Rize'nin Çamlıhemşin ilçesinde bulunan Sal ve Pokut yaylaları, eşsiz güzellikleriyle her geçen gün daha fazla doğa tutkununun ilgisini çekiyor.
En eskisi 250 senelik olan 50 civarında yöresel ahşap evin bulunduğu, geniş çam ormanlarıyla çevrili, 2 bin 170 rakımlı Pokut Yaylası, trekking yapmayı sevenlerle fotoğrafçıların vazgeçemedikleri yerler arasında bulunuyor.
Ladin ormanlarıyla kaplı Çamlıhemşin ilçe merkezine 2 saat uzaklıktaki Pokut'u ziyaret etmek isteyenler, yorucu, zorlu ancak bir o kadar da zevkli yürüyüşün ardından Hazindak ve Sal yaylalarına geçerek Karadeniz'in diğer güzellikleriyle de tanışabiliyor.
Pokut Yaylası'nın karşısında yer alan Sal Yaylası da yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerleri arasında bulunuyor. 2 bin 2 rakımlı yayla, geleneksel ahşap evleriyle ziyaretçileri adeta büyülüyor.
Çamlıhemşin Kaymakamı Aziz Gölbaşı, ,Pokut ve Sal'ın her mevsim rengarenk olduğuna dikkati çekti.
Gölbaşı, "Rakım yüksek olduğu için yeşilin her tonunu ve çeşit çeşit çiçekleri burada görmek mümkün. Yayladaki tarihi evler adeta doğayla iç içe bulunuyor. Doğal güzelliği bozacak en ufak bir yapı yok.
Neresine bakarsanız bakın her yerinin ayrı güzelliği var. Yaylada sadece yöre halkı tarafından hayvancılık faaliyeti yapılıyor. Ayrıca gelen turistlerin konaklama imkanı bulabileceği mekanlar da mevcut." diye konuştu.
Yaylaya ulaşımın zor olmasının, güzelliğine değer kattığını ifade eden Gölbaşı, "Yayla yolunun stabilize olması ve yüksek rakımdan dolayı her araçla buraya gelinemiyor. Buraya gelmek isteyen kişinin arazi aracı olması gerek.
Yayla o yüzden kitle turizmine açılmamış. Kitle turizmine açılmasını desteklemiyor ve Kaymakamlık olarak buranın doğal güzelliğinin korunması ve bozulmaması için çalışmalar yapıyoruz. Doğu Karadeniz'in turizmdeki en özel yerine, adeta çeyizine sahip çıkıyoruz." dedi.
Pokut'u ziyaret eden Aylin Aydoğan, arkadaşlarıyla İzmir'den geldiğini belirterek, "Yaylaya gelirken çok zorlandık ama bu manzara karşısında büyülendik.
Çok keyifli ve çok güzel burada olmak. Burada doğaya ve hayatın kendisine çok yakınsınız. Ulaşım zor olsa da temiz hava ve bol oksijen her şeyin önüne geçiyor ve zamanın durmasını istediğiniz anların farkına varıyorsunuz." ifadelerini kullandı.
Ziyaretçilerin yayladan istemeyerek ayrıldığını anlatan Akçam, "Konaklamak için gelen ve Pokut Yaylası'nda 2 gün kalanlar giderken ağlıyor. Eşime söylüyorum; 'Bizim için değil doğa için ağlıyorlar.' Gerçekten buraya gelenler unutamayacakları güzellikler yaşıyor. Pokut'un seveni çok ama biz yöre halkı olarak kirletilmemesi için elimizden geleni yapıyoruz." diye konuştu.