Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yaman da çıkan haberlere Diyanet İşleri Başkanlığı yayınları arasında çıkan bir sözlükteki iki ayrı kavramın içeriklerini birleştirerek haber yapmak insanlık değerleri ile bağdaşmaz diyerek tepki gösterdi.

Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, “Bugün bazı basın yayın organlarında yer alan, Diyanet İşleri Başkanlığının kız çocuklarının erken yaşta evlenebilecekleri yönünde açıklamada bulunduğuna dair haberler asılsız olup, kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Dini Terimler Sözlüğü adlı yayınımızdaki tanım ve maddelerin çarpıtılmasıyla böyle bir iddia üretmek iyi niyetle izah edilemez” denildi.

Konuyu Memleket'ten M. Ali Elmacı'ya değerlendiren Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yaman, "birileri algı çalışmasıyla sistematik olarak Diyanet'i yıpratma kampanyası başlatmıştır" diyerek tepki gösterdi.

DİYANET 6 YIL ÖNCE BU EVLİLİKLERİN UYGUN OLMAYACAĞI KARARI ALDI

Prof Ahmet Yaman, "Diyanet İşleri Başkanlığı yayınları arasında çıkan bir sözlükteki iki ayrı kavramın içeriklerini birleştirerek “Diyanet: 9 yaşına giren kız evlenebilir, gebe kalabilir” diye manşet atmak, habercilik etiği ve basın ahlak kuralları bir tarafa, asgari insanlık değerlerinin bile kabul edemeyeceği bir yoldur. Ama ne yazık ki, böyle bir yola başvurulmuş ve ardından sistematik bir yıpratma kampanyası başlatılabilmiştir. Oysa Diyanet’in en üst karar ve danışma organı olan Din İşleri Yüksek Kurulu bundan 6 yıl önce “Küçüklerin Evlendirilmesi” başlıklı bir karar almış ve bu kararda şu gerekçelerle böyle evliliklerin uygun olmayacağına vurgu yapmıştır:

1.         Öncelikle bu uygulama, günümüz şartlarında ideal bir aile yuvasından beklenen huzur içinde yaşama, sağlıklı nesiller yetiştirme şeklindeki evliliğin esas hedefleri ve sürdürülmesiyle uyumlu olmayacağı,

2.         “Yetimleri, evlenmeye elverişli hale gelinceye kadar deneyin. Onların reşit olduklarını anlarsanız, mallarını artık kendilerine verin” (Nisa 4/6) ayeti, nikâh için belli bir olgunluğun gerekli olduğuna işaret etmektedir ki, bunun da erginlik dönemi olduğu,

3.         Evliliğin hukukî ve ahlâkî çerçevesini çizen ayet ve hadislere bakıldığında, onların daha çok yetişkin bireyleri hedef aldığı ve bireye ağır sorumluluk yüklediği görülür. Buradan hareketle evlenecek kişilerin, bu sorumluluğun bilincinde ve bunu yerine getirebilecek olgunlukta olmaları gereği, küçüklerin evlendirilmelerinin ilkesel olarak uygun olmadığı mütalaa olunmuştur.” diye konuştu.

EVLENME AKDİNDE AKIL SAĞLIĞI YANINDA BALİĞ OLMA ŞARTI DA ARAR

Evlenme ehliyeti, başkalarının izin ve onayına ihtiyaç olmadan evlenebilmektir cümlesini vurgulayan Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yaman "Söz konusu kararda bu gerekçelere yer vermeden önce de konunun yani küçüklerin evlendirilmesi meselesinin tarihsel ve toplumsal boyutlarına şu şekilde işaret edilmişti:

Evlenme akdinin en önemli unsurunu, taraflar yani evlenecek kişiler oluşturmaktadır. Evlenme ehliyetine sahip ve evlenmelerinde herhangi bir engel bulunmayan herkes, nikâhta taraf olabilir. Evlenme ehliyeti, başkalarının izin ve onayına ihtiyaç olmadan evlenebilmektir. Bunun için akıl ve ruh sağlığı yanında bâliğ olmak şartı aranır. Küçükler, bunaklar gibi bu iki şarta sahip olmayanlar, hukuk nazarında eda/fiil ehliyeti açısından eksik sayıldıklarından velilerinin izin veya onayı olmaksızın kendi başlarına evlenemezler." dedi.

PSİKOLOJİK AÇIDAN DA AĞIR YÜK ALTINA SOKULUR

Diyanet'in 6 yıl önce aldığı kararda çocuk yaşta evliliklerin temel hak ihlaline de yol açacağı da ifade edilmişti hatırlatması yapan Ahmet Yaman, "İşte bu mukaddimelere binaen ve yukarıda sıralanan gerekçelerle Din İşleri Yüksek Kurulu “Günümüz şartlarında küçüklerin evlendirilmeleri, onları genellikle ekonomik, biyolojik ve psikolojik açılardan kaldıramayacakları bir yükün altına sokmaktadır. Ayrıca onların çocukluklarını yaşayamama, gerekli eğitimden mahrum kalma gibi birçok temel hakların ihlaline de yol açabileceği gerekçelerine bağlı olarak uygun olmayacağı mütalaa edilmiştir” sonucuna ulaşmıştı." ifadesini kullandı.

M. Ali Elmacı-Memleket