Fahri Kubilay
Bir Babanın feryadı...
Telefonum çalıyor; arayan kişi telaşlı bir sesle “ Yardım edin bize kardeşim burada ortam çok kötü, Ne olur yardım edin senin tanıdıkların vardır, ne olur yardım edin çocuklarımızı dışarı salmaktan korkuyoruz." Bahsettiği çocuk veya çocuklar ortaokul son sınıf veya liseye yeni başlayacak.
Yani hayata yeni başlayacak gencecik tertemiz fidanlar.
Bizim bu ülkenin insanlığın geleceği olan çocuklarımız kişide fark etmiyor…
Telefon konuşması devam ediyor "Burada her tür uyuşturucu ve hap satıldığını duyuyoruz, çocuklarımızın bunların tuzaklarına düşmesinden korkuyoruz…"
Bu ses Seydişehir den Seydişehir’in herhangi bir mahallesinden gelen bir feryat olması bir şeyi değiştirmiyor.
Bu A.B.C mahallesi, F.C.D.K sokağı olabilir hiç fark etmez ama önemli olan tehlikenin boyutu nerelere kadar sirayet ettiği hangi yaşa kadar düştüğü önemli.
Bu ülkenin küçük şehirleri ,büyük şehirleri hiç fark etmiyor gerçek hayat sosyal medyadan uyuşturucu baronları bu ülkenin geleceğine göz dikmiş ilkokuldan başlayarak bizim çocuklarımızı hedef alıyorlar.
Her gün bu şehrin oyun parklarında mahalle aralarında bally ceken gencecik çocukları görmeyi toplum kanıksamış durumda.
Bu bela ülkenin dört bir yanını sarmış çaresizlik var çareyi millet kendi üretmeye çalışıyor..
Haber başlıklarına bakın…
-Gençler Uyuşturucu Batağında
-Gençlik bonzai batağında
-İstanbul'un o ilçesinde polis ve halk uyuşturucuya karşı nöbette
-Avrupa’daki çocuk mülteciler fuhuş ve uyuşturucu batağında
-Çocukları Uyuşturucu Batağındaki Ailelerin İsyanı
-Uyuşturucu batağına saplanan 16 yaşındaki genç kız C.U.’nun ibret verici sözleri, olayın vahametini bir kez daha ortaya koydu.
-Uyuşturucu peynir ekmek gibi satılıyor
-Uyuşturucu kullanımında Türkiye'nin utanç veren birinciliği
-Uyuşturucu baskınında ortaya çıkan dram….
Devam edip gidiyor…
Sonuç; Gidişat vahim..Uyuşturucu belası çocuklarımızı, gençlerimizi ,geleceğimizi tehdit ediyor.
Tehlike her geçen gün büyüyor…
Mevcut yasalar cezaların bu işe çözüm olmadığı gün gibi aşikar, eğer şimdiye kadar çözüm olsa idi bu olaylar memleketin en ücra köşesine kadar yayılmazdı.
Evet gelişiyoruz ,kalkınıyoruz, okur yazar sayımız artıyor ,sosyal medya ve iletişimde dünya ile yarışıyoruz ama velakin uyuşturucu belası gelecegimizi tehsit ediyor ,toplumsal çürüme ise gelecek adına endişe verici boyutlarda..