Beyşehir Gölü’nün mevcut sorunları masaya yatırıldı
Konya’nın Beyşehir ilçesinde düzenlenen istişare toplantısında Beyşehir Gölü’nün mevcut su seviyesi ve kirlilikle ilgili yaşanan sorunlar masaya yatırıldı.
Beyşehir Belediye Başkanı Murat Özaltun, Beyşehir Belediyesi Sosyal Tesisleri’nden Taşköprü Aile Çay Bahçesi’nde düzenlenen istişare toplantısında Beyşehir’de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, basın mensupları ve belediye meclis üyeleri ile bir araya geldi. Başkan Özaltun, Beyşehir Kaymakamı Yusuf Özdemir, İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Yalçın Urlu, İlçe Müftüsü Mahmut Çelikoğlu’nun da katıldığı toplantıda bir konuşma yaptı.
Belediye Başkanı Murat Özaltun, ülkenin içerisinde olduğu ekonomik zorluklara rağmen kurum olarak ilçeye hizmet üretmekten geri kalmadıklarını belirterek, “Şu anda ayağımızı gazdan çekmeden ‘tamgaz’ devam ediyoruz" dedi. Bugüne kadar tasarruf tedbirlerine dikkat ederek, 1 kuruşu bile zayi etmeden bölgede her alanda çalışma yapmayı sürdürdüklerinin altını çizen Başkan Özaltun, salı günleri pazar kurulan ve Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Hal İçi’nde yapılması planlanan katlı otopark ve kapalı pazar yeri projesinin de en kısa zamanda ilçeye kazandırılmasını beklediğini kaydetti.
"BEYŞEHİR GÖLÜ BİR KIYMET"
Bu yıl yaşanan kurak dönemin ardından bölgede artan tarımsal sulamaya bağlı olarak su seviyesi önemli ölçüde düşüş yaşayan ve kıyılarda gözle görülür çekilmeler olan Beyşehir Gölü’nün yaşadığı sorunlara da dikkat çeken Özaltun, “Beyşehir Gölü bizim için bir değer ve kıymet. Bu kıymete, değere hep birlikte sahip çıkmamız gerekiyor” dedi.
Beyşehir Gölü’nün yaşadığı sorunların çözümü noktasında kurum olarak ellerinde bir kanuni yetki olmadığının altını çizen Özaltun, Beyşehir Gölü’ndeki suyun yönetiminin tamamen DSİ Genel Müdürlüğüne ait olduğunu vurgulayarak, “Biz mahkeme konusunda da gerekli başvurularda bulunduk. Problem şu; mahkeme kotunun son anına kadar kanallar açık bırakılıyor. Mahkeme kotuna gelindiğinde ise kanalların kapakları kapatılıyor. Kanal kapakları kapatılıyor ama buharlaşma kayıpları devam ediyor. Aşağıda da Beyşehir’e ait 8-10 köyümüz var. Bu kez buradaki köylülerimiz ayaklanıyor; ‘Bizim tarladaki patatesimiz, soğanımız yanıyor’ diye. Önce kendi hemşehrimiz bağırıyor, eylem yapmaya kalkıyor. Vatandaşımız haklı, su lazım ona. Kapaklar açıldığında aşağıdaki köylülerimiz seviniyor ama bu kez Beyşehirli hemşehrilerimiz serzenişte bulunmaya başlıyor. Aslında her iki taraf da haklı. Mahkeme kotuna 10 santim kala su alımı kesiliyor olsa, problem olmayacak. Ama 2019’da biz bunun tedbirini alacağız. Bu konuda ağzı olan konuşuyor ‘belediye başkanının imzası var mı’ diye. Belediye başkanının imzası var evet, bu gerçek. Ama belediye başkanının bir değil onlarca, birlerce yerde imzası var. Biz Beyşehir olarak, hemşehrilerimiz hep bu yerden, bu kanaldan akan suya bakmışız. Buradan akan su miktarı kadar oradan da su alımı gerçekleşiyor. Biz hep bu tarafı görmüşüz, bugüne kadar. 10 yıl önce de burayı görmüşüz. Bugün de burayı görmüşüz. Beyşehir Belediyesi olarak Beyşehir Gölü’ne sahip olma noktasında bu yıl bunu basına yansıtmadık ama gerek Antalya, gerekse Isparta’daki savcılıklara da suç duyurularında bulunduk. Oradan alınan su 1 metre de olsa, 1 metreküp de olsa alınan fazla su ile ilgili suç işlendiğine dair oradaki başsavcılıklara suç duyurusunda bulunduk. Beyşehir Gölü’ne sahip çıkılmadığı konularındaki eleştirileri o yüzden haklı bulmuyoruz. Biz bu gölde 33 ada olduğunu gururla söylüyoruz. Ama maalesef Beyşehir olarak bir adadan faydalanma şansımız yok. ‘Bir golf adası yapalım’ yani değer kazansın diyoruz. Fakat maalesef yasakçı kurumlarımız var ya yetkisi çok, sorumluluk hiç yok. Dolayısıyla bu kurullar bir satır yazıyla ‘Olmaz yapamazsınız’ şeklinde bir yazıyla, adaları turizme kazandırma, göl kıyılarına yüzer yat limanı ve balıkçı barınağı yapılmasında, deniz feneri projemizde de, Sevgi Adası’na giden köprünün yenilenmesinde de karşımıza dikiliyor. Bu yasakçı kurullar olduğu müddetçe biz Beyşehir Gölü’nü aynı bu şekilde kaderine terk etmiş olacağız” dedi.
