Birand referandum kararını açıkladı

Birand referandum kararını açıkladı

Referandum oylamasına 1,5 ay gibi bir süre kala, oy renkleri de belli olmaya başladı.

Herkesin sonuçlarını merak ettiği 12 Eylül referandum oylamasına basın dünyasından da destekler çoğalıyor. Hürriyet yazarlarından usta gazeteci Mehmet Ali Birand, nedenleriyle birlikte yeni Anayasa taslağının halk oylamasına EVET diyeceğini açıkladı.

İŞTE BİRAND'IN BUGÜNKÜ YAZISI...

12 Eylül referandumu için cepheler ayrılmaya başladı. Herkesin kendine göre bir hesabı var, ancak tüm tartışmalar sonunda “Erdoğan’a EVET” veya “Erdoğan’a HAYIR “ oylamasına dönüşüyor. Ben farklı düşünüyorum. Erdoğan hakkındaki kararımı Genel Seçimlerde kullanabilirim. İçeriğinden tam anlamıyla memnun olmasam, daha fazlasını istesem dahi, ideal değişiklik için daha uzun yıllar bekleyeceğime, azına bile şimdilik EVET oyu vereceğim.

12 Eylül Referandumu giderek siyasileşiyor.

Anayasayı değiştirmekten çok, Erdoğan’a bir güvenoyuna dönüşüyor.

Herkesin de bir gerekçesi var.

Gerekçesi olmayanlar, zorlayarak dahi olsa, gerekçe yaratıyorlar.

DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
- Bir kesim, taslağın tamamen Ak Parti’nin önünü açmak, yargı engelini yok etmek için ortaya konduğunu belirtiyor. Yapılan hesaplara göre, laik sistemi koruyan Asker unsurunun ortadan kaldırılmasından sonra, şimdi de sıra yargıda. Böylece başta Anayasa Mahkemesi’ne olmak üzere, iktidar partisi kendi yargıçlarını getirecek ve istediği kararları geçirtebilecek.

- Askere yeniden bir darbe vuruluyor ve laik sistemi korumak için, herhangi bir müdahale kapısı kapanıyor. Hiç değilse, Asker baskısının caydırıcılığı azaltılıyor.

- İşçi kesimi olaya, haklı olarak kendi açısından bakıyor ve bu değişikliğin içinde kendileriyle ilgili hiçbir şeyin bulunmadığını, eski 12 Eylül Anayasası’nın ruhunu sürdürdüğünü belirtiyor.

- Başta Kürtler olmak üzere, farklı gerekçelerle bir başka kesim de, değişikliğin çok yapay ve son derece yetersiz olduğunu vurgulayarak karşı çıkıyor. Yepyeni bir anayasa hazırlanması gerekirken, göz boyamak için önemli olmayan maddelerle yetinildiğine dikkat çekip reddedeceğini söylüyor.

- Muhalefetin derdi ise tamamen siyasi. Onlar, ne pahasına olursa olsun, Erdoğan’ın burnunu sürtmek istiyorlar. HAYIR anlamına gelecek bir oylamanın iktidar partisinin karizmasını mahvedeceği ve genel seçimlere bozuk bir moralle girmesine yol açacağı için, bastırıyorlar.

Aslına bakacak olursanız, kafaların arkasındaki gerçek hesap, Erdoğan’a bir ders vermek. Burnunu kanatıp, genel seçimlerde hızını kesmek.

Dünya’nın her yerinde siyaset böyledir.

Kim kimin canını daha fazla yakar ve oy kazanırsa, kendini kazançlı görür.

Yukarıda saydığım görüşlerin hepsinde bir mantık var.

Ancak, benim de kendime göre bir mantığım var...

* * *

BEN İSE, BEKLEMEKTEN

BIKTIM. “EVET” OYU VERECEĞİM

Ben ise 12 Eylül’deki referandumda “EVET” oyu kullanacağım.

HAYIR demek isteyenlerin gerekçeleri, eminim kendi mantıkları içinde son derece haklıdır. Bazı gerekçelere ben de katılabilirim. Ancak hiçbiri, önümüzdeki fırsatın kaçırılmasını gerektirecek kadar güçlü değil.

Bakın neden...
- 30 yıldır, askeri darbelerden kurtulmak için kitaplar yazdım, köşe yazıları, söyleşiler, TV programlarıyla, askerin siyaset dışına çıkması için uğraştım. Bugüne kadar kimseler çıkıp bu yönde somut adım atmadı veya atamadı. Yıllardır bekledim ve tam ümidimi tümüyle kesiyordum ki, önüme bu değişiklik geldi. Önümüze gelen bu taslak da yetersiz sayılabilir. Ancak sembolik dahi sayılsa, yine de darbecileri bundan böyle, harekete geçmeden önce iki-üç defa düşündürecek bir düzenleme getiriliyor. Benim için, demokratikleşme yolunda, bu adım son derece önemlidir. Daha iyisini, en idealini uzun yıllar beklemek istemiyorum. Bundan sonra bir daha Anayasa değişikliğine gidilmesinin güçlüğünü de görüyorum. Dolayısıyla elimdekiyle yetinmek istiyorum. İlerde daha iyisini yapan çıkarsa, başımın üstünde yeri var.

- Bu değişikliklerin yargıyı AKP’nin emrine sokacağına, daha ilk başlarda da inanmıyordum, hele şimdi Anayasa Mahkemesinin getirdiği değişikliklerden sonra daha da inanmaz oldum. Ayrıca, yargı laik sistemin değil, hukukun koruyucusu olması gerekir. Laik sistemi koruyup kollamak, bizlerin yani toplumun görevi olmalıdır.

- Erdoğan’a siyasi ders vermek ve burnunu kanatmak isteyen varsa, bunu Genel Seçimlerde denemeleri gerekir. Benim de Başbakan konusunda kuşku ve kaygılarım var. Ben de (dünkü yazımda belirttiğim gibi) bazı politikalarından ve yaklaşımından rahatsızım. Bende de, AKP yorgunluğu var, ancak bu mesajın gönderilme tarihi 12 Eylül olmamalı. İki konunun birbirinden ayrılması gerektiğine inanıyorum.

YAZININ ÖZETİ

Özetlemem gerekirse, Referandum ile Genel Seçimi birbirine karıştırmak ve elimize geçmiş olan bir şansı -ne kadar yetersiz olursa olsun- kaçırmak istemiyorum. 50 yıldan beri hayatımızı zorlaştıran ve hemen her konuda gerilememize neden olan Askeri darbeler döneminin kapandığı mesajını, başka nedenlerle şimdi yollayamazsam, kendi kendime ihanet etmiş sayarım.

Bundan dolayı oyum EVET olacak.