"Bu ülkenin insanı olduğumuzu hissettiriyorlar"
Türkiye'de eğitim gören yabancı öğrenciler, ülkede ramazanı nasıl geçirdiklerini anlattı- Arnavut Hasmuça:- "İnsanlar birbirlerini tanımadığı halde ramazanda iftara davet ediyor. Bu durum bize daha çok bu ülkenin insanı olduğumuzu hissettiriyor. Bizde mes
ANKARA (AA) - SEFA ŞAHİN - Türkiye'de eğitim gören ve yurtlarda kalan yabancı öğrenciler, ülkede geçirdikleri ramazana ilişkin duygu ve düşüncelerini paylaştı.
Ankara Asma Köprü Uluslararası Öğrenci Derneği yurtlarında kalan Gazi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği son sınıf öğrencisi Ganalı Abdul Vahid Ebubekir, AA muhabirine, 9 yıl önce geldiği ülkede, özellikle Türk halkının ramazanı bir arada yaşamasının dikkatini çektiğini söyledi.
Türkiye'de iftarların daha çok dışarıdaki insanlara yönelik olduğunu belirten Ebubekir, "Türkiye'de kamu kuruluşlarının ve yardım derneklerinin millete açık iftar vermesi gibi bir gelenek var." dedi.
Ebubekir, ramazanda Türk halkının yardımlaşma duygusunun daha çok arttığını, bunun özellikle yurt dışına yönelik olduğunu ifade etti.
Kaldığı yurtta güzel bir ramazan geçirdiğini anlatan Ebubekir, şöyle konuştu:
"Kaldığım yurtta ramazan işleyişinin daha farklı olduğunu gördüm. Burada 'ümmet sofrası' diye oluşturulmuş bir sofra var. Her ülkeden, özellikle İslam coğrafyasından çocuklar ve benim gibi öğrencilerle bir araya geliyoruz. Ramazana heyecan katan şeyler oluyor burada. Türkçede bir tabir var, 'Çorbada benim de tuzum olsun.' Sahurda hep birlikte bir şeyler hazırlıyoruz. Burada da yardımlaşmayı ve dayanışmayı görürsünüz. Bu konuda çok memnunum."
Ailesinden uzak bir ramazan geçirdiğini dile getiren Ebubekir, bu eksikliği Türkiye'deki yaşadığı kardeşlik duygusu sayesinde giderdiğini vurguladı.
- "Türkiye anlamını kaybeder"
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi son sınıf öğrencisi Arnavut Fredinant Hasmuça ise 10 senedir ramazanı ailesinden uzakta geçirdiğini bildirdi.
Türkiye'ye gelmeden önce ramazanda genellikle ailesiyle köyde olduğunu belirten Hasmuça, "Köyde ramazan geldiğinde davul çalınıyor, burada sadece sahurda davul çalınıyor. Davul bizde bir sembol gibiydi fakat Türkiye'de baktım ki davul ramazanın bir sembolü değil. İnsanları uykudan uyandırmak için kullanılan bir aletmiş. Ramazanın asıl simgesinin ezan olduğunu Türkiye'de öğrendim." diye konuştu.
Hasmuça, Türkiye'de kardeşlik duygusunu hissettiğini anlatarak, şu ifadeleri kullandı:
"İnsanlar birbirlerini tanımadığı halde ramazanda iftara davet ediyor. Bu durum bize daha çok bu ülkenin insanı olduğumuzu hissettiriyor. Bizde mesela devlet adamları veya kamu yöneticileri bu tür davetlere pek yaklaşmıyorlar ama buraya geldiğimizde milletvekilleri bizi iftara çağırıyor. Milletvekili iftara çağırınca kendime bakıp 'Hangi dünyada yaşıyorum' diye kendime soruyorum. Çünkü bu durum bizim için bir alışkanlık değil."
"Türkiye'de yardımlaşma devam etmezse Türkiye anlamını kaybeder." diyen Hasmuça, ailesini özlediği halde burada sıla hasreti yaşamadığını bildirdi.
- "İnsanlar ramazana hürmet gösteriyor"
Gazi Üniversitesinde yüksek lisans yapan Nijeryalı Abdulhay Aliyu Musa, 8 yıldır Türkiye'de bulunduğunu, sınavları nedeniyle zor bir ramazan geçirdiğini söyledi.
Türkiye'deki ramazan geleneklerinin dikkatini çektiğini ifade eden Musa, "İnsanlar camilerde ve sokaklarda ramazana hürmet gösteriyor." dedi.
Musa, şunları kaydetti:
"İnsanlar ramazanda daha çok yardım etmeyi seviyor. Benim başıma çok geldi. Geçen yıl ramazan başlarken bir markete gidip erzak aldık. Tam parasını ödeyecekken arkamdan bir adam geldi, bütün borcumu ödedi ve 'Hayırlı ramazanlar, bu da benden olsun' dedi. Türkiye'de insanlar zaten çok sıcakkanlı, yardımsever. Türkiye'de iftar ve sahuru birlikte yapma var. Herkes birbirini iftara davet ediyor. Nijerya'da bu tür faaliyetler çok fazla yapılmıyor."
AA
Kaynak: