Durali Göğüş
Çağımızın Kazananları ve Kaybedenleri
Yazımızın başlığına bakıp ta bu yazıyı politik bir analiz metni olarak düşünenlerin yanılgı içerisinde olduğunu belirtmek istiyorum. Yaşadığımız zamanın dili olmaktır maksadımız sadece. İçinde yaşadığımız çağın değerlendirme ölçütünün en belirleyici ve seçici final sorusu ‘’Gazze’’ cevabında saklıdır. Bu soruya ancak Gazze’yi dertlenmiş, yaşadığı her an bu soruya cevap bulmak hayaliyle yaşayanların doğru cevabı verme olasılığı yüzde yüzdür. Cevabı da kesindir. Sınav, insanlık onurunun şu anki pozisyonunu ve derecesini de insanlara resmetmektedir. İnsanlık doksan derece dik durumda elif gibi bir duruşta mı? İnsani sıfatları koruyabilmekte mi, yoksa kaybetme uçurumuna hızla yol mu almakta? Şimdi dönelim başlığımıza attığımız sözcüklerin ruhuna.
Yüreğimizdeki vicdan kalemi ile iman çizgimiz istikametinde riyasız ve yalansız doğru cevabı söyleyelim. Kazanan Gazzeli ölen çocuklar, anneler ve babalar değil mi? Enkaza dönüşen şehir kalıntıları arasında iftar açan, teravihle kıyamdaki korkusuz mazlum halk değil mi kazanan? Yoksa kazanmış görünen son teknolojik silah ile zırlanmış Siyonist korkalar mı kazanan? Yoksa İslâm toplum fertlerinin şatafatlı çağ Müslümanlarının kendilerini aldatmaları mı kazanç? Çağın en acımasız soykırımın özetini; Filistinli imamın 30 saniyelik Cuma hutbesinden dinledi insanlık.’’37 bin şehit,70 bin yaralı,2 milyon evsiz. Filistin ümmeti uyandırmadıysa benim sözlerimin ne anlamı var. Kime ne söyleyeyim. Saflarınızı düzeltin, namazımızı kılalım.’’ Kaybederken kazananlar; canından, malından, sermayesinden kaybeden şehitlik mertebesine yükselenlerdir. Siyonist vahşete karşı yurtlarını terk etmeyen tüm zorluklara karşı zulme direnen yiğitlerin imanının katlanarak arttığına şahit olmakta insanlık. Elhamdülillah.
Onuru ve şerefi ile ders veriyor kalpsiz, vicdansız ruhlara. Kazanıyor görüntüsü içindeki Siyonist vampirler ve oların çanağını yalayan yandaşları ise, kaybolan insani sıfatlarını sıfırlamış belhüm adal varlığa dönüştüklerinden bihaber. Biz eğer ki işimizde, aşımızda, gezerken, uyumak için yastığa baş koyarken rahatsak kaybedenler safındayız biline. İnsanlık huzur içinde düşüncesi ile hiçbir şeyin farkında olmayan ruhsuzlar ile boş vermişçi zihniyetteki insanlık ziyandadır. Rüyamız da Gazze’yi ve Gazzeli mazlumların onurlu mücadelesinden bir sahne göremiyorsak ki çoğumuz göremiyor. Vah ki vah. O zaman ümmet olarak hangi siyasi yelpazeyi sallarsak sallayalım vicdanımızı, ruhumuzu asla serinletemeyiz. Ekonomik kaygıyla ticareti devam ettiren işbirlikçi oligart kafalar ve boykottan habersiz günümüz Müslümanları bilin ki kaybediyoruz. İnsanlık çağın en zor sorusunu konformist insan olarak çözemiyoruz demektir.
Batılı küffar yönetimler ve onlara omuz veren ihanet şebekeleri her daim kazanmış görünümlü kaybedenlerdir. ‘’Zulümle abad olunmayacağı’’ insanlık düşüncesinde kabul görmüş en net bir ifadedir. Çağımızda kazananlar her daim zulüm altında kardelen çiçekleri gibi açan şehitler Gazze Baharının müjdecisidirler. Mazlum coğrafyanın onurlu halkı Gazze’de, Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Miyanmar’da, Yemen’ de, Irak’ta, Afganistan’da, Suriye’de Libya’ da ve dünyanı bir çok bölgesindeki mazlumlar küffara karşı direnişte kaybetmiş görünse de ebedi alemin cennetini kazananlar olacaktır. Rabbimizin vadi mutlaktır. Asıl geçici dünyanın nimetlerine, parasına puluna, malına, mülküne ve makamına kapılanlarla, zalimlere ses çıkarmayanlar kaybedenlerdir. Rabbimizin sonsuz azabı da mutlaktır.
Netice çok net;
Kazanan; Gazzeli ümmetin mazlumları ve insanı vicdanı temsil için kendini ateşe veren asker Aaron Bushnell…
Kaybedenler; iki milyarlık İslâm alemi olmak üzere, insanlık!..
Ramazan Bayramı’nın Gazze’nin Zaferine, Özgür Filistin’in kurulmasına, ümmetin dirilişine vesile olması duası ile şehitlere ve mazlumlara selam olsun.