mevsimsel doğa hareketleri, doğa olayları Allahuteala'nın yüce sıfatlarının tezahürüdür. Allah'ın hikmetinden sual olunmaz, hikmetine sual olmaz.
Yağmur, kar; nimet, bereket, rahmettir. Dünyada canlı hayatın devam etmesi için toprak, hava, su yaşamın olmazsa olmazlarındandır. Tohumun çimlenmesi için suya ihtiyacı var. Fidanın büyümesi ve gür olması, sebze, ağaç, meyve olması için suya ihtiyacı var. Canlıların büyük kısmının bitkiye ihtiyacı var. İnsan ve hayvanların bünyesinin 2/3 ü sudur. Su olmadan hiç bir canlı yaşamını idame ettiremez.
Bahar aylarında tüm canlılar için âb-ı hayata ve rahmete dönüşen kar ve yağmur, insanlardan kaynaklanan hatalar sebebiyle bazı sıkıntılara sebep olabiliyor. Ancak, yaşanan sıkıntılardan dolayı perde arkasındaki rahmetin görülmemesi ve kullanılan suçlayıcı ve uçuruma götüren cümleler, imana zarar verebiliyor.
‘Beyaz çile dün yolları kapattı’, ‘Sel, Trakya’da 3 can aldı’, ‘Beyaz kâbus, tüm yurdu etkisi altına aldı’… Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin hemen her yerinde görülen yoğun kar yağışı ve yağmur, yazılı ve görsel medyada bu cümlelerle yer aldı. Günlük hayatta çokça duyulan ve dilimize sıradan sözler gibi yerleşen bu cümleler, nereye uzandığı düşünülmeden kullanılıyor.
İnsanı uçuruma götüren bu sözler imana zar verir. İnanan bir insanın her konuda olduğu gibi imanî meselelerde de dilinden dökülen sözlere dikkat etmesi gerekir. Böyle bir hataya düşmemek için de kişinin, sözlerini titizlikle seçmesi gerekir.
Karın, insanı birtakım mağduriyetlere sürükleyen bir yanı olsa da arkasından birçok bereket ve tatlı nimetler getirir. Arka planda insanlar için hazırlanmış nimetler yumağı var. Kar ve yağmuru kâbus, felaket, çığ gibi göstermek, rahmet mesajından uzak bir bakış açısıdır. Allah’ın verdiği nimetlerin şükürle anılması gerekir.
Kar, yağmur gibi doğal olayları, Allah’ın Celal ve Cemal isimlerinin birlikte tecellisi. Karın, lizahmetli tarafları olsa da rahmet taraflarının çok daha fazla. İnsanlar bu noktalara bakamadıkları için ‘kar çiledir, kar problemdir’ gibi itikadımıza bile ters düşen cümleleri sarf edebiliyorlar. Allah’ın Cemal ve Celal sıfatına bakan her şeyde ayrı ayrı güzellik var.
Hafızalarımızı geriye alma imkanımız var. Daha geçtiğimiz bu yıl Sudan, Etyopya, Somali'de susuzluktan ölen insanların çektiği o susuzluk problemlerini nede çabuk unutu verdik değil mi?, neden bu kadar çabuk silindi hafızalarımızdan? nede çabuk tüketiyoruz dünü, bizler değilmiydik o susuzluk çeken insanlara bir damla su olması adına . Banka ,P.T.T önlerinde açılan hesap numaralarına bir kaç lira göndermek için kuyruklar oluşturan? Evet, Kar su, kar bereket kırsal anadolu'da ,başaktır ekmektir.
Gelin birde bu beyaz örtü üzerinde insan olmanın gerektirdiği farkındalığa varalım. Bacası tütmeyen komşu evlerine, bir torba kömürle sıcacık bir tebessüm götürelim. Gelin penceremizin önlerine küçük su kapları koyalım kuşlar için yemler bırakalım. Gecenin zifiri karanlığında ürüyen aç köpeklere ekmekler atalım. Evsizleri gördüğümüz yerde yetkilileri onlar için göreve çağıralım.
DOSTLAR BEYAZ SAĞLIKLAR DİLERİM BU BEYAZ ÖRTÜ ÜZERİNDE.