AKÇAY ÇAYI PROJESİ
Beyşehir Gölü’nde öncelikle bünyesindeki suya sahip çıkılması ve korunması gerektiğini vurgulayan Özaltun, "Suyu korumanın yolları da iki aşamalı... Birincisi, Rabbim inşallah çok fazla kar ve yağmur verirse kendiliğinden doğal bir denge ile koruyacaktır. Ama baktığınızda sadece bu çekilmeler buraya ait bir çekilme değil, dünya genelinde olan küresel ısınma ile gelen bir çekilme, su kaynaklarının azalması ve bu noktada tabii ki Rabbim inşallah yağmur verecek, kar verecek, burası da kendi doğal dengesine kavuşmuş olacak. Ama bizim bununla birlikte ilave kaynaklar geliştirmemiz gerekiyor. İnşallah Antalya’ya, Akdeniz’e akan Akçay dediğimiz çayın suları Beyşehir Gölü’ne çevrildiği anda ben biliyorum ki, Kuşluca’dan, Akburun’dan, Çiftlik’ten belki de Gölyaka ve Kurucuova’dan ‘su altında kalıyoruz, kapakları açın diye veryansın’ edecekler. Çünkü oradan gelen kaynak Beyşehir Gölüne çevrildiği anda Beyşehir Gölümüz hem su noktasında hem de diğer doğal güzelliğini koruma konusunda ön plana çıkmış olacak” şeklinde konuştu.
Başkan Özaltun, bu projenin hayata geçirilmesinde her zaman desteklerini yanında gördükleri Beyşehirliler’i göl ve özellikle göle yeni su kaynaklarının kazandırılması konusunda da yanlarında görmek istediklerini vurgulayarak, “Göl üzerinde daha çok destek vermemiz gerekiyor. Birilerini kötüleyerek bu iş olmuyor. ‘belediye başkanın imzası vardı, yoktu’ derken birileri suyu alıp götürüyor. Birbirimize sahip çıkmamız gerekiyor. Eğer biz birbirimizle uğraşırsak Beyşehir kaybeder. Biz beraber olursak bu şehre daha yüzlerce hizmet gelir” ifadelerini kullandı.
"BEYŞEHİR GÖLÜ PEK ÇOK SORUNLA KARŞI KARŞIYA"
Beyşehir Kaymakamı Yusuf Özdemir de, Beyşehir Gölü ile ilgili konularda yaşanan sorunlara ilişkin gerek Beyşehir Kaymakamlığı gerekse Beyşehir Belediyesinin duyarsız kalmadığını vurgularken, özellikle Beyşehir halkının daha çok sahiplenmesi gerektiğini vurguladı. Beyşehir’de, Beyşehir Birliği, Göl ve Çevre Koruma Derneği Başkanı Sami Tan gibi daha çok insanlara ve sivil toplum kuruluşlarına ihtiyaç olduğunu dile getiren Özdemir, Beyşehir halkının da göle bakış açısının değişmesinin lazım geldiğini belirtti. Kaymakam Özdemir, gölün sorunlarının çözüme kavuşturulamaması noktasında önlerinde birçok bürokratik engelin bulunduğunu, bunların aşılması noktasında çok mücadele vermelerine rağmen yasal engellere takıldıklarını söyledi. Kaymakam Özdemir, gölün su seviyesinin azalmasının yanı sıra, kirletilmesi, elektroşok başta olmak üzere balıkçılıktaki yasa dışı avlanma, milli parklarla ilgili olmak üzere pek çok sorunla karşı karşıya bulunduklarını kaydetti.
Toplantıya katılan sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de gölün yaşadığı sorunlara ilişkin olarak düşünce ve görüşlerini dile getirdi. Toplantının sonunda Beyşehir Gölü’nün sorunlarının ilgili kurumlara aktarılması konusunda bir halk konseyi oluşturulmasına karar verildi.