Çanakkale’den Konya’ya Bakmak

Çanakkale’den Konya’ya Bakmak!

Geçtiğimiz pazartesi sabahı Konya’dan yola çıkarken neyle karşılaşacağımı bilmediğim için; garip bir heyecan kaplamıştı içimi…

Çünkü gezmeyi tasarladığım şehirlerden kimisine ilk kez gidecektim…

Evvela İznik’e uğradım, Anadolu Selçukluları’nın Konya’dan önceki başkentine…

İznik Gölü’nde serinlerken, buradan, bu yemyeşil topraklardan Haçlı saldırıları sebebiyle doğuya doğru; Konya’ya gitmek zorunda kalan atalarımız geldi hatırıma. İznik’i hep özlediler mi acaba? Ya da Konya’ya ‘iyi ki gelmişiz’ mi dediler…

Osmanlı’nın ilk başkenti Bursa’ydı sonraki durağım…

2 milyona yaklaşan nüfusuyla; ticarette, sanayide, sporda, kültürde üç büyük şehrin peşinden koşturduğu her halinden belliydi. Arap kral ve diktatörlerinin pek çoğuna sürgün adresi de olan Bursa, 1963’ten beri hizmet veren emektar teleferiğine hala Arap turistleri doldurmayı başarıyordu…

Ardından binlerce şehidimizi bağrında barındıran; destanlarıyla, türküleriyle, şanlı ve kanlı tarihiyle Çanakkale…

Kişi başına düşen alkol tüketiminde İstanbul medyası ısrarla ‘Konya’ yazsa da bilinenin aksine birinci olan Tekirdağ ve Marmaraereğlisi’nde teşehhüt miktarı gezinti ve son olarak da göz bebeğimiz İstanbul…

Yazımı yazmak için, İstanbul’dan Konya’ya doğru yola çıkmazdan evvel bilgisayarın başına oturduğumda, gözümün önünden bir haftadır görüp yaşadıklarım geçti. Yazılmaya değer çok şey vardı, ama ben bunlardan birini seçtim.

Çanakkale’yi yazmalıydım…

İnanılmaz derecede bozuk bir yolla varılıyor Çanakkale’ye…

Bizim Ereğli kadar bir nüfusu var…

Bir yanında deniz olduğu halde orta yerinden de Sarı Dere akıyor…

Yerli yabancı milyonlarca turist geliyor, amaaaa…

Köyden farksız, doğru düzgün oteli de, restoranı da yok…

Bakımsız ve estetikten yoksun…

CHP’li belediye başkanı tam olarak ne yapıyor bu şehirde merak konusu…

Anadolu yakasında durum böyleyken, aslında tüm kahramanlık hikâyelerinin yazıldığı boğazın karşısı nasıl acaba? Son birkaç yılda Kültür Bakanlığı Gelibolu yarımadasını ihya etmiş. Fakat maalesef insanlar anladığımız manada Çanakkale ruhundan bihaberler.

Her şey dünya olmuş…

Para kazanmak, geçmiş her şeyin önüne…

Çanakkale hiç bizden bir şehir gibi gelmedi bana…

Camilerine bizim gibi gezginlerden başka selam veren yok bu şehrin çünkü…

Başörtülü bayan görünmüyor pek ortalarda, bari etekler mini olmasa…

Şu kadar vatan evladı, gavur askeri, kızlarımızın başını açmasın diye can vermemiş sanki…

Herhangi bir Avrupa şehrinden farksız bir yaşam biçimi; içki lokantaların ana menüsü…

Çanakkale’den Konya’ya bakınca halimize şükrettim, her bakımdan…

Bir daha gitmek istemiyorum bu şehre...

Ama herkes bir kez gitmeli, görmeli; Çanakkale’yi de, Gelibolu’yu da, insanını da… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum