BUSİAD Doğan Ersöz Ödülü ve Başarı Ödülleri
Bu yıl 22'ncisi organize edilen BUSİAD Doğan Ersöz Ödülü ve Başarı Ödülleri sahiplerini buldu- TÜSİAD Başkanı Symes:"İçeride bir darbe girişimi, sınır ötesinde bir sivil savaş ve bölgesel terör eylemlerinin içerideki yansımaları nedeniyle zor bir dönemden
BURSA (AA) - Türkiye Sanayici İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Cansen Başaran Symes, ''Türkiye ekonomisi son yıllarda pek çok şoka karşı dayanıklılığını ispatladı. Güçlü bankacılık sektörü ve mali disiplin bu dayanıklılığın en önemli kolonları oldu. Darbe girişimi sonrası finansal piyasaların hızla normalleşmesini de buna borçluyuz.'' dedi.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneğince, bu yıl Hilton Oteli'nde 22'ncisi düzenlenen ''BUSİAD Doğan Ersöz Ödülü ve Başarı Ödülleri'' törenine katılan Symes, TÜSİAD olarak bu yıl 45'inci yıllarını kutlamanın gururu içinde olduklarını söyledi.
Cansen Başaran Symes, "Bugün geriye dönüp baktığımızda, 45 yıl boyunca yürüttüğümüz çalışmalar ile ülkemizin, ekonomik ve sosyal kalkınması, demokratikleşmesi alanlarında önemli bir birikim oluşturduğumuzu ve katkı sağladığımızı görüyorum. Bu yolda bize en çok güç veren özelliğimizin de bağımsız ve gönüllü duruşumuz olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
Son dönemde gerek Türkiye'de, gerekse dünyada olağanüstü gelişmelere şahit olduklarını kaydeden TÜSİAD Başkanı Symes, küresel kriz sonrasında dünyanın yoğun bir ekonomik ve siyasal değişim içine girdiğini, bunun etkilerini hayatın ve uluslararası sistemin her alanında hissettiklerini dile getirdi.
"Rekabetçi ekonomi mantığının sosyal refah mantığıyla yeterince bütünleştirilemediği durumlarda ortaya çıkan krizler siyaset yelpazesinin sınırlarını genişletse de genel olarak kimlik siyasetini öne çıkaran popülist akımların güçlenmesine zemin oluşturur" diyen Symes, şöyle konuştu
''Popülizmin güdümündeki bir kimlik siyaseti de bütünleşmeye değil, daha çok çatışmaya ve ayrışmaya yol açıyor. İngiltere'de Brexit, Amerika'da seçim sürecindeki tartışmalar son dönem örnekleri. Küresel dünyada nedenleri karmaşık ve toplum nezdinde yeterince görünür olmayan ekonomik sorunların tartışılmasının daha görünür olan basit konular üzerinden yürütülmesi, bu tip popülist akımlar açısından oldukça cazip hale geliyor.
Bunun sonucu olarak siyasal merkez daralıyor, etnisite, din, mezhep, azınlıklara odaklı radikal akımların etki alanına giren göçmenler gibi konular siyasal tartışmanın merkezine yerleşiyor. Uzlaşıya dayalı ve kapsayıcı ana akım siyaset, yerini çatışmacı, kültür ve kimlik ekseninde kutuplaştırıcı ve dışlayıcı siyasete bırakıyor."
Türkiye'nin son dönemde olağanüstü gelişmelere şahit olduğunu vurgulayan Cansen Başaran Symes, "İçeride bir darbe girişimi, sınır ötesinde bir sivil savaş ve bölgesel terör eylemlerinin içerideki yansımaları nedeniyle zor bir dönemden geçiyoruz. Bu koşullar altında himayeci, içe kapanmacı eğilimlerin artmasını anlayabiliyoruz, ancak tüm bu sorunlar için çözümün mutabakat kültürü içerisinde, akılcı yöntemlerle aranması gerekiyor." şeklinde konuştu.
- Darbe girişimi sonrası Türkiye
"Ortak akıl, ulusal sorunlara yönelik birlikte hareket etme kültürünü çok önemsiyoruz." ifadesini kullanan Symes, şöyle devam etti:
"Olağanüstü hali aşmış, demokratik ve toplumsal uzlaşmasını sağlamış bir Türkiye'nin, iktisadi alanda daha hızlı gelişmesi, uluslararası planda ise daha itibarlı bir ülke olması mümkündür. İş dünyası için bu dönemde temel hedef Türkiye'de ekonomik, siyasi ve sosyal ortamın bir an önce normalleşmesidir. Ekonominin yaşadığımız bu olağanüstü dönemden etkilenmemesi mümkün değil. Türkiye ekonomisi son yıllarda pek çok şoka karşı dayanıklılığını ispatladı. Güçlü bankacılık sektörü ve mali disiplin bu dayanıklılığın en önemli kolonları oldu. Darbe girişimi sonrası finansal piyasaların hızla normalleşmesini de buna borçluyuz."
Gerek kredi derecelendirme kuruluşlarının not indirimleri, gerekse küresel sermaye akımlarında yaşanan dalgalanmaların finansal piyasaları etkisi altında tutmaya devam ettiğini belirten TÜSİAD Başkanı Symes, "Ekonomideki yapısal sorunlarımızın yarattığı riskleri ise ağırlıklı olarak kısa vadeli politikalar ile yönetiyoruz. Yapısal reformları süratle tamamlayarak, mevcut konjonktürde yatırımların önünü açmamız gerekiyor. Ardı ardına açıklanan teşvik paketlerini elbette olumlu buluyoruz, ancak içerisinde bulunduğumuz olağanüstü durum daha koordineli, öngörülebilir, sistemli bir yaklaşım gerektiriyor. Yeni yatırımlar için sağlanan destekler kadar, mevcut iş yapma ortamını destekleyen vergi, işgücü, dijitalleşme gibi alanlarda reformların hızlandırılması, orta ve küçük ölçekli firmaların finansmana erişim sorununu çözmeye yönelik önlemlerin bir an önce alınması gerekiyor." dedi.
- İyimser olmaya ihtiyacımız var
Symes, "Oldukça zor bir dönemden geçerken, iyimser olmaya her zamandan daha çok ihtiyacımız var. Sizler de biliyorsunuz dünya dijital bir dönüşüm yaşıyor. Ülkemizin gündemi bazen dünyadaki bu hızlı gelişmelere yeteri kadar odaklanamamamıza neden olsa da biz TÜSİAD olarak yaptığımız tüm çalışmalarla bunu sürekli gündemde tutmaya gayret ediyoruz. Dijital dönüşüme ayak uydurma kapasitemiz, yeniliklerin getirdiği fırsatları değerlendirebilecek bilgi ve öngörüye, gerekli adımları atabilecek çeviklik ve esnekliğe ne kadar sahip olduğumuza bağlı. Bilgi ve çağımıza uygun güncel yetkinliklerle kendimizi, şirketimizi, toplumumuzu donatabildiğimiz ölçüde ve ancak yepyeni bir anlayışla geleceği yakalayabileceğimize inanıyoruz.'' ifadelerini kullandı.
2015 Doğan Ersöz Ödülü'nü almaya hak kazanan kurum ise TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası AŞ oldu.
BUSİAD Özel Başarı Ödülü'ne Erol Özkayan, BUSİAD Eğitim ve Kültüre Katkı Ödülü'ne Bursa Filarmoni Derneği ve BUSİAD Meslek Ödülü'ne ise Şerif Arı layık görüldü.
AA
Kaynak